| Konu: | HDP Grubunun, İstanbul Milletvekili Abdullah Levent Tüzel ve arkadaşları tarafından, Cizre olayları ve 6 kişinin ölümü nedeniyle 28/1/2015 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 26 Şubat 2015 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 26.02.2015 |
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Cizre'de son dönemde meydana gelen önemli olaylar oldu. Nitekim, 29/11/2014 tarihinde otobüs işletmecisi bir vatandaş gerçekleştirilen saldırı sonucu hayatını kaybetti. Yine, 27/12/2014 tarihinde HÜDAPAR-PKK çatışmasında 4 kişi hayatını kaybetti. Ümit Kurt isimli şahıs hayatını kaybetti. Nihat Kazanhan isimli bir çocuk hayatını kaybetti. Yine, Nazım Ölmez isimli köy korucusu oğluyla birlikte saldırıya uğradı, hayatını kaybetti. Netice itibarıyla, 6 Ekimden günümüze kadar şiddet olaylarıyla ilgili 65 şahıs gözaltına alındı, bunlardan 13 şahıs tutuklandı. Ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına taziye dileklerimi iletiyorum.
Bu çocukların hepsi bizim çocuklarımız, bu çocukların hepsi bizim geleceğimiz. Çocuklar arasında, ölenler arasında, mağdurlar arasında ve mağdureler arasında ayrım yapmak bir devlete yakışmaz. Türkiye Cumhuriyeti devleti böyle bir ayrım yapmamaktadır, bunu -kesinlikle- herkes bilsin.
Cizre olayları sadece asayişsizlik olayları değil, aynı zamanda çözüm sürecine yönelik bir provokasyondur. Bu hadiselerin siyasi boyutu var. Bu olaylarda can verenler oldu, hepsine Allah'tan rahmet diliyorum.
Olaylarla ilgili adli ve idari tahkikat devam ediyor. Olaylara zamanında müdahale edilemedi. İş makineleri gönderildi ancak hendekler vardı. Belediye çalışmaları nedeniyle bu hendekler aşılamadı, zaman kaybı oldu. Bir kısım milletvekili arkadaşların oraya gitmesi ve talimatların verilmesini takiben bunun geriye 12 yaşındaki bir çocuğun cansız cesedi olarak dönmesi hepimizi derinden yaraladı.
Bunlar bir mesaj olabilir yani "Silahı elden bırakmayız, şiddeti elden bırakmayız, burası bizimdir, burayı kimseye vermeyiz." diye bir mesaj olabilir. Ama hiç kimsenin şüphesi olmasın ki normalleşme süreci devam edecektir, çözüm süreci devam edecektir. Ancak, buna rağmen bazı karanlık güçler vesayet günlerine, asimilasyon, ret, inkâr, günlerine, baskı, işkence günlerine Türkiye'yi döndürmek istiyor olabilir. Statükoyu savunan, geçmişi özleyen, karanlığa alışmış, aydınlığı istemeyen, etnik zenginliğimizi kaşıyanlara karşı, statükoyu yıkmaya, geleceğe umutla bakmaya, aydınlık günlere hep birlikte yol almaya, kardeşlik iklimini genişletmeye gayret etmeye devam edeceğiz. Nefret söylemleriyle, sloganlarla ayrıştırmayı doğru bulmuyoruz. Sevgiyi yüceltmek, barışı, huzuru tesis etmek zordur ama ırkçı söylemlerle nefreti yaymak, toplumun huzurunu bozmak çok kolaydır. Ama biz zor olana talibiz çünkü hepimiz insanız, hepimiz kardeşiz.
AK PARTİ hükûmetleri olarak biz, toplumda düzeni, barışı, huzuru tesis etmek için gayret ediyoruz. Her türlü hukuki olmayan eylemleri, saldırıları, etnik milliyetçilik tepkilerini, ayrılık söylemlerini, ırkçı tutumları kınıyoruz. Hükûmet olarak, partimiz olarak gereken önlemleri aldık, alacağız, almaya devam edeceğiz. Karanlık saldırıların nedenlerinin arkasındaki karanlık odakları ortaya çıkarmak görevimizdir; varsa provokasyon bunu da ortaya çıkarmak görevimizdir. Partimize, karanlık dehlizlerde çözüm sürecine darbe vurmaya, barış ve huzurumuzu bozmaya, kardeşlik iklimini bozmaya gayret edenler amaçlarına ulaşamayacaklardır ve hüsrana uğrayacaklardır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grup önerisini Genel Kurulun takdirine sunuyor, hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)