GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Yasama Yılı:5
Birleşim:47
Tarih:27.01.2015

DOĞAN ŞAFAK (Niğde) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, ben de burada gıda, tarım, hayvancılık alanında Türkiye'de uygulanan yanlış politikaların geneli üzerinde durmak istiyorum.

Değerli arkadaşlar, hızla artan nüfus karşısında tarımdaki düşük büyüme temposu, Türkiye'nin ihtiyacı olan tarım ve gıda üretiminden giderek uzaklaşmasına işaret etmektedir.

Bazı örnekleri vermek istiyorum, biraz önce Gökhan Günaydın arkadaşımız bazı noktalara değindi: Buğday ekim alanları daralmıştır. 2000 yılında 21 milyon ton buğday üreten Türkiye, 2014 yılında 19 milyon ton buğday üretebilmiştir. Türkiye, 2002 yılında 93 milyon dönüm alanda buğday üretirken günümüzde 78 milyon dönümde buğday üretmektedir. Türkiye, AKP döneminde 31 milyon ton buğday ithal etmiştir, karşılığında 9,2 milyar dolar ithalat parası ödemiştir. Türkiye, bu Hükûmet döneminde 10 milyon ton mısır ithal etmiştir, karşılığında 2,5 milyar dolar ithalat parası ödemiştir. Bu Hükûmet döneminde yağlı tohum ve türevlerine ithalatta 24,5 milyar dolar para ödenmiştir. Bu Hükûmet döneminde 9,4 milyon ton pamuk üretilmiştir, 8 milyon ton pamuk ithal edilmiştir. Yine, bu Hükûmet döneminde 804 bin ton soya üretilmiştir, 12,5 milyon ton soya ithal edilmiştir, ithalat karşılığında 5,3 milyar dolar para ödenmiştir.

Değerli arkadaşlar, tütüncülük bitmek noktasına gelmiştir. On iki yılda tütün üretimi 153 bin tondan 70 bin tona gerilemiştir. TEKEL'in özelleştirilmesi sonucu 6 sigara fabrikasından 5'i kapanmıştır. Tokat, Malatya, Bitlis, Adana ve İstanbul fabrikalarında üretim yapılmamaktadır.

Çiftçi kaybediyor, işçi kaybediyor, ülke kaybediyor. Şeker pancarı ekimi kotalarla daraltılmıştır. Özelleştirme süreci, tütünde olduğu gibi şekeri de bitirecek noktaya gelmiştir. Şeker fabrikalarında yıllardır çalışan, geçici olarak çalışan işçilerimiz kadro beklemektedirler. Baklagillerde ithalatçı olduk.

Değerli arkadaşlar, son on yılda 2 milyon 573 bin futbol sahasına denk gelen 27 milyon 825 bin 64 dekar tarım arazisi imara, inşaata kurban gitmiştir.

Hayvancılık politikalarında da yanlışlar besiciliği öldürmektedir, tüketiciyi proteinsiz bırakmaktadır. 1980 yılında 16 milyon olan sığır varlığı bugün 14,4 milyondur, otuz beş yılda 2 koyunumuzun 1'ini kaybettik. 1980'de 19 milyon olan keçi varlığımız bugün 9 milyon civarındadır. Mera varlığımız elli yıl evvelki düzeyinin yarısına inmiştir. Türkiye, son dört yılda 3,5 milyon baş canlı hayvan ithal etmiştir. Sıfır faizli kredi desteği yanlış uygulamalarla besici iflasına neden olmaktadır. "Kontrollü kredi süreci" başlığında hayvan fiyatları yükselmiş ve üretici hayvan satın alarak ahıra bağlamıştır; hemen arkasından yoğun bir ithalat süreci başlaması sonucunda hayvan fiyatları düşmüş ve besici zarar etmeye başlamıştır.

Değerli arkadaşlar, pahalı mazot, pahalı gübre, pahalı yem Türkiye tarım ve hayvancılığını sıkıntıya sokmaktadır. Tarımda mazot, gübre ve yem fiyatları çiftçi lehine derhâl düşürülmelidir.

Sayın milletvekilleri, daralan tarım politikası sonucunda üniversiteden mezun olan binlerce ziraat mühendislerimiz, veteriner hekimlerimiz, gıda mühendislerimiz -arkadaşlarımızın söylediği gibi- atama ve iş beklemektedir. Bugün, on binlerin üzerinde her dalda mühendisimiz boş gezmektedir.

Son olarak, Niğde bölgesinde yaşanan don olayında elma üreticilerinin bir bölümüne don zarar parası ödenip aynı koşullardaki diğer üreticilere para ödenmemesi, Dündarlı, Hacıbeyli, Sazlıca bölgesinde -meyvelerde- Niğde Bahçeli ve diğer kasabalarda çiftçileri sıkıntıya sokmuştur. Aynı konu, kuraklık yaşayan buğday üreticilerine de -başta Ulukışla Kolsuz köyü olmak üzere- aynı sorunları yaşatmıştır.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)