| Konu: | Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 25.02.2015 |
ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Birkaç maddemiz var Sayın Başkanım, müteakip maddelerde değerlendireceğiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Şubattan bu yana belli çalışma saatinde başlıyoruz ancak ne zaman biteceği belli olmuyor. Bu, sayın milletvekillerini strese sokuyor. Bazen de ve çoğu kez sayın başkanların antidemokratik tutumları nedeniyle tartışmalar çıkıyor, ölüm tehlikesi riski yaratan yaralanmalara, kavgalara neden olunuyor. Bugün sükûnetle geçmesini memnuniyetle karşılıyor, ona uygun olarak sizlere hitap etmeye çalışıyorum.
Değerli milletvekillerimiz, azami çalışma süresinin belirsiz olması gerçekten doğru bir şey değil. Uluslararası ILO Sözleşmesi'ne de, insan haklarına da aykırı.
Sayın Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri Genel Kurula geldiğinde bitime kadar 17 Şubat için onay verdiler. Neye onay verdiklerini bilmeden bu onayı verdiklerini düşünüyorum çünkü 132 maddelik bir yasa "Bitime kadar görüşülecek." diye onay verilirse kaç dakikada sonuçlanabilir, ben hesap ettim. Tümü üzerinde görüşmeler yirmişer dakikadan en az 100 dakika, 120 dakika; bölümler üzerindeki görüşmeler onar dakikadan en az 60 dakika; maddeler üzerindeki görüşmeler yirmişer dakikadan 2.640 dakika. Biz hesapla konuşuyoruz, ders çalışarak geliyoruz, öyle rastgele parmak kaldırmıyoruz, birinin buyruğuyla "Başüstüne." demiyoruz. Okunması en az bin dakika. Hesap ediyorsunuz, 4 bin dakikayı geçiyor. 4 bin dakikayı geçince 70 saati de geçiyor ama "Bitime kadar görüşülecek." deniyor. İnsan oy kullanırken aklını kullanır be birader! (CHP sıralarından alkışlar)
LEVENT GÖK (Ankara) - Bravo!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bravo!
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Yani bu kadar körü körüne oy kullanan bir Meclis olamaz arkadaşlar.
LEVENT GÖK (Ankara) - Uyuyorlar Sayın Valim, uyuyorlar!
ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - O nedenle "Başlangıç saatinden itibaren on saat..." Hayhay, can feda! Ama on saatten sonra stresler, gerginlikler artıyor, makul, mantıklı düşünmeler sona eriyor. Burada çok değerli doktorlarımız, tabiplerimiz var.
Gelelim 21-22 Şubat gecesine. 21 Şubatı 22 Şubata bağlayan gece antidemokratik bir iç güvenlik harekâtı oldu; demokrasiye aykırı, insan haklarına aykırı, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı, özgürlüklere aykırı, Türkiye'ye ve AB'ye yakışmayan bir iç güvenlik harekâtı. Yönetim tarzı da öyle ama aynı gece bir de dış güvenlik harekâtı oldu. Bir ay önceden kararlaştırılan bir operasyon niye o gece uygulamaya kondu? Hangisi hangisini gündemden düşürmeyi amaçladı? Dış güvenlik harekâtı oldu da ne oldu? Sınırımıza 37 kilometre mesafedeki ecdat yadigârı bir türbeyi sıfır noktasına taşıdık. Sayın Başbakan Dışişleri Bakanıyken "Komşularla sıfır politikası" demişti, Türbe'yi sıfır noktasına getireceği hiç aklımıza gelmedi.
Sayın Millî Savunma Bakanımız da "Gitmesi daha kolay. Hiç değilse gider bir dua okursunuz." diyor. Oraya kadar gidilmesine gerek yok. Ankara'da Hacı Bayram'a getirin, İstanbul'da Eyüp Sultan'a getirin, daha çok kişi gitsin, daha çok ziyaret edilsin, ecdadımıza daha çok dua, Fatiha okuyalım. Hatta İstanbul olursa daha çok turist bu görevi yerine getirir.
Böyle zafer gibi sunulan kaçış öyküleri milleti de, milletin temsilcileri olan milletvekillerini de kandıramaz. O bakımdan, bunu da fevkalade yadırgıyoruz.
Daha sonraki konuşmamda da Meclisin onurunu, gururunu, Meclise yönelik saldırıları ve mahiyetini açıklayacağım.
Bundan sonraki oylamalarda bütün milletvekillerimizin kendi özgür iradeleriyle oy kullanmalarını diliyor, hak edenlere saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) (x)