| Konu: | Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 10.03.2015 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 684 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 53'üncü maddesi üzerinde verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu 53'üncü madde ve devam eden maddelerde Jandarmayla ilgili düzenlemeler var. Şimdi, bu kanun tasarısında -ana gerekçe şu- Jandarmanın sivilleşmesinden bahsediliyor. Şunu açık yüreklilikle ifade edeyim değerli milletvekilleri: Burada ne Jandarmanın sivilleşmesi ne demokratikleşmenin önünün açılması gibi bir niyetiniz yok. Günlük anlayışlarla, günlük ihtiyaçlarla kendinizi koruma adı altında politikalar yapıyorsunuz ve bugün gelinen noktaya baktığımızda, dün, iktidara geldiğiniz 2002'nin sonunda, otuz yıl rahmetli Necmettin Erbakan'ın dizinin dibinde siyaset yaptığını ifade eden Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve yol arkadaşları "Günün şartları onu getirdiği için millî görüş gömleğini çıkardık." deyip, uçağa binip Avrupa Birliği kapısında yasal düzenlemelerden, demokratikleşmelerden bahsetti ama kurumları ve kuruluşları ele geçirdikçe... Dün mağdur oldu, basında her gün kendisi ve yol arkadaşları hakkında haberler çıkarken basından dert yanıyordu, askerden dert yanıyordu, polisten dert yanıyordu, hukuktan dert yanıyordu.
Evet, dün haklı olarak çığlık attığınız konuların bugün bir benzerini kendiniz yapıyorsunuz. 28 Şubattan daha ağır şartlarda medya üzerinden algı operasyonu yapıyorsunuz. Bugün gelinen noktada sivilleşmeden bahsediyorsunuz. Sizin derdiniz sivilleşme değil, sizin derdiniz demokratikleşme değil. İktidarınızı, on üç yıldır sürdürdüğünüz iktidarı -artık korku dağları aşmış- "Bu iktidarımızı hukuk dışı da olsa, ne yoldan olursa olsun nasıl koruruz?" anlayışının içerisinde, gelen kanunların özüne bakın, hepsi bunlarla ilgili, poliste yaptığınız değişiklikler... Dün kahraman ilan ettiğiniz polislere, dün kahraman ilan ettiğiniz savcılara, dün altına Mercedes çektiğiniz savcılara bugün hain muamelesi yapıyorsunuz ve bunun ana nedeni ne? 17-25 Aralık asrın yolsuzluğu. Bugün sayısal çoğunluğunuzla yok sayabilirsiniz, atadığınız mahkemelerle buralarda beraat etmiş olabilirsiniz ama Allah da biliyor, kulu da biliyor ki 17-25 Aralıkta kamunun malı iç edilmiştir. Bu kamunun malını kim iç etmişse mutlaka bunun hesabını verecektir. Bakın değerli milletvekilleri, devletin varlığı her şeyin önünde gelir. Devletin kurumlarını çökertiyorsunuz. Devletin kurumlarını çökertirseniz, devleti çökertirsiniz. Kendi ikballerimiz için, kendi geleceklerimiz için, kendi korkularımız için, kendi kaygılarımız için veya birilerinin -onu anlamanız lazım- kaygıları için devletin kurumlarını çökertmeye hakkınız yok. Bu devletin varlığında binlerce şehidin mücadelesi var, binlerce insanın alın teri var, emeği var. Kurumları çökertirseniz, devleti çökertirsiniz. Bunu görmeniz lazım.
Biraz önce düzeltmede Mahir Ünal Cumhurbaşkanlığının saygınlığından bahsetti. Evet, Türk devlet geleneğinde Cumhurbaşkanlığı saygın bir kurumdur ama Allah aşkına -bir tane de Hükûmet yetkiliniz, bir tane AKP sözcünüz- bugüne kadar "Sayın Cumhurbaşkanı siz Anayasa gereği tarafsız olmanız gereken, orada tarafsız durmanız gereken bir kurumdasınız, oranın saygınlığını rencide etmeyin." diyebilecek bir kişi çıktı mı içinizden? Yani bir Cumhurbaşkanı televizyonlara çıkacak, alenen siyaset yapacak, muhalefet partilerinin liderlerine olabildiğince hakaret edecek, ondan sonra grup başkan vekili çıkacak Cumhurbaşkanlığının saygınlığından bahsedecek. Evet, devlet geleneğine göre Cumhurbaşkanlığı saygınlık makamıdır ama o makamı önce o koltukta oturan kişinin koruması ve muhafaza etmesi lazım.
MİT Müsteşarı... Bu siyaseten doğru bulsanız bile ahlaken doğru değildir. Dün haberlerde çıkan "MİT, Milliyetçi Hareket Partisinin içini karıştırmaya çalışıyor. MİT, Milliyetçi Hareket Partisiyle ilgili operasyon yapıyor." haberleri bugün yapılan atamalarla doğruluğunu teyit eder. MİT... Millî İstihbarat Teşkilatını tartışılır hâle getirirseniz devletin geleceğini tartışılır hâle getirirsiniz. Bundan da çocuklarımız zarar görür, Türk devleti zarar görür.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)