| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 29.01.2015 |
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 683 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarı bazı yetkileri düzenliyor ama her nedense sorumlulukları düzenlemiyor. Daha evvel defalarca ifade ettik, bu Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı artık âdeta bir yetki fetişisti hâline geldi. Bunu özellikle, bilerek ifade ediyorum. Yetki, yetki, yetki, yetkiye doymuyor ama sorumluluğu görünce bir tazı gibi kaçıyor. Sorumluluktan kaçmayın. Yetki varsa sorumluluk da vardır. Bu tasarı iktidarın bir sorumluluktan kaçma düzenlemesidir aynı zamanda.
Bir de plansız programsız... Hükûmet dediğin, Bakanlık dediğin bir plan, program içerisinde çalışır; planlama yapar, örgütleme yapar, onun dışında, kadrolama yapar, denetleme yapar yani yönetim fonksiyonlarını yerine getirir ama başta planı yok.
Şimdi, Plan ve Bütçe Komisyonuna teklif hâlinde bir madde getirildi. Diğer kanunlarda da öyle, diğer konularla da ilgili... Şimdi, Plan ve Bütçe Komisyonunda şu anda, şu dakikada bir sağlık bilimleri üniversitesi kurulması görüşülüyor. Ayrı bir üniversite kuruluşu, Millî Eğitim Komisyonunda, Maden Kanunu'na ilişkin düzenlemeler var. Şimdi, ben merak ediyorum, iş güvenliğiyle ilgili Çalışma Komisyonunda çeşitli düzenlemeler... Yani, plan yok, program yok, hesap yok, kitap yok, durum bu.
Peki, Soma'da 1 Aralıkta 2.831 maden işçisi telefon mesajlarıyla işten atıldı. Şu elimde gördüğünüz not maden işçilerinin elinden çıkma, bizzat onların kaleme aldığı ve bana verdikleri talep. Bir an evvel tazminatlarının ödenmesini istiyor işçilerimiz. Peki, ona ilişkin düzenlemeyi ne zaman yapacak bu Hükûmet? En kısa zamanda iş yerlerinin -yani madenlerinin- güvenli bir şekilde açılmasını ve çalışmaya başlamak istiyorlar. Kredi ve kredi kartı borçları var; bunların bir süre ertelenmesi gerekir. Ermenek'teki işçiler gibi kendilerinin de kamuda istihdam edilmelerini bekliyorlar. Kazadan, 13 Mayıstaki faciadan zarar gören ailelerin mensupları müracaatlarını yaptı, daha istihdamları yapılmadı. Bu işten atılan işçilerin durumları ne olacak?
Sayın Hükûmet, unutmayın ki İŞKUR kapsamında, toplum yararına uygulamalar çerçevesinde dokuz aylığına da olsa Şanlıurfa'da 10 bin kişiyi işe aldığınızı, istihdam ettiğinizi de biliyoruz ve takip ediyoruz, ona göre. İşçilerimizin istihdamına ilişkin düzenlemeleri de yapmanız gerekir.
Ramazan ayında yer altında maden işçisiyle iftar açmadınız mı Sayın Bakan? Bu maden ocaklarını öve öve bitiremediniz. Maden faciaları oldu, işçiler işten atıldı; işçilerin yanında değilsiniz, göremiyoruz sizi. Ne yapmak istiyor Hükûmetiniz? Bunları açıkça anlatmanız lazım.
Soma Yırca'da termik santral yapılması için birtakım ihaleler, kamulaştırmalar yaptınız ve firmayla halkı karşı karşıya getirdi Hükûmetiniz, siz getirdiniz. Buna ne hakkınız var?
İhalesiz, hukuksuz, yönetim kurulu kararı olmaksızın süre uzatımları, vesaireler; bunları daha önce de gündeme getirdik, önümüzdeki günlerde de tekrar gündeme getireceğiz.
Facialar oluyor, hayatlar kayboluyor, ocaklar sönüyor, ondan sonra taziye ziyareti, "Ya bir mektup yazsaydınız, keşke şu madenlerin durumunu bize anlatsaydınız." diyorsunuz. Yani, Türkiye'nin şahsi ve keyfî bir yönetim altına girdiğini bu davranışlarıyla iktidar sahibi kişiler, başta Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükûmet mensupları ortaya koyuyorlar. 804 işçi iki aylık maaşlarını alamadığı için Uyar Madenciliği 2012 yılında şikâyet etmiş. Ne yaptınız? Hiçbir şey yapmamışsınız. Daha nasıl mektup yazacak vatandaş ve işçiler size? 2013 25 Aralıkta Çalışma Bakanlığına 121 işçi şikâyette bulunmuş, şikâyetleri sümen altı, hiçbir çözüm üretmemişsiniz, işte mektubu yazmış işçi size. Sadece 2009-2013 yılları arasında Darkale Maden Ocağı'nda 1.120 maden kazası meydana geliyor, aldığınız bir tedbir yok.
Şimdi, çok önemli bir husus daha: Bu plansız programsız ve hesapsız kitapsız böyle yasama faaliyeti ve icraat yapmanın en büyük örneklerinden birisi de bu kanun tasarısıdır değerli arkadaşlar. Soma Komisyonu çalışmasını titiz bir şekilde yaptı, noksanlıklarıyla beraber ama çok ciddi bir rapor koydu ortaya. İktidar mensubu komisyon üyesi milletvekilleri, muhalefet olarak ciddi bir katkı vermeye de çalıştık bütün noksanlıklarına rağmen. O noksanlık da özünde sadece Hükûmeti bu kazadan, kazadaki sorumluluğundan sıyırma gayreti vardı, onları da dile getiririz. Fakat diğer hususlarda Enerji Bakanlığı bu kanun düzenlemelerini niye dikkate almaz? Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu araştırma komisyonunun raporlarını siz niye dikkate almıyorsunuz iktidar olarak? Bu, tamamen kınanması gereken bir durumdur.
Raporda, madencilik sektöründeki temel sorunlar, denetimden maden işletmeciliğine, redevans ve hizmet alımı uygulamasından taşeron uygulamalarına, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili altyapı sorunlarından madencilik sektöründe bütüncül, bilimsel ve teknik yaklaşımdan kaynaklanan sorunlar ayrıntılı olarak dile getirildi. Bu raporların sonuçlarının incelenmesi ve önerilerin değerlendirilmesi gerekirken, bu tasarı hazırlanırken ve Komisyondaki nihai biçimi verilirken bu çalışmaların ve yapılan değişiklik önerilerinin tamamına yakını göz ardı edilmiştir.
Yaşanan her büyük maden kazasından sonra mevzuat değişikliği yapılıyor ancak gerçek sorunlara bir türlü dokunulmuyor.
Bu tasarı, başta kömür olmak üzere kamunun elindeki işletmeleri redevans yöntemiyle işletmek için kanuni altyapıyı hazırlıyor. Cezalar ve diğer mali konularla ilgili yandaş şirketlerin beklentilerini karşılamak için birtakım düzenlemeler var. "Yetkilendirilmiş tüzelkişi" adı altında bir yapı oluşturularak maden kazalarının ardından Hükûmete karşı oluşan tepkiyi azaltmak ve başka yöne kanalize etmek ve sorumluluktan sıyrılmak gayreti vardır.
Teknik nezaretçilik yerine MİGEM'den yetki belgesi almış, yetkilendirilmiş tüzelkişiler adıyla bir teşekkülün kurulmasını doğru bulmuyoruz. Madenler devletin, kamunun malıdır. Anayasa'nın 168'inci maddesinde bu açıkça belirtilmiştir.
Devletin denetim hakkını da özelleştiriyorsunuz. Peki, devlet ne yapacak kardeşim, denetimi de yapmazsanız ne yapacak yani? Bu çok kötü bir pervasızlıktır.
Şimdi, Meclis Araştırma Komisyonu raporunda kamuya ait maden işletmelerinde taşeronluk sistemi kaldırılmalıdır. Bu tasarıyla kamuda redevans konusunda bir düzenleme yapılmıyor, yapılması gerekirdi.
Yine, araştırma komisyonu "Madencilik sektörünün devlet hakkı, özel idare payı, harçlar, teminatlar gibi yükümlülükleri azaltılmalı." diyor, bu tasarı aksine artırıyor. Önerilerin aksine işletme ruhsat harcı 1,5 kat ile 15 kat arasında artıyor, devlet payı yüzde 50 artırılıyor. Soma maden kazası araştırma komisyonu raporunda getirilen önerilerin aksi düzenlemeler yapılıyor.
Bu düşüncelerle eleştirilerimizin mutlaka dikkate alınmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)