GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:63
Tarih:24.02.2015

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17'nci madde üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili konuşmak istiyorum.

Orada, bazı olaylarda meydana gelen zararların devlet tarafından tazmin edilmesinden sonra işleyecek zaman aşımı süresine ilişkin. Yani, devletin bireylerden alacağına ilişkin zaman aşımı süresini düzenliyor ve bu zaman aşımı süresini 2 katı olarak düzenliyor. Şimdi, özel hukukta, Borçlar Kanunu'nda zaman aşımı rejimi bellidir. Haksız fiilden doğan zaman aşımı bir ila on yıldır. Yani, haksız fiilin doğduğu tarihten itibaren bir yıl, her hâlükârda on yılda sona erer. Yani, öğrenme tarihinden itibaren bir yıl, olayın oluş tarihinden itibaren de on yıldır. Şimdi, özel hukukun böylesine temel bir kuralını devlet alacakları yönünden bu zaman aşımı rejimini bozacak bir şekilde değiştirmek ve devlet alacağını bireyin, vatandaşın alacağına göre üstün kılmak hukukun temel prensiplerine aykırıdır. Bu nedenle, bu maddenin tasarıdan çıkarılmasını istiyoruz.

Değerli milletvekilleri, bu görüşmekte olduğumuz adına "iç güvenlik paketi" denilen bu paketin faşist bir devletin örgütlenmesinin argümanı olduğu çok açıktır. 23 Mart 1933 tarihi Almanya'da Nazi Parlamentosunda neyi ifade ediyor ise bu yasanın görüşülme haftası, tarihi aynı zamanda Türkiye Parlamentosu için onu ifade ediyor demektir.

Şimdi, özellikle, Sayın Efkan Ala'nın İçişleri Bakanı yapılmasından sonra daha sert, daha şiddeti içeren, daha baskıcı yasaların getirilmesi öngörülmüştür. Adalet ve Kalkınma Partisinin özgürlükçü anlayışından çark ettiğini, baskı ve şiddete yöneldiğini görüyoruz. Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidarını sürdürmek için, kendisine yönelik toplumsal muhalefeti kırmak için, toplumsal muhalefeti kanla, şiddetle, silahla, tankla, tüfekle bastırmak için kendi faşist düzeninin yasalarını çıkartıyor. Aslında, Efkan Ala'nın 300 küsur AKP milletvekili varken dışarıdan İçişleri Bakanı yapılmasının özel bir anlamı vardır. Bugün, Adalet ve Kalkınma Partisi içinde emniyet genel müdürlüğü yapan, valilik yapan pek çok insan varken, İçişleri Bakanlığı yapabilecek pek çok insan varken Efkan Ala özel bir görevle buraya getirilmiştir; dışarıdan, millet tarafından seçilmediği hâlde buraya getirilmiştir ve geldiği günden beri baskıyı, şiddeti ve terörü bir yöntem olarak benimsemiştir.

Eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, geçmişteki Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'ndaki cezaların miktarını ve kapsamını azaltırken şunu söylemiştir: "Eski ceza adalet anlayışında suçluyu cezalandırma ve toplumdan dışlama anlayışı hâkim iken, modern ceza adaletinde suçlunun ıslahı ve topluma yeniden kazandırılması anlayışı öne çıkmaktadır." Bu paketle, siyasi iktidar, eski hukuk anlayışını, eski ceza anlayışını, ilkel ceza anlayışını benimsemiştir, modern ceza anlayışından sapmıştır. Bu iç güvenlik paketi, tamamen faşist bir devletin örgütlenmesinin çatısını oluşturmaktadır.

Dolayısıyla, bu ülkedeki tüm yurtseverlerin, tüm devrimcilerin, demokrasiden yana olanların, özgürlükten yana olanların bu pakete karşı çıkmaları asli görevleridir. O nedenle, 3 muhalefet partisi bu pakete karşı öteden beri direniyor, Avrupa Konseyi bu pakete şiddetli tepki gösteriyor ama Sayın Başbakan "Bizim bu yaptığımız düzenleme Avrupa standartlarına uygun." diyor. Ben, öyle anlıyorum ki İçişleri hukuk devleti anlayışından sapmıştır, tamamen faşist devleti kurmanın yol ve yöntemlerinin arayışı içindedir. Ellerinden gelse yargılamayı da valilere ve kaymakamlara verecekler. Bunu kabul etmemiz asla mümkün değildir ve bu paketin bir an önce geri çekilmesi gerekmektedir.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)