GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:50
Tarih:03.02.2015

FARUK BAL (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Milliyetçi Hareket Partisi madencilik sektörünü stratejik bir sektör olarak görmektedir, bu nedenle madencilik sektöründe verimliliğin ve üretimin artırılması ve iş güvenliğinin sağlanması konusunda hassasiyeti bulunmaktadır. Bu hassasiyetin gereği olarak da görüştüğümüz kanunda iyileştirici önergelerden bir tanesinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Bu madde gereğince, Adalet ve Kalkınma Partisinin uygulamış olduğu çarpık ekonomik politikaların neticesinde tüm sektörler olduğu gibi madencilik sektörü de etkilenmiştir. Etkilenen madencilik sektöründe yatırım yapmış olan iş adamlarının önemli bir bölümü ruhsat ücretlerini ödeyememiştir. Bu önergeyle de ruhsat ücretlerinin kanun tasarısına göre altı ay daha uzatılarak 1/6/2016 tarihine kadar ödenmesini önermekteyiz. Umarız ki Adalet ve Kalkınma Partisinin çoğunluk grubu bu önerimize olumlu yaklaşır.

Bu çerçeve içerisinde, madencilik sektörüyle ve ona ilişkin olarak da genel ekonomik durumla ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Adalet ve Kalkınma Partisi on iki yılı aşkın iktidarı sürecinde büyük bir güç birikimi oluşturmuştur. Bu güç birikimi yasamadan yürütmeye ve yasama ve yürütmenin de AKP kanadının iş birliği ile yargıya yansımıştır. Değerli milletvekilleri, güç birikimi denetimsiz ve dengesiz olduğu takdirde 2 tane sonuç çıkar: Bunlardan siyasi sonuç diktatörlüktür, ekonomik sonuç ise yozlaşmadır. Çünkü gücü elinde bulunduranlar denetimsiz ve dengesiz bir ortam içerisinde o gücün kendi şahıslarından neşet ettiğini zannederek şahsi hırslarının, şahsi kinlerinin ve keyfî uygulamalarının sonucu diktatörlüğe dönüşür.

Ama değinmek istediğim ikinci konu, iktidarda bulunan partinin bu dengesiz ve denetimsiz aşırı güç birikiminin ortaya çıkardığı yolsuzluklarla ilgilidir. Maden ruhsatlarının verilmesi buna en somut ve en açık örnektir. Maden ruhsatları yasa gereği, kanun gereği Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yetkisindedir. Ancak o güç birikiminin etkisiyle Başbakanlık, bir genelgeyle, 2012 tarihinde 15 sayılı Genelge'yle Sayın Bakanın elindeki kanuni yetkiyi alarak Başbakanlığa bağlamıştır. Başbakanlığa bağlanan maden ruhsatlarıyla ilgili bu genelgeye paralel olarak kamu gayrimenkullerinin satılması, kiralanması veya yap-işlet-devret modeliyle işletmeye sunulmasına ilişkin yetki de Başbakanlığa alınmıştır. Başbakanlığın bünyesinde oluşturulan birim, en hafif tabirleriyle keyfî tercihlerle, siyasi tercihlerle, hakka, hukuka, hakkaniyete ve adalete uymayan taleplerle bunları olumsuz yönde değerlendirmekte. Rüşvet, bağışa zorlama ve komisyon gibi hukuk ve ahlak dışı talepler, netice itibarıyla bütün sektörlerde olduğu gibi, ruhsata bağlanmış, ruhsatı Başbakanlık yetkisine alınmış bu genelge uyarınca madencileri canlarından bezdirmiştir. Şu anda 1.224 madenci hâlâ ruhsat işletmesi için beklemektedir. Yani davul Sayın Bakanın sırtında ancak tokmak güç biriken kişinin elinde. Şimdi, bu güç birikiminin ortaya koymuş olduğu sonuç madencilik sektöründe madenciliğe yatırım yapmış olan kişilerin perişan olması, madencilikte işçi olarak çalışan insanların ise Soma'da olduğu gibi, 301'inin hayatını kaybetmesi, Ermenek'te olduğu gibi 18'inin hayatını kaybetmesi, Elbistan'da, Zonguldak'ta, Balıkesir'de, Konya'da bu gibi cinayet gibi iş kazalarını birlikte doğurmuştur. Günü kurtarma politikaları çare değildir. Günü kurtarma politikalarıyla bu ağır sorunun üstesinden gelmek mümkün değildir. Dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisinin politikasına dönmek ve stratejik önemi haiz olan madenciliğin gerektirdiği...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FARUK BAL (Devamla) - ...şekilde üretimi ve verimliliği artırmak ve iş güvenliğini sağlamak üzere yeni ve ciddi bir yapılanmayı şart bulmaktadır.

Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)