GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:69
Tarih:04.03.2015

DEMİR ÇELİK (Muş) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; sizleri şahsım ve partim adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum. 684 sıra sayılı kanunun 41'inci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki hafta üst üste ertelenen, son on beş gündür de gecenin ilerleyen saatlerine, sabah saatlerine dek büyük bir efor, ciddi düzeyde gerilim ve gerginliklerle geçen, geçtiğiyle kalmayıp toplumun ve geleceğimizin gasbına yönelik bir kısım haksız, hukuksuz ve siyasi etikle bağlaşmayan bir Meclis mesaisiyle karşı karşıyayız. Meclis, her şeyden önce barışın, demokrasinin, özgürlüklerin, hak ve adalet arayışının mekânı, zemini olması gerekirken bir kesimin, bir zümrenin, bir kişinin ya da bir grubun çıkarlarına endekslenmiş, o çıkarı varsa yoksa, olmazsa olmaz noktasına getiriyor olmasının siyaseten tıkanmışlığını yaşıyoruz. Siyaset nihayetinde sorunu çözmenin sanatıysa, siyaset toplumun birikmiş sorunlarının çözüme kavuşturulmasının yegâne meşru demokratik yolu ve yöntemi ise yapılması gereken, azlığa, azınlığa hizmet değil, çokluğa, çoğunluğa hizmettir. Bu nedenle de esasa alınması gereken, birilerinin ikbali, statüsü, iktidarı ve geleceği değil, toplumun çoklu kimliğinin, çoklu kültürünün geleceği olmalıdır. Toplum bugün açlık ve sefaletle karşı karşıyayken, yüzde 15'lere vurmuş işsizliğimiz, açlık sınırında 13 milyonu bulan insanımız, yoksulluk sınırında neredeyse terbiye edilme durumuyla karşı karşıya kalan 30 milyon insanımız, barışa susamış halklarımız, inanç ve kültür sahibi yapılarımız, bunca sorunun çözüm iradesini bize vekâleten vermiş olmalarına karşın biz bu vekâletin gereğini yerine getirecek meşru siyasetin yürütücüleri olamadık, olamıyoruz da. Ülke kaynaklarının, ülke emeğinin ve ülke değerlerinin hiçleştirilmesini hak olarak kendimizde gördüğümüzde, halktan aldığımız vekâlete ihanet etme riskiyle karşı karşıya kalırız. Halkın açlık, sefalet, yoksulluk ve işsizlik sorununu çözme, barışını ve özgürlüklerini sağlama yönlü umudunu hiçbirimizin ama hiçbirimizin siyaset adına pazarlamaya, siyaset adına umut vadetmeye hakkı yoktur. Ya çözeceğiz, ya çözeceğiz diyor, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)