| Konu: | Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 10.03.2015 |
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - ...kanunun kendisiyle ilgili bazı konuları görüşeceğim. Bugün bizi buraya icbar eden nedenleri okuyacaktım, muhtemelen kısmetse yarın okuruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; jandarmayla ilgili düzenlemeler... 12 Eylülden sonra jandarmanın kendi başına buyruk hâle gelmesine yönelik bazı düzenlemeler yapıldı. Ancak 507 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle 20 Ağustos 1993'te eklenen maddelerle hatalar düzeltildi; o zaman mülki amirlere jandarma yetkilileri hakkında sicil düzenleme yetkisi verildi; ayrıca, jandarmanın izni konusunda yetkili olmayan mülki amirler yeniden yetkilendirildi. Bu maddeyle ifrattan tefrite varan bir uygulamaya geçilmek isteniyor; jandarmayı siyasallaştırma, iktidara bağlama, yandaş kolluk kuvvetlerine bir diğer kolluk kuvvetini ekleme amaçlanıyor. O bakımdan bunun doğru bir düzenleme olmadığını düşünüyoruz, mevcut düzenlemenin yeterli olduğunu değerlendiriyoruz.
Sayın milletvekilleri, jandarma komutanını İçişleri Bakanı doğrudan atayacak. Jandarma komutanı il idare şube başkanıdır. İl idare şube başkanları 5442 sayılı Yasa'ya göre, Devlet Memurları Yasası'na göre, Personel Yasası'na göre, ilgili yasalara göre üçlü kararnameyle atanır. Valinin kırsal alandaki kolluk gücü jandarmadır, kentteki kolluk gücü emniyet teşkilatıdır. Emniyet müdürü İçişleri Bakanının inhası, Başbakanın imzası ve Sayın Cumhurbaşkanının onayıyla atanırken jandarma komutanı niye sadece İçişleri Bakanı tarafından atanıyor? Bu yanlış bir uygulamadır. İçişleri Bakanı bu yetkisini son dönemde bazı İçişleri Bakanının kullandığı gibi kullanacak olursa, savcıları da, jandarmaya, tutuklatma emri verebilecektir. Bu çok tehlikeli bir yaklaşımdır.
Aynı şekilde, görüş alma söz konusudur. Bir yetkili, bir il idare şube başkanı bir vilayete atanacağı zaman, söz gelişi bir bayındırlık müdürü, bir millî eğitim müdürü, bir emniyet müdürü, bir vali yardımcısı atanacağı zaman valinin görüşü alınır. Ancak, AKP hükûmetleri bunu terk etti. Jandarma komutanının atanması bakımından da bu görüşün alınması lazım. Şimdilerde çok komik bir görüş alınma uygulaması yapılıyor; vali yardımcılarının kararnamesi çıkıyor, ondan sonra İçişleri Bakanlığı valiye soruyor: "Aksaray Vali Yardımcısı filanı iliniz vali yardımcılığına atıyoruz, görüşünüz nedir?" Kararname çıkmış, Cumhurbaşkanlığınca onaylanmış, değil mi Sayın Ersoy, Sayın Valim?
MEHMET ERSOY (Sinop) - Yayınlanmadan yapılıyor.
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Yayınlandıktan sonra, kararname çıktıktan sonra... Ben de inadına son güne kadar bekletiyordum, süre dolarken "Makamın takdirlerine maruz." diyordum. Yalnız, bir yerden gelen belalı bir vali yardımcısını... Aradım müsteşarı "O adamı vilayetime sokmam." dedim, sokmadım. Sonra Sakarya'ya gitti, üç gün sonra tutuklandı. Yani bir yasa çıkıyorsa onu içtenlikle uygulamak lazım.
Şimdi, jandarmayı bu hâle getirirseniz zaten yargıda Bangalor Deklarasyonu, Budapeşte Deklarasyonu, Kopenhag Kriterlerini, bağımsız, tarafsız yargıyı ortadan kaldırdınız; yargıya giden, yargıya açılan ilk kapıyı da adaletli olmaktan çıkaracaksınız.
Polis teşkilatında Balyoz davasında, Ergenekon davasında, bazı davalarda ek deliller uyduruldu ama jandarma, Ali İsmail davası başta olmak üzere içimizi yakan bir diğer olay, Özgecan olayında da çok sistemli çalıştı, sorunları çözdü. Ama Ali İsmail olayında olduğu gibi jandarma da davranırsa adaleti ara ki bulasın. Bu adaletsizliğe katkı verilmemesini bekliyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)