GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:65
Tarih:26.02.2015

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 684 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 30'uncu maddesinde, Anayasa'ya aykırılık nedeniyle vermiş olduğumuz önerge üzerinde söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, iki gün öncesine kadar, eski Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tabiriyle, destan yazan polisler ve emniyet müdürleri vardı, iki günden bu yana yani AKP'nin son grup toplantısının yapıldığı salı gününden itibaren de yeni Başbakan Sayın Davutoğlu'nun destan yazan AKP milletvekilleri var.(X) Destan yazan polisler tarih oluyor.

Yapılan bu düzenlemelerle birçok emniyet müdürü resen emekliliğe sevk edilirken polis kolejleri kapatıldı. Ayrıca, bu maddede, herhangi bir nedenle görevinden ayrılmak durumunda olanlarla ilgili tazminat ödemesini öngören 3201 sayılı Kanun'un ek 24'üncü maddesi hükümlerine göre yapılacak işlemler de bir başka haksızlığa yol açacak düzenlemeler içermektedir. O nedenle bu önergeyi verdik. Umarım, aklıselim hâkim gelir, bu madde bu tasarıdan çekilir, yeni mağduriyetlerin önü kapatılmış olur.

Ancak mağduriyetler tabii ki bitmiyor, bu tasarının yasalaşmasıyla çok ciddi ve yeni mağduriyetler beklenmektedir. Bunlardan birisi, bireyleri yargı güvencesinden tamamen yoksun olarak korumasız hâle getiren hak ve özgürlüklerin, iktidarın, idarenin ve polisin insafına terk edildiği ve maalesef kargaşa içerisinde yine AKP'li milletvekili arkadaşlarımızın oylarıyla geçen maddelerdi. Keşke bunlar da Anayasa'ya aykırı olduğu biline biline buradan geçirilmemiş olsaydı.

Aynı şekilde, her türlü toplantı ve gösteri yürüyüşünün terör eylemi, buna katılan herkesin de terörist olarak ilan edildiği düzenlemeler içeren maddeler, Anayasa'ya aykırı olduğu hâlde keşke sizlerin oylarıyla kabul edilmeseydi, geri çekilmiş olsaydı.

Yine, yargı kararı olmadan mülki amirler yani valiler ve kaymakamlar ile polis amirlerinin emriyle idarenin, kişinin kırk sekiz saate kadar gözaltına alınmasına yol açan talimatlarını düzenleyen maddeler yine sizlerle, sizlerin oylarıyla geçmemiş olsaydı, Anayasa'ya aykırı olan bu düzenlemeler keşke bu yüce Meclisten geçirilmemiş olsaydı.

Benzer şekilde, yargı kararı olmadan, polisin, istediği kişiyi kırk sekiz saat boyunca gözaltında tutabilecek, kişinin avukatına ulaşmasını engelleyebilecek düzenlemeye oy vermemiş olsaydınız, geçmeseydi, Anayasa çiğnenmemiş olsaydı, hukuk devleti ilkeleri yok sayılmamış olsaydı, bunlarda uzlaşma sağlanabilmiş olsaydı.

Yine, keşke polis teşkilatının, jandarma teşkilatının ve Sahil Güvenlik Komutanlığının tamamen bir bakanın, dolayısıyla siyasi iradenin emrine verilen düzenlemelere oy vermemiş olsaydınız, keşke bunlar geçmemiş olsaydı, Anayasa çiğnenmemiş olsaydı.

Bundan sonra, inşallah, umut ediyorum, özellikle bu tasarının 126'ncı ve 127'nci maddelerinde yer alan ve tüm devlet memurlarının, AKP karşıtı olması hâlinde, gönderilecek bir müfettişle memuriyet hayatına son verilmesi durumunda sadece idareye karşı tazminat davası açabileceği hakkını veren düzenleme geçmez; Anayasa, hukuk, insan hakları çiğnenmez. Özellikle buradan sizleri bir kez daha bu maddeyle ilgili uyarmak istiyorum: AKP'nin gönderdiği silahşor müfettişler, AKP'ye karşı olan herhangi bir devlet memurunu görevinden alıp gönderdiği hâlde, geriye, göreve iade hakkını elinden aldığınız ama sadece idareye tazminat açabilme hakkını verdiğiniz ve bunu da devletin hazinesinden ödemeyi garanti ettiğiniz düzenleme, tamamen çağ dışıdır, tamamen hukuka aykırıdır, Anayasa'ya aykırıdır. Onun da bu görüşmeler sırasında bir uzlaşmayla geri çekilmesini mutlaka temin etmemiz gerektiğini ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)