GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:64
Tarih:25.02.2015

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkçede yalanın türlü kullanım biçimleri var, "Yalandan kim ölmüş." deriz, "Kuyruklu yalanlar." deriz. Yani, bunlar aslında şunu ifade eder: Bir kere yalan söylemeye başladığınız zaman, bunu içselleştirdiğiniz zaman bu size yapışır yani durmak bilmez, âdeta bir yalan makinesine dönüşme ihtimaliniz vardır. Bunun teorisini yapanlardan birisi Goebbels'ti biliyorsunuz, yalana ve tekrara dayalı propaganda. Türkiye siyasetinde buna heveslenen siyasetçiler var. Bir de yalan yayıcıları var. Yani, bunlar da medyadan oluşuyor, medyanın bir bölümünden oluşuyor.

Şimdi, ben bu konuşmamda yalan yerine "çarpıtma" sözcüğünü kullanacağım, "yalan" sözcüğünü kullanmayacağım. Çarpıtma ve kuyruklu çarpıtma. Bakın, bugün Erdoğan, Davutoğlu ikilisi birkaç yerde konuştular. Burada, yaptıkları konuşmalardaki çarpıtmalar şu beş dakika içine bile sığmayacak kadar kuyruklu cinsinden.

Size bir şey okuyayım Davutoğlu'nun konuşmasından. Diyor ki: "İç Güvenlik Tasarısına ne Bakanlar Kurulunda imza aşamasında ne de komisyonlarda görüşülmesi sırasında eleştiri getirmediler, teklif getirmediler, katkı yapmadılar, ses çıkarmadılar."

MUSTAFA MOROĞLU (İzmir) - Çift kuyruklu.

OĞUZ OYAN (Devamla) - "Ne zaman ki Genel Kurula geldi, bir yerlerde düğmeye basıldı. Kirli ittifaklar içine girdiler, sandığa değil, sokağa çağırıyorlar, molotofkokteylini, bonzaiyi savunuyorlar."

Şimdi, bu kuyruklu yalanlara, pardon, çarpıtmalara bir değinelim.

OKTAY VURAL (İzmir) - Her türlüsü var.

OĞUZ OYAN (Devamla) - Şimdi, bir kere, şu kitap, 684 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın yaklaşık yarısı 133 sayfası muhalefet partilerinin eleştirilerinden oluşuyor ve bunun 61 sayfası doğrudan CHP'nin eleştirilerinden oluşuyor. Nerede eleştiri yok, nerede katkı yok. Okuma yazması olduğuna göre birinin göstermesi gerekiyor.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bunun dışında 3 muhalefetin parti başkanları da çıkıp "Bunu sakın ha, getirme Genel Kurula, bu hâliyle bunu sakın getirme." dediler, uyardılar. Buna rağmen buraya geldi. Demek ki burada büyük bir çarpıtmayla karşı karşıyayız.

Bir de gelelim şu düğmeye basma hikâyesine. Hani düğmeye basmayı, bunu çok seviyor AKP. Her siyasal, her toplumsal tepkiyi açıklayan sihirli bir maymuncuk bu düğmeye basma meselesi, birileri düğmeye basıyor. Kim basıyor Allah aşkına bu düğmeye?

Şimdi, bu kirli ittifakları vesaireyi kim yapıyor Türkiye biliyor. Şimdi düğmeye basanlara şöyle bir bakalım:

2002 yılından beri çeşitli dış ve iç ittifaklarla emperyalizmle de kol kola girerek Türkiye'de cumhuriyeti tağyir etmek yani değiştirme, başkalaştırma düğmesine basan kim? Biz miyiz, kim bastı? Cumhuriyetçi aydınları sindirmek için polis ve yargı şiddetini kullanma yolunda beraber yürüdüğünüz amaçdaşlarınızla birlikte yürümenizi size kim söyledi? Orduya kumpas kuran üçlü çetede başrolde olan siyasi parti, siyasiler kimdi? Emperyalizmin gölgesinde Türkiye'deki deniz kuvvetlerinin komuta kademesini tarumar ederek, Akdeniz, Ege ve Karadeniz'de güç dengelerini Türkiye aleyhine değiştiren yani aslında "vatana ihanet" suçu işleyen siyasiler kim? Ergenekon, Balyoz kumpanyasında "Ben bu davanın savcısıyım." diyen kim? Kabataş'ta başörtülü ve bebekli gelinin 70-100 kişilik bir grup tarafından dövüldüğü, taciz edildiği yalanını, iftirasını ortaya atan kim? Ben bununla ilgili geçen yıl suç duyurusunda bulundum, hâlâ savcılık bakacak.

Peki, şimdi her türlü irtifa kaybını göze alıp, kızını bile öne atarak, suikast hazırlığı hedefinde göstererek yeni bir mağduriyet alanı yaratmaya çalışan şahsiyet kim? Düğmeye basan kim burada, kim bastı bu düğmeye?

Gezici araştırma şirketinin anket sonuçlarını beğenmeyip Maliye Bakanına "Bu şirkete baskın yapın." düğmesine basan kim? Yeni bir istibdat rejimine geçişin son tuğlalarını koyan bu iç güvenlik tasarısını buraya getirip "Ya çıkacak, ya çıkacak." baskısını yapan, bu düğmeye basan kim?

Değerli arkadaşlarım, ancak suçluluk telaşındaki bir iktidar böyle bir baskıcı yasayı getirebilir. Bu yasa bu ülkeye hayırlı olmaz, size de olmaz. (CHP sıralarından alkışlar)