| Konu: | Polis Vazife ve Salâhiyet Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 21.02.2015 |
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısıyla ilgili söz aldım.
Şimdi, öncelikle şunu söylemek istiyorum: "Molotofa özgürlük" diye sık sık Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından dile getiriliyor. Hemen şunun altını çizmek istiyorum: Uygulamada Türk Ceza Kanunu'nun 174'üncü maddesine göre zaten molotof taşıyanlar Yargıtay tarafından ve mahkemeler tarafından gerekli cezaya çarptırılıyorlar. Sayın İçişleri Bakanı acaba buraya çıkıp da bir tane molotof yakalatıp da serbest bırakılan kişi var mıdır, onu açıklasın.
İkinci husus: Eğer bu molotofkokteyli bir terör örgütüne yardım etmek amacıyla kullanılıyorsa Türk Ceza Kanunu'nun 314'üncü maddesine göre silahlı örgüt kurmaktan zaten yargılanıyor.
Değerli milletvekilleri, burada üzerinde söz aldığım madde 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nın 33'üncü maddesindeki hem suçun tanımını değiştiren hem de suçun ceza miktarını değiştiren bir olay. Biz daha önce 22/7/2010 tarihinde kamuoyunda "taş atan çocuklar yasası" olarak bilinen Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun...
Eğer İçişleri Bakanı burayı dinlerse... Sayın İçişleri Bakanı, burayı dinlerseniz... Lütfen, millî iradeye saygı duyun Sayın Bakan. Siz millî iradeden gelmediniz ama bir saygı duyun lütfen.
Şimdi değerli milletvekilleri, 22/7/2010 tarihinde kamuoyunda "taş atan çocuklar yasası" olarak bildiğimiz yasada biz bu Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nın 33'üncü maddesinde öngörülen ceza miktarlarını özgürlük adına değiştirmiştik, yani düşürmüştük. Eski yasada, yani 1983 tarihli eski yasada iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırıldığı hâlde, bizim yaptığımız, 2010'da yaptığımız değişiklikle bu cezanın miktarını altı aydan üç yıla kadar yaptık yani alt sınırı düşürdük. Bunu kiminle yaptık? Adalet Komisyonunun bugünkü Başkanı ve AKP'li milletvekili arkadaşlarımızla beraber yaptık. Neden yaptık? O tarihte Adalet ve Kalkınma Partisi adına konuşan Hakkı Köylü bu kürsüde, 20 Temmuz 2010 günlü toplantıda diyor ki, aynen şunu söylüyor: "O da 2911 sayılı Kanun olağanüstü şartlarda çıkarılmış olan despot bir yasa. Bu Yasa'ya göre, demin bahsettiğim şekilde herhangi birisi izinsiz bir gösteri yürüyüşüne katıldı, polis 'Dağılın.' dedi, dağılmadı, başka bir şey yapmadı. Polis dağıtmaya başladığı andan itibaren ceza hükümleri devreye giriyor ama taşla, sopayla -bakın silah demiyorum, silah daha sonra, diğer silahlar..." Devam ediyor, "Bu nedenle, biz özgürlük ve güvenlik dengesinde özgürlükten yana tercihimizi kullanıyoruz." diyor Hakkı Köylü. Biz de o tarihte Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kürsüde bu düzenlemeye destek vermiştik. Şimdi ne oldu da geldiniz aynı yasada -aynı cezayı- alt sınırı iki buçuk yıldan dört yıla çıkartıyorsunuz ve cezanın içerisine, tutuyorsunuz havai fişek sokuyorsunuz? Allah aşkına, havai fişeğin siz bugüne kadar hiçbir zararlı etkisini gördünüz mü? Havai fişek toplumsal nümayişlerde, düğünlerde hepinizin attığı havai fişektir. O zaman, o havai fişeği oralarda -oralarda da topluluk var- bulundurursanız gene suçtur.
Şimdi, değerli milletvekilleri, burada temel olarak itiraz ettiğimiz mesele şudur: Bir: Suçun vasıf ve mahiyetinin değiştirilmesi yani 33'üncü maddesinin terör rejimine alınmış olmasına itirazımız vardır. İki: Cezanın miktarının artırılmasına itirazımız vardır. Üçüncüsü: Buraya cebine bir sapanla bir tane demir bilye sokup giden adam bu Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'nda, yakalanırsa, doğrudan tutuklama nedeni sayılacak, 33'üncü madde terör rejimine alındığı için gidilecek.
Şimdi ben soruyorum: Yahu Allah aşkına, cebinde bir bilyeyle bir sapan olan adam otomatikman -böyle bir toplantıda hasbelkader bulunsa bile- tutuklanıp hapse atılır mı? Tutuklama nedenleri, ey Doğan Kubat, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100'üncü maddesinde açıkça sayılı değil midir? Cumhurbaşkanına hakaret bir tutuklama nedeni midir? Suçun vasıf ve mahiyeti hiçbir zaman hiçbir ülkede tutuklama nedeni değildir. Tutuklama için gerekli nedenler bellidir; delillerin karartılması, kaçma şüphesinin olması ve bunların başka yollarla önlenmemesi hâlinde tutuklama yapılır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Suçun miktarı bunu etkilemez. Siz şimdi burada kalkıyorsunuz, bir sapan ile bir demir bilye bulunan adamı tutukluyorsunuz, dört buçuk yıl ceza veriyorsunuz, ondan sonra bize "Ya bunun neresine karşısınız?" diyorsunuz. İşte burasına karşıyız bu maddenin.O nedenle bunun eski hâline, sizin özgürlük anlayışında olduğunuz dönemdeki hâline getirilmesini istiyoruz.
Önergemizin kabulünü diliyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)