| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 04.02.2015 |
MUHARREM IŞIK (Erzincan) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 27 Ocak 2015 Salı günü Erzincan'da Pir Sultan Abdal Derneği yöneticisi olan bir arkadaşımız, Hasan Sınırtaş sabah erken saatlerde gözaltına alındı, daha sonra da akşama doğru saat dokuzda tutuklandı. Perşembe günü de bununla ilgili olarak, Erzincan'daki sivil toplum kuruluşları, örgütleri bir basın açıklaması ve yürüyüş yaptılar ve orada Pir Sultan Abdal Derneğinin Genel Merkez yöneticisi olan bir arkadaşımız da -Erol Yeter- açlık grevine başladı.
Şimdi, tutanaklara baktığımız zaman, hiçbir örgüte bağlı olmadığı hâlde bir örgüt yaratılarak yıllardır bu memlekette uyguladığınız, bu ülkede uyguladığınız makul şüpheli gözüyle bakarak ve toplumun biraz demokratik haklarını talep edenleri, özgürlükleri için mücadele edenleri ve buradaki eylemlerde, buradaki gösterilerde, basın açıklamalarında ön sıralarda giden kişileri bastırmak, susturmak için, bir daha da toplumun karşısına çıkıp herkesi kendine göre bir dizayn etmeyi sağlamak için bu insanları gözaltına aldığınızı görüyoruz.
Hasan Sınırtaş'ın hiçbir örgütle bağlantısı yok. Erzincan'da isnat edilen örgütle ilgili bir örgüt de yok. Hiç başka bir üyesi de yok. Tek üyeliği Pir Sultan Abdal Derneğinin üyesi olması, yöneticisi olması. Pir Sultan Abdal Derneği Bakanlar Kurulu kararıyla kurulan yasal bir dernek ve faaliyetlerini de gösteriyor. Mademki, eğer illegal bir örgütse o zaman önce Pir Sultan Abdal Derneğini kapatın. Ama yok, sizin amacınız o değil. Baskı yapacağım, bana muhalif olan kimse yaşamayacak diyorsanız, o zaman iş başka. Gezi eylemlerine katılmış, oradaki gösterilerde demokratik hakkını göstermiş, "Demokratik eğitim istiyoruz." diye oradaki basın açıklamasına katılmış, Yavuz Sultan Selim Köprüsü protestolarına katılmış; bunların hepsi yazılmış. Onun da üzerine "örgüt üyesi" diye bir yafta yapıştırılıp Hasan Sınırtaş içeri alınmış. Burada, alınırken özellikle ilginç olan şey, polisteki dosyada örgüt üyeliği yok ama daha sonra örgüt üyeliği yapılıyor. Bununla bir yere gidileceği yok.
Özellikle sizi burada uyarmak istiyorum. Bakın, dikkat edin, eski milletvekiliniz Fevzi İşbaşaran herhâlde, onu bir düşünün, sizden ayrılanları bir düşünün. 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet, rant soruşturmasının burada oylandığı zamanı düşünün; o zaman vicdanlarının sesini dinleyerek 45-50 milletvekili arkadaşımızın oy verdiğini, gitmeleri yönünde oy kullandıklarını ve bu arkadaşlarımıza içinizdeki bazı kişilerin neler söylediğini de düşünün; Bank Asya'yı daha önce açmak için neler yapıldığını, kimlerin paralarını oraya yatırdığını da düşünün, bugün gelinen durumu düşünün.
Vallahi biz muhalefet olarak zaten, eğer ki... Zaten 7 Hazirandan sonra güle güle diyeceğiz size ama o zamana kadar biz zaten muhalefet olarak alıştık artık. Bundan daha fazla baskıyı muhalefet göremez, bundan daha fazla sindirmeyi de muhalefet göremez. Ama siz yarın ufak bir ters düştüğünüz zaman bu biraz önce söylediğim örnekleri düşünerek kendi başınıza gelenleri düşünün yeter.
Şimdi, getirdiniz, makul şüphe yasasını çıkardınız, insanları içeri tıkıyorsunuz. Zaten normalde polis devlet olan... Tek bir yasaya uymayan maddeleri getirmek için de şimdi iç güvenlik yasasını getireceksiniz ve dolayısıyla, tamamen ülkede diktatörlüğe adım atmış olacaksınız, otoriter bir yönetime geçeceksiniz ama bunun sancılarını herkes çekecek.
Erol Yeter açlık grevinde, kimsenin umurunda değil, hapishanelerde o kadar insan açlık grevinde, kimsenin umurunda olmuyor. Ülkede yaşanan bunca olumsuzluğa karşı eğer sizin muhalefetiniz yaptıysa hiçbirinizin umurunda olmuyor ama bu konuda duyarlı olmanızı istiyorum. İç güvenlik yasasını bu hafta geri çektiniz, umarım toptan geri çekersiniz ama bu ülkede eğer demokrasi istiyorsanız, sözde değil, özde demokratsanız -ki değilsiniz de- eğer öyle olmayı düşünüyorsanız gelin bunları düzeltelim. Hasan Sınırtaş bir örnek, "Erzincan'da Erol Yeter açlık grevi yapmış. Ne olacak? Önemli değil." demeyin. "Bu toplumda eğer Dicle'nin kenarındaki kuzuyu kurt kaptığı zaman ben mükellefim, ben sorumluyum." diyorsanız bu konuda da duyarlı olmanızı istiyorum ve bu yapılan haksızlığın bir an önce önüne geçilmesi için gerekli girişimde bulunulmasını istiyorum.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)