| Konu: | Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 09.03.2015 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 51'inci maddedeki önergemiz üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu iç güvenlik tasarısı jandarmayı sivilleştirmeye dönük değil aksine jandarmayı siyasallaştırmaya dönük bir düzenlemedir, öncelikle bunu belirtmek gerekir.
1983 yılından beri Türkiye Büyük Millet Meclisinde hukukla ve çeşitli kanunlarla ilgili yapılan konuşmaları dikkatle incelediğimizde, 12 Eylül 2010 Anayasa referandumuna kadar, genellikle 12 Eylül rejimi mihenk taşına vurularak, olumsuz örnek gösterilmek suretiyle eleştirildiğini görürüz. Fakat, 12 Eylül 2010 Anayasa referandumundan sonra AKP iktidarının yaptığı birtakım hukuki düzenlemeleri ve geldiğimiz bu süreçte ve bilhassa bu iç güvenlik tasarısında yapılan konuşmaları dikkate aldığımızda benim için dikkati çeken şu: Genellikle bütün konuşmacılar "12 Eylülde dahi", "12 Eylülde bile" diyerek konuşmasını mukayese ederek yapıyor. Bu da bu mevcut düzenlemelerin ne kadar bir geriye gidiş olduğuna, kötü düzenlemeler olduğuna da bir örnek teşkil etmektedir.
Bu iç güvenlik paketi, temel hak ve özgürlükleri, hukuku siyasi yönetimin keyfî ve despotik tutumuyla yok etmekle kalmıyor, ayrıca güvenlik birimlerinin yönetim yapılarında da bir bozulma, kargaşa ve kaosa yol açabilecek düzenlemeleri içermektedir. Bu tasarıyı hazırlayanlar, bir şeyi yapmak, düzenlemek, düzene koymaktan ziyade, sanki iyice bozmak için, karıştırmak için özel gayret göstermişler endişesine kapıldım. Yani, bu kadar olur gerçekten ve bunu da lütfen siyasi bir değerlendirme olarak almayın. Sadece yönetim teknikleri, sevk ve idare ilmi bakımından değerlendirdiğimizde, bunu görmek mümkündür.
İdari birimler içerisinde -bu söz konusu olan 51'inci madde jandarma birimi- görev, yetki ve sorumluluk kargaşası çıkmasını, kaçınılmaz bir şekilde, bu 51'inci maddede de gösteriyor. Diğer maddeler de var ama bu atama düzenindeki düzensizlik bu kargaşayı mutlaka çıkaracaktır. Her şeyden evvel, idari bütünlük bozuluyor bu atama düzeniyle ve sivilleştirme adı altında jandarma âdeta görev yapamaz hâle getirilmektedir. Yani, birkaç yıl sonra jandarmanın âdeta belediye zabıtası durumuna düştüğünü görürseniz sakın şaşırmayın. Jandarma yöneticilerinin atamaları tam bir ucube, gerçekten bir ucube. Buradan ancak yönetim, idari metastaz çıkar. Atama düzenini altüst eden bir düzenleme, hiyerarşik yapı bozuluyor, disiplin bozuluyor.
51'inci maddede gerçekten düzeltilmesi gereken o kadar çok hususlar var ki: Jandarma Genel Komutanının atanması farklı, generallerin atanması farklı bir düzen; daire başkanı, il, ilçe jandarma komutanları İçişleri Bakanlığınca atanıyor, fakat akabinde diyor ki: Gerektiğinde Jandarma Genel Komutanı da bu konuda teklifte bulunabilecekmiş. Yani, ciddi mi yazmışlar, alay mı ediyorlar, hiç belli değil.
Ayrıca, (b) fıkrasında, generallerin atanmasında, "Jandarma Genel Komutanının lüzum göstermesi, Genelkurmay Başkanının teklifi..." Bu lüzum nasıl gösterilecek? Lüzum görme mi, lüzum gösterme mi, nedir bu? İçişleri Bakanlığının, Hükûmetin bunun bir izahatını mutlaka yapması gerekir. Jandarma üzerinde iktidar bir siyasi kontrol kurmak istemekte ve bunu da bozarak, daha da bir yönetim karmaşası çıkararak... Ast-üst ilişkileri bozulacak; ast, üstüyle meşgul; üstü, astına güvenemez bir hâlde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Yani, buradan kesinlikle sağlıklı bir kurum çıkmaz değerli milletvekilleri.
Bu düşüncelerle önergemizin kabulünü diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)