| Konu: | Askeri Hakimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 11.02.2015 |
MHP GRUBU ADINA FARUK BAL (Konya) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Huzurunuza getirilen kanun tasarısı "Anayasa değişikliklerine uyum sağlamak ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarına göre askerî yargıda birtakım düzenlemeler yapmakla ilgilidir." gerekçesiyle geldi. Bu iki gerekçeye bakıldığında, Milliyetçi Hareket Partisi olumlu katkılarını bununla sınırlı olmak üzere kanun tasarısına verecektir. Ancak, bu gerekçe bahane gösterilerek AKP, Danıştaydan sonra, Yargıtaydan sonra, Anayasa Mahkemesinden sonra, HSYK'dan sonra askerî yargıyı da AKP'lileştirmek istiyor.
Sayın Bakanın konuşmalarında ifade ettiği hususlara geçmeden önce... Askerî yargı Türkiye'de bir sorundur. Sıkıyönetim mahkemeleriyle sorun olmuştur, askerî mahkemelerle sorun olmuştur, daha sonra DGM'lerle sorun olmuştur, özel yetkili mahkemelerle sorun olmuştur. Sonra 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonuyla gidilen yoldan dönülmesiyle birlikte Danıştay, Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, HSYK'dan sonra askerî yargının da AKP'lileştirilmesi projesiyle karşı karşıyayız.
Değerli arkadaşlarım, bu sorunun giderilmesi için Sayın Bakanın ifade ettiği gibi Hollanda'ya gitmeye gerek yok, İsveç'e gitmeye gerek yok, İngiltere'ye, Fransa'ya gitmeye gerek yok, bunların hepsini hepimiz biliyoruz. Gidilecek yer AKP Genel Merkezidir. Orada, AKP Genel Merkezinin tayin etmiş olduğu Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerinin imzasıyla askerî yargıyla ilgili AKP'nin tekliflerine bakılması yeter. Milliyetçi Hareket Partisi de bu komisyonda bulunmuştur ve askerî yargının demokratik değerlere uygun hâle getirilebilmesi için özgün önerilerini sunmuş ve büyük bir bölümü de kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, AKP'nin Uzlaşma Komisyonuna verdiği öneriye göre askerî yargı yok, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi yok, askerî Danıştay yok, askerî temyiz mahkemesi yok; sadece askerî disiplin mahkemesi vardır, asker suçu da yok. Dolayısıyla, bir U dönüşü yapılmıştır. Bu U dönüşünün sebebihikmetini bilmemiz lazım. Sebebihikmetini anlayabilmek için de bu kanuna bakmak yeter.
Şimdi, HSYK benzeri -HSYK'nın nasıl siyasallaştırıldığını hepimiz biliyoruz- bir Askerî Hâkimler Kurulu kuruluyor. Bu kurulun Başkanı Sayın Bakan. Bu, kabul edilebilir bir şeydir, buna bir itirazımız yok ama üyeleri kim? Bakanın önerdiği, Başbakanın tayin ettiği kişiler olacaktır. Değerli arkadaşlarım, buraya geldiğimizde bu yaşadığımız olaylarla sabittir ki AKP'ye yandaş olmayan, oraya üye olamayacaktır.
Bu kurul ne yapacak? Bu kurul, askerî hâkimlerin özlük haklarıyla ilgili atama, nakil, terfi, izin, disiplin, geçici görev gibi tüm yetkilerine bakacaktır. Bu kurulun gündemini sadece Bakan belirleyebilecektir; Askerî hâkimlerle ilgili soruşturmaya sadece Bakan izin verebilecektir. Bunun anlamı: Askerî yargı AKP'lileştirilecektir.
Geçmişe dönüp baktığımızda, örneklerinin birkaç tanesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bir hâkim var; bu hâkim "tweet" atıyor, Facebook'tan yazıyor: "Seni seviyoruz RTE (Recep Tayyip Erdoğan) çünkü seni sevmeyenler bu milleti hiç sevmedi; çünkü siyonist İsrail ve iş birlikçileri seni sevmedi; çünkü sen bizden, milletinden biri olduğun için, Allah seni korusun, muzaffer etsin bizim için." diyor. Kim bu hâkim? Sayın Bakan, bu hâkim, şimdi AKP'nin yoğun bakım ünitesi olarak çalışan sulh ceza hâkimi. Kim bu hâkim? Bu hâkim, 17-25 yolsuzluk operasyonunda delilleri yakalayan polisleri tutuklayan hâkim. Şimdi, AKP'nin yargı anlayışı bu. Askerî yargıda da benzerinin olacağından kaygı duyuyoruz.
Bir başka hâkim... Bu hâkim de "Uzun yaşa uzun adam." diyor. Uzun adamın kim olduğunu biliyoruz, kısa adamdan belli. Bu hâkim kim? Bu hâkim de yargıda kumpas kuran bir hâkim; 17-25 yolsuzluk operasyonlarında delilleri elde etmiş olan polislerle ilgili işleme bakan, soruşturmaya bakan ve o kumpasta "Kaç İsmail, kaç!" söylemiyle dillere düşen bir hâkim. Böyle bir hâkimin askerî yargıya yansımasından korkmaktayız.
Başka örneklerini vereyim: Baro başkanı sıfatıyla seçimlerde gösterdiği üstün başarıdan, AKP'ye hizmet başarısından dolayı AKP Kayseri İl Başkanının teşekkürüne mazhar olan bir avukat HSYK'ya üye seçildi. Bu, işte yargının siyasallaştırılmasıdır. Bir başka örnek: Pendik Kadın Kolları Başkanınız -AKP'nin- Pendik Belediye Meclis üyeniz HSYK'ya üye seçildi. Sizin seçiminiz böyle olacaktır, siz böyle hâkimler oraya getireceksiniz.
Türk Silahlı Kuvvetleri, binlerce yıllık tarihinde hakkı, hukuku, adaleti ve disiplini gözeterek kahramanlıklar yapmış, çağ açmış, çağ kapatmış bir kurumdur. Bu kurumun AKP'lileştirilmesine şiddetle ve hiddetle karşıyız, karşı olmaya devam edeceğiz.
Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisinin Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sunmuş olduğu önerisi gayet makuldür ve herkes tarafından da takdirle karşılanmıştır. Elbette ki Askerî Yargıtaya gerek yoktur, elbette ki Askerî Yüksek İdare Mahkemesine gerek yoktur. Bunlar, normal yargıda, Yargıtayda ve Danıştayda birer daireye dönüştürülmek suretiyle askerî işlere bakabilecek daireler olarak oluşturulabilir. Şimdi, HSYK'sını düşünüyorsunuz Askerî Yargıtayın. Milliyetçi Hareket Partisi Anayasa Uzlaşma Komisyonuna alternatif modeller sunmuştur. Gelin, bu alternatif modellerle, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hiyerarşik yapısını, geleneklerini, teamüllerini ve disiplinini de dikkate alarak -hepimizin Silahlı Kuvvetleri olduğuna göre, yargı da hepimizin yargısı olduğuna göre- buna uygun müşterek bir çözüm yolu bulalım. Ama siz bunu bulamazsınız, çünkü sizin buna ihtiyacınız var, çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi nasıl darbe mağduru, "Damdan düştüm, tekrar düşürecekler beni, darbe yapacaklar, suikast yapacaklar." gibi mağdur yaratma algı yönetimiyle oy devşirme hastalığına yakalanmış ve bu çerçeve içerisinde Türk yargısının 2010 tarihinde belini kırmış ise şimdi de askerî yargının belini kırmak istiyor.
2010 yılında burada Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına yaptığım konuşmada, kendi içinde denge ve denetim organlarını ortadan kaldırmış, dengesiz ve denetimsiz bir yargı yaratıyorsunuz, bu Jurassic Park'a benzer demiştim. Şimdi siz o noktaya geldiniz. Şimdi, siz, 2010 yılında, ortaya çıkmış olan grubun, sizin kasalarda, kutularda, bakanların çocuklarının yatak odalarında, bakanların kollarındaki saatlerle ilgili delilleri ortaya çıkarınca, yargının bağımsızlığı asla değil, yargının tarafsızlığı asla değil, sadece ve sadece bu suçtan kurtulabilmek için 2014 yılında HSYK'yı siyasallaştırdınız. Daha dün yapılan seçimle Anayasa Mahkemesini siyasallaştırdınız. Yargıtay üye sayısını çoğunluğu ele geçirebilmek için 516'ya çıkardınız, dünyanın en obez, en şişman, en hantal Yargıtayını yarattınız. Yine, yapılan dünkü seçimle Yargıtay Başkanlığına daha önce Sayın Cumhurbaşkanının bir yolsuzluk olayında takipsizlik ve beraat kararı veren bir şahsı Yargıtay Başkanı seçtiniz. Danıştay Başkanının seçiminde ve Birinci Başkanlık Kurulunda çoğunluğu elde edebilmek için Danıştayın üye sayısını 195'e çıkardınız, çoğunluğu elde ettiniz ve orada yeni AKP yandaşı daireler kuruyorsunuz. 16. Daire, neyi şey yapacak? Yargıtayda yeni oluşturduğunuz, 9. Ceza Dairesinin yerine oluşturduğunuz ikinci bir 16. Daire ne iş yapacak? Bunların bütün işi gücü, AKP'nin yolsuzluğunu ve pisliğini temizleme daireleri olarak görev yapacaklardır. Biri idari yargıda, biri de 17-25 yolsuzluk operasyonları ve birtakım suistimallerle ilgili.
Yargıyı siz böyle eğip büküyorsunuz, böyle mıncıklıyorsunuz. Günü gelecek, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, siz o yargıda yargılanacaksınız. Günü gelecek, hiç kimse baki değildir, bu koltuklar da size baki değildir, bu iktidar da baki olmayacaktır, gideceksiniz. Firavunlar gitmiştir, krallar gitmiştir, despotlar gitmiştir, diktatörler gitmiştir, Saddamlar gitmiştir, siz de gideceksiniz. Gittiğiniz zaman da gelin, gök kubbede bir hoş seda bırakın. Gelin, adınız şu iyiliklerle anılsın, hiç olmazsa yargının işleyişiyle ilgili hayırlı bir iş yapabilin. Gelin, yolsuzluğu, hırsızlığı kapatmak üzere, başkalarının günahı için ahiretinizi yakmayın. Gelin, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlardan olmayın.
Değerli arkadaşlarım, işte, bu çerçeve içerisinde Milliyetçi Hareket Partisi bu tasarıyı, bir: Evrensel değerlere aykırı bulmaktadır. Bu, insanlığın geliştirmiş olduğu, yargının ve adaletin kutsiyetine ilişkin evrensel değerlere aykırıdır. İki: Bu, Avrupa Birliği müktesebatına aykırıdır. Üç: Bu, Adalet ve Kalkınma Partisinin Anayasa Komisyonuna sunmuş olduğu anayasa teklifine aykırıdır. Dört: Bu, Anayasa'nın hâkimlerin teminatıyla ilgili, mahkemelerin bağımsızlığı, tarafsızlığıyla ilgili ve hukuk devletiyle ilgili ilkelerine aykırıdır.
Bu aykırılıkların düzeltilmesi mümkün olmaz. Bu aykırılıkların burada müzakerelerle düzeltilmesi de mümkün olmaz. Komisyona bu tasarı iade edilsin. Elbette ki Silahlı Kuvvetlerin kendi iç disiplini içerisindeki, hiyerarşisi içerisindeki ilkeler de gözetilerek -askerî yargı- 21'inci yüzyılın kurallarına uygun hâle gelebilecek bir mutabakatla bu tasarıyı geçirelim diyorum.
Değerli arkadaşlarım, tabii ki bunda ısrar edeceksiniz. Israrın sebebini biliyorum, bu tasarıda yazılı. Diyor ki bu tasarı: "Anayasa'daki yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve hâkimlik teminatı ilkelerine uygun olarak Askerî Hâkimler Kurulu karar verecektir." Bu, kâğıt üzerinde kalacaktır. Çünkü, AKP'nin yargının bağımsızlığından anladığı, yargı AKP'ye bağlı bir yargıdır, AKP karşıtlarına karşı da bağımsızdır. AKP'nin yargının tarafsızlığından anladığı, AKP'ye biat eden yargı tarafsızdır, AKP'nin karşıtlarına karşı ise elbette ki tarafsız olarak nitelendirilmektedir. AKP'nin hâkimlik teminatından anladığı, AKP'nin söylemleriyle hüküm tesis eden, karar veren hâkimler AKP'nin başındaki şahsiyetinin şahsi teminatı altındadır, Anayasa'nın değil, mevzuatın değil. Dolayısıyla, hâkimliğin temelinde tarafsızlığı ve bağımsızlığı teminat altına almış olan müessese, evrensel bir değerdir, Avrupa Birliği müktesebatına uygundur, AKP'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sunduğu önerilere uygundur.
Şimdi, biraz önce örneklerini verdiğim ve burada basına düşmüş hâllerini sizlerle paylaştığım hâkimleri nasıl tarafsız bir hâkim olarak tanımlayabilirsiniz? "Kaç İsmail, kaç." diyen, "Uzun yaşa uzun adam." diyen, "Seni sevmeyenler İsrailci, neoconcu, biz onları sevmiyoruz." gibi gayet ideolojik, net tarafını ortaya koyan hâkim nasıl bağımsız olabilecek? Bu hâkimler taraflıdır, bu hâkimler bağımsız değil biat etmiştir ve bu hâkimlerin teminatı AKP'nin en tepesindeki şahsın kişisel teminatı altındadır. Dolayısıyla, AKP'nin öngördüğü böyle bir yargı, büyük Türk milleti adına yargı yetkisini kullanabilecek bir yargı değildir. Bunlar, ancak, AKP adına yargı yetkisini kullanan AKP'lileştirilmiş kişilerdir. Askerî Yüksek İdare Mahkemesinin, Askerî Yargıtayın ve diğer askerî yargı kuruluşlarının da AKP'lileştirilmesine Milliyetçi Hareket Partisi olarak karşıyız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla) - Bu kanunun bu bölümlerine olan itirazlarımız Anayasa'ya aykırılık önergeleri sunularak tekrar yüce Meclisin huzuruna getirilecektir ve önümüzdeki süreç içerisinde de gerçekten bağımsız, gerçekten tarafsız bir yargıya kavuşmak ümidiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)