| Konu: | Süleyman Şah Türbesi'ne yapılan operasyona ilişkin CHP Grubu adına açıklaması |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 23.02.2015 |
CHP GRUBU ADINA OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biraz rahatsız olduğum için sesim tam çıkmayabilir ama konu çok önemli.
Öncelikle, Sayın Millî Savunma Bakanını dikkatle dinlediğimi söyleyemeyeceğim, hatta dinlemediğimi söyleyeceğim çünkü Sayın Bakanın buraya çıkıp gazetelerde yer alan haberlerden müteşekkil bir sunum yapmasını kınıyorum ama Adalet ve Kalkınma Partisi yetkilileri her zaman bunu yapıyorlar, kapalı oturumlarda da bunu yapıyorlar, böyle hayati konularda da aynı şeyi yapıyorlar.
OKTAY VURAL (İzmir) - O da bilmiyor ki zaten, YPG'nin isteğiyle hareket ediyor!
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Benim Millî Savunma Bakanından beklediğim şuydu: Türk milletinden bu vahim hata için, bu vahim operasyon için, sonuçları Türkiye Cumhuriyeti'nin üstüne bir kara leke olarak kalacak olan bu vahim operasyon için keşke özür dileseydi. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar) Neden bir kara leke? Çünkü, ilk defa askerimizin eliyle bir vatan toprağının parçası, belirsiz, muhatabı belli olmayan bir kişilere teslim edilmiştir, vatan toprağı teslim edilmiştir. Operasyon için Suriye hükûmetinin rızası alınmamıştır.
Şimdi, konunun çok ayrıntıları var, lütfen, çok ayrıntıları var; uluslararası hukuka aykırılık bunlardan bir tanesi. Uluslararası hukukta, bir ülkeye bir askerî operasyon düzenleme hakkı ancak meşru savunma durumunda ortaya çıkar. Suriye'den Türkiye'ye yönelik bir saldırı yok, bildiğimiz kadarıyla AKP iktidarının yakın dostu olan IŞİD'den de henüz bir saldırı yok. O bakımdan, bu askerî operasyon yani Suriye topraklarına çok sayıda asker ve tankla girilmesi, bir defa, Suriye hükûmetinin yaptığı açıklamalara da bakarsanız, Suriye'ye bir saldırıdır, Suriye topraklarına karşı bir saldırıdır.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın vekil, sen Suriye'nin vekili misin? Sen Suriye'nin vekili misin ya "Suriye'ye saldırdın." diyor ya?
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - İkincisi, bu iktidar...
Lütfen laf atmayın, laf atmayın.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Dinle de anla, dinle!
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Sanki Suriye'ye saldırmış zannediyor kendini.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Siz IŞİD'in vekili misiniz?
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Suriye'ye sanki bir şey yaptınız da, hava atmaya kalkmayın bari.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Bu iktidarın istismar etmediği hiçbir şey kalmamıştır bu ülkede. En son istismar ettikleri de Türkiye Cumhuriyeti'nin, halkımızın kanıyla, canlarıyla boyadığı bayrağımızdır. Hangi anlamda istismar edilmiştir? Çünkü, öncelikle, yine asker eliyle bu bayrak gönderinden indirilmiş, başka bir yere nakledilmiş, nakledildiği yer -dikkatinizi çekiyorum, ikinci uluslararası hukuka aykırılıktır- Suriye toprağıdır. Suriye bizim arka bahçemiz mi? Suriye, bizim istediğimiz an istediğimiz yere girebileceğimiz, üzerinde hâkimiyet kuracağımız, askerî alanlar kuracağımız bir komşu ülke mi?
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın konuşmacı kimin adına konuşuyor? (CHP ve MHP sıralarından gürültüler)
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Türk ulusunun adına konuşuyorum. Türk ulusunun adına konuşuyorum. Siz kimin adına konuşuyorsunuz? Ben Türk ulusunun adına konuşuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Suriye adına konuşuyorsunuz sanki, konuşmalarınızı gözden geçirin. Suriye adına mı konuşuyorsun sen?
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Siz İsrail adına konuşuyorsunuz!
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Devlet adamı gibi konuşuyor devlet adamı! Hukuk adına, ahlak adına doğruyu konuşuyor! Sanki gitmiş de Suriye'ye girmiş de bir şey yapmış gibi! Hani bıçak kemiğe dayanmıştı ne oldu?
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Bu hukuk dışılığa ilk defa Türk askeri ortak edilmiştir, Türk askeri ortak edilmiştir. Biz, sizin, siyasetçiler olarak yaptığınız yanlışların, hataların altından kalkarız ama askeri, Türk askerini, Mehmetçik'i hatalarınıza ortak edemezsiniz.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Burası aşiret devleti mi? Ders veriyor, dinleyin de öğrenin. Ders veriyor bedavaya.
OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Suriye'ye danışmanlık yapıyordur!
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - "Uluslararası hukuk" denilen bir şeyden haberiniz olsun! Bir gün size de lazım olacak.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Bu hatayı da bu durumda yapmışsınız, bunu Türk milleti asla, asla affetmeyecektir. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, Süleyman Şah Türbesi uzun geçmişi olan bir...
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Mevlâna Türbesi'ni ne zaman taşıyacaksınız, onu da merak ediyorum.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Bu konuda benim kanaatim, milletimizin büyük bir kısmının bu operasyondan rahatsızlık duyduğu kesindir ama Mustafa Kemal Atatürk ve bu konuya Lozan'da sahip çıkan, 1939 yılında sahip çıkan İsmet İnönü'nün herhâlde kemikleri bugünün koşullarında bayağı sızlıyordur; bunu da hatırlatmak isterim.
Bugün öyle bir Hükûmet var ki başımızda, vatandaşını, toprağını, bayrağını koruyamayan bir Hükûmettir. (CHP sıralarından alkışlar)
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Satar! Satar! 50 kere bayrak indirdiniz!
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Bunu Musul'da gördük, bunu Mavi Marmara olayında gördük. Gemiler gidecekti, ne oldu? 7 vatandaşımız öldürüldü. Bunları sineye çekebiliyor musunuz?
TANJU ÖZCAN (Bolu) - Çeker onlar Hocam!
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Bunun sorumluluğunu üstünüze alabiliyor musunuz? Onun için, lütfen, ağzınızı açmadan doğru düşünün.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Uluslararası sularda saldırılmıştır.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - E, tamam, ne oldu? Biz de onu söylüyoruz.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Ne oldu? Onu söylüyoruz.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - Hani siz dünyayı yönetiyordunuz?
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Şimdi, deniyor ki: "Askerlerimizin canları tehlike altındaydı." Evet, bir IŞİD tehlikesi var ama IŞİD'ten hiç bahsetmeyen, hiç karşısına almayan, her türlü yardımı, her türlü manevi desteği veren bir AKP Hükûmeti var.
AHMET YENİ (Samsun) - Nereden biliyorsun?
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - IŞİD lafı ağzınızdan çıkıyor mu? Çıkmıyor. Onun için -herhâlde diyorum- yani vatanını korumak için canını veren bu ülke, bu insanlar, oradaki askerlerimiz de herhâlde buna hazırdılar ama AKP'nin fıtratında vatan için can vermek diye bir şey yok anlaşılan. (CHP sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Aynen iade ediyoruz size, aynen iade ediyoruz!
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Burada, tabii, Türk Silahlı Kuvvetleri kendisine verilen bir emri icra etmiştir.
İSMAİL AYDIN (Bursa) - İran ve Suriye karşı.
HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - İbretlik bir konuşma yapıyor şu anda!
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Bu emrin her bakımdan yanlış olduğunu herhâlde sadece biz görmüyoruz, sizler de görüyorsunuz ama buna ses çıkartamıyorsunuz, keşke sesiniz çıksa.
AHMET YENİ (Samsun) - İran niye karşı bize?
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Bütün bunlar...
AHMET YENİ (Samsun) - İran niye karşı?
ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - İran niye karşı çıktı?
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Buraya nasıl geldik, onu bir irdeleyelim. Buraya nasıl geldik, buraya böyle kendi kendimize mi geldik?
AHMET YENİ (Samsun) - Esad karşı, İran karşı, siz karşısınız.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Adalet ve Kalkınma Partisinin Suriye ve Irak bağlamında izlediği yanlış politikalar nedeniyle bugüne geldik.
ÖZCAN YENİÇERİ (Ankara) - İsrail niye destekliyor? Siz onlara bakın. Topraklarınızı terk etmiş... İran niye, İran? İran "Ankara'dan çekil, çok iyi olacak." dese yanına mı gideceksin?
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Bugüne gelmemizin sebebi izlenen yanlış politikalardır, bunu asla unutmayın. Türkiye sıfır sorunla başladı komşularıyla, ne oldu, tam tersi bir noktaya geldi. Ayıptır! Yani, Türk askerinin bayrağını indirmesi, Türk toprağını kime teslim ettiği belli olmayacak şekilde -herhâlde IŞİD'e teslim ettik çünkü ona da kısaca değineceğim birazdan- oradan çekilmesi bu milletin alnına sürülmüş kara bir lekedir, buna hakkınız yok.
Şimdi, Musul Başkonsolosluğumuzun zamanında tahliye edilmemesi ne kadar yanlış idiyse Süleyman Şah Türbesi'ndeki askerlerimizin -askerlerimizin diyorum- tahliye edilmesi veya geri çekilmesi yani bir ricat anlayışı, bir korku anlayışı içinde geri çekilmesi daha da vahim bir yanlış olmuştur. Şimdi, basın ve medyada bunun tartışmaları çok yapılıyor, bu gerçekler de ortaya çıkacak. Bu memlekette hiçbir gerçek, sizin bütün gayretlerinize rağmen, gizli kalmayacak, bütün bunlar gün ışığına çıkacak. IŞİD'le yapılan iş birliği, PYD'yle yapılan iş birliği... Üç gün önce Cumhurbaşkanınız gürlüyor "Efendim, işte PYD şöyledir, böyledir." diyerek. Ondan sonra bakıyoruz, böyle bir operasyon için PYD'den yardım alıyoruz. IŞİD ortada yok, IŞİD'e bir laf söylenmiyor. Niçin? Bu, IŞİD nedeniyle çekilmedi mi? Niçin Sayın Savunma Bakanı bu konuyu anlatırken IŞİD'den bahsetmiyor? Niçin IŞİD'in karşımızda olduğunu, bir terörist örgütü olduğunu anlatmıyor bize?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Tüm IŞİD müttefikleri, o nedenle Sayın Loğoğlu.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Onun için yani bizimle burada paylaşılan fikirleri, bilgileri ben... Bilgi olarak da kabul etmiyorum, bilgi olarak da kabul etmiyorum.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Şiir okudu, şiir.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Yani, bu, Meclise karşı, Meclis üzerinden Türk milletine karşı bir saygısızlıktır. Siz kendinize göre bir siyaset oyunu oynuyorsunuz, sözde başarılı olduğunuzu düşünüyorsunuz. Geçen akşam, geç saatlerde iç güvenlik paketi burada konuşulurken, baktım, efendim, Cumhurbaşkanının, "Bu yasa geçecek." lafını duyunca herkes, sizler alkış tutuyorsunuz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Biz de geçmesini istiyoruz da ondan.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Aynı sözler Başbakanın ağzından tekrarlandığında alkış tutuyorsunuz. Biraz kendinize güvenin, biraz kendinize saygı duyun.
YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Emekli büyükelçilerin hepsi "Doğru." diyor da...
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Biz kendimize saygı duyuyoruz. Biz kendimiz de yasanın çıkmasını istiyoruz da onun için alkışlıyoruz.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Yani, bu memleketin sahipleri sadece Tayyip Erdoğan ve sadece Davutoğlu değil. (CHP sıralarından alkışlar) Bu memleketin sahipleri buradaki bizleriz, bu memleketin sahipleri milletvekilleri olup bizleriz. Onun için bu memlekete, bu insanlara, halkımıza ve halkımızın çıkarlarına sahip çıkacaksınız; bunu unutmayın. Ha, yapmıyorsunuz, keyfiniz bilir ama bunun maliyetini, bunun faturasını ödeyeceksiniz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Suriye'den yana konuşuyorsun, "Sahip çıkın." diyorsun ya .
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Ben Suriye'nin sözcüsü falan değilim; biz uluslararası hukukun sözcüsüyüz, uluslararası hukukun sözcüsüyüz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - "Suriye'nin sözcü gibi konuştun." diyen yok. Tutanaklardan bir oku.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Onun için biraz kitap karıştırın, biraz şey yapın, sağa sola sorun uluslararası hukuk nedir diye.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Kitapları karıştırırken kafan karışmış senin.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Benim kafam tertemiz, benim kafam tertemiz. Onun için...
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Karışmış, karışmış; sen kitapları karıştırırken kafanı karıştırmışsın.
AHMET YENİ (Samsun) - Türk milletinin sözcüsü olun.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Efendim?
AHMET YENİ (Samsun) - Türk milletinin sözcüsü olun.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Yani, lütfen, sakin olun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sen şu tutanaklardan bir oku, ondan sonra gel özür dile bakalım milletten.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Benim sakin konuşmam durumun vahametiyle orantılı bir sükûnet değil, sadece meselenin vahametini tam olarak anlatmak, paylaşmak için sesimi yükseltmemeye çalışıyorum. Onun için, sakin konuşmak meselenin önemli olmadığı anlamına gelmiyor. Bu sözlerle, vatanınıza sahip çıkın, askerinize sahip çıkın, bayrağınıza sahip çıkın, toprağınıza sahip çıkın diyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Suriye'den yana olma.
OSMAN FARUK LOĞOĞLU (Devamla) - Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)