GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vişegraddaki Sokullu Mehmet Paşa Köprüsünün Yapısal Unsurlarının Durumunun Tespit Edilmesi, Restorasyon Projesinin Hazırlanması ve Projenin Uygulanması Konusundaki İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:55
Tarih:12.02.2015

CHP GRUBU ADINA AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, Vişegraddaki Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü'nün Yapısal Unsurlarının Durumunun Tespit Edilmesi, Restorasyon Projesinin Hazırlanması ve Projenin Uygulanması Konusundaki İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Siyasi kariyerlerini ve kazanımlarını sağlam iradenin gölgesine borçlu olmayan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü yani Drina Köprüsü Bosna ile Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olan İstanbul arasındaki kervan yolu üzerinde bulunan bir köprüdür ve etrafındaki köy ve şehirlerin gelişmesine tarih boyunca önemli katkılar sağlamıştır. Peki, ne olmuş köprüye? Köprü İkinci Dünya Savaşı'nda hasar görmüş ve ardından da aslına uygun olarak onarılmış. Güzel. Peki, daha sonra ne olmuş? Daha sonra olan şey şu: Bu köprüye yakın yerlere 2 tane hidroelektrik santral yapılmış. Bu 2 tane hidroelektrik santral nedeniyle de akarsuyun taban rejimi değişmiş ve köprünün temellerinde ciddi hasarlar olmuş. Yani oraya yapılan 2 tane hidroelektrik santrali köprünün temellerinde bile hasar yaratmış. Ne yaparak? Akarsuyun taban rejimini değiştirerek.

Şimdi, ben düşünüyorum, Türkiye'de akarsularımız üzerine adımbaşı yaptığınız ve daha sonra "Tüh, keşke yapmasaydık. Yanlış yapmışız." dediğiniz HES'ler, bu barajlar acaba toprağın kompozisyonunu değiştirdi mi, değiştirmedi mi? Buradaki çiftçiler, köylüler sizin yaptığınız HES barajları yüzünden aç kaldı mı, kalmadı mı? Koskoca Drina Köprüsü'nün bile temellerini sarsan ve yıkılmasına neden olan bu HES barajları aynı şekilde Türkiye'de de çok ciddi hasarlar yaratmıştır. Bu konuda gerçekten çok ciddi suçlarınız vardır, halk bunu asla affetmeyecektir.

Şimdi, değerli arkadaşlar, Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü'nün restore edilmesine elbette bir itirazımız yok. El birliğiyle yapalım, ancak eğer Türkiye'deki gibi, burada yaptığınız icraatlar gibi bu köprüyü restore edecekseniz Allah rızası için elinizi çekin bu köprüden. Eğer bu şekilde davranacaksanız ne olur ellemeyin, bir başkası yapsın. Niye bunları söylüyorum? Eğer Mersin'e yaptığınız stadyum gibi yapacaksanız, yani 100 binlerce lira parayı harcayıp ondan sonra da bir tek futbol maçı bile oynayamayacak duruma getirdiğiniz Arena Stadyumu gibi yapacaksanız, Allah aşkına, Vişegrad köprüsüne dokunmayınız. Eğer Vişegrad köprüsünü yaparken tıpkı Mersin'deki spor komplekslerinde yaptığınız yolsuzluklar gibi yapacaksanız, Allah aşkına, ecdadın yadigârına dokunmayınız. Eğer Mersin'de yaptığınız kapalı spor tesisleri gibi, bir ay sonra her yağmurda şır şır akacak şekilde bir inşaat yapacaksanız, bir restorasyon yapacaksanız, Allah aşkına, baba yadigârı bu köprüye dokunmayın; bırakın daha düzgün, daha dürüst insanlar yapsınlar.

Bakın arkadaşlar, tarihî eserlere yurt dışında sahip çıkıyormuş gibi görünüyorsunuz ancak yurt içindeki tarihî eserlerimizi yok etmekten geri durmuyorsunuz. Tarihî yarımadada, İstanbul'da bütün tarihî eserlerimizin, başta Sultanahmet Camii olmak üzere, silüetini bozuyorsunuz, buradaki yapıları tehlikeye atıyorsunuz, sonra kalkıp gidip Vişegrad'daki Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü'nü onarıyorsunuz. Yani hakikaten insanın acı acı gülesi geliyor.

Şimdi, silüeti bozuluyor bu yapıların diye çıkıp Cumhuriyet Halk Partisi bütün gücüyle muhalefet yapıyor. Siz de diyorsunuz ki: "Ne yapalım? Söyledim yapmadılar. Ben de küstüm." Sonra, bu silüeti bozan yapıları, İstanbul'daki, tıraşlayacağınıza, utanmadan sıkılmadan hukuku tıraşlıyorsunuz ve buradaki yapıları sizin karakterinize uygun hâle getiriyorsunuz.

Bakın arkadaşlar, eğer Vişegrad'daki bu köprüyü yaparken yine yolsuzluk batağına batacak iseniz, ne olur, bari bizi yurt dışında rezil etmeyin.

Bazı rakamlar vereceğim: 1 Ocak 2002 ile 1 Ekim 2011 tarihi arasında tamı tamına 1.330 camide tamirat ve tadilat yaptınız. Bunları ben söylemiyorum, Diyanet İşleri Başkanlığı söylüyor. Bunların 212'si vakıf camisi, vakıf eseri yani tıpkı Vişegrad'daki Sokullu Mehmet Paşa Köprüsü gibi tarihî eserler. Fakat ne yazık ki dinî eserlerimizde bile ciddi yolsuzluk iddialarının çıkmasına neden oldunuz. Araştıralım dedik, kılınızı kıpırdatmadınız. Bakın, sadece Manisa'da 2005-2007 yılları arasında 7 tane cami onarımına 1 milyon 619 bin 681 lira bedel ayırdınız, hiçbir iş yapılmadığı hâlde müteahhide bunun 2 katı para ödediniz yani 2 milyon 821 bin lira para ödediniz, böyle iddialar var. Diyoruz ki: Bakın, bunlar ciddi iddialardır, bunlar bizi, Parlamentoyu gerçekten töhmet altında bırakır. Gelin, bir komisyon kuralım, cami onarımında yolsuzluk yapıldı mı yapılmadı mı, bunları araştıralım. Tık var mı? Yok. Rahatsız olan var mı? Vallahi yok. Bizim araştırma önergelerimiz sizleri bekliyor AKP Grubu, indirin raftan, bunlarla ilgili ciddi şekilde bir komisyon kuralım ve dinî eserlerimizin, tarihî eserlerimizin onarımlarında herhangi bir yolsuzluk yapıldı mı, bunlara bakalım.

Bakın, size gerçekten ironik bir şey anlatacağım. Bingöl ilimizde bir köprü var, Yedisu Barajı'nın altında kalıyor, üç yüz yıllık Osmanlı Selenk Köprüsü. Daha yeni yapılacak bu Yedisu Barajı ve bu üç yüz yıllık tarihî köprü sizin barajınızın altında kalacak. Kıyameti kopardık Bingöl'de, yapmayın, etmeyin, Yedisu'da bunu yapmayın, bu tarihî köprüye sahip çıkalım dedik, kılınız kıpırdamıyor.

Aynı şekilde, ne garip tesadüf ki Bingöl'de yine Pembelik Barajı yapıyorsunuz, Sürmelikoç ve Çayağzı köylülerinin tek bağlantı noktası olan iki köprüyü sular altında bırakıyorsunuz, kalkmışsınız bir de hiç boyunuza posunuza bakmadan Vişegrad'taki Drina Köprüsü için yatırım, onarım yapmaya çalışıyorsunuz. Yapın, elbette yapalım, el birliğiyle yapalım ama öncelikle kendi vatandaşlarımızın işini kolaylaştıralım, kendi tarihî eserlerimize sahip çıkalım.

Mersin'de birçok tarihî bina var. Allah rızası için hangi binaya el attınız Mersin'de? Bakın, eğer bu binalar cumhuriyet döneminin binaları diye sizi rahatsız ediyorsa bilemem. Mersin'de Kasaplar Çarşısı ve balık pazarı var, restorasyon kararı alındı. Kimse kılını kıpırdatmıyor, gözünüzü çevirmişsiniz Drina Köprüsü'ne, illa burayı restore edeceğim diye uğraşıyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, tarihimize, kültürümüze sahip çıkmak çok önemlidir. Kalkıyorsunuz, tarihimize, Osmanlı tarihine, Selçuklu tarihine sahip çıkacağım diye bir Cumhurbaşkanlığı Sarayı yapıyorsunuz. Güzel, sahip çıkın ama bu sahip çıkma eğer yasal olmayan yollarla oluyorsa, kaçak saray yaparak tarihimize sahip çıkıyorsanız ciddi bir yanlışlık içerisindesiniz. Bu olmaz arkadaşlar, ben tarihime, kültürüme sahip çıkacağım diye yolsuzluğa kapı açıyorsam makbul değilim. Siz yapıyorsanız siz de makbul değilsiniz. Ama ne yazık ki kaçak olduğu 5. Bölge İdare Mahkemesi tarafından tescil edilen, tespit edilen bu kaçak sarayı hâlâ yapmaya, onarmaya, para harcamaya ve içinde oturmaya devam ediyorsunuz. Peki siz böyle yaparsanız kaymakamlar ne yapar? Türkiye'de 15 tane kaymakamlık hükûmet binasını aynı sizin kaçak sarayda yaptığınız gibi yapmaya çalışıyor, ona benzetiyor. E imam böyle yaparsa cemaat ne yapsın?

Değerli arkadaşlar, tarihimize, kültürümüze sadece binalarla sahip çıkılmaz. Tarihimize, kültürümüze sahip çıkmak istiyorsanız dürüst olacaksınız, yalan söylemeyeceksiniz, rüşvet almayacaksınız, yolsuzluk yapmayacaksınız, kul hakkı yemeyeceksiniz, din kisvesi altında çıkar sağlamayacaksınız, halka hizmet edeceksiniz, adil olacaksınız, adam kayırmayacaksınız tıpkı bizim yaptığımız gibi. Eğer bunları yaparsanız hem kültürümüze sahip çıkarsınız hem tarihimize sahip çıkarsınız. Çünkü bizim şanlı tarihimiz dürüstlüklerle, doğruluklarla doludur, adaletle doludur ama ne yazık ki son on iki yılda bütün bunlar ciddi şekilde tahrip edilmiştir ve maalesef bütün Türkiye'de çok ciddi pis kokular yayılmıştır. Bunun da tek müsebbibi sizsiniz ve tarih önünde de hesap vereceksiniz. (CHP sıralarından alkışlar)