GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Aydın Milletvekili Bülent Tezcan'ın, (2/248) esas numaralı 2090 Sayılı Tabii Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/229)
Yasama Yılı:5
Birleşim:44
Tarih:20.01.2015

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her yıl, özellikle doğal afetler nedeniyle çiftçilerimiz çok ciddi, büyük zararlarla karşı karşıya kalmakta; bunu hepimiz biliyoruz. Daha bu yıl sonunda Aydın'da, özellikle aşırı yağışlardan kaynaklı, Söke, Germencik, İncirliova, Koçarlı gibi Menderes Ovası'ndaki birçok çiftçimiz ciddi ve önemli ölçüde zarar gördü. Bu, sadece Aydın'a mahsus değil. Bakın, son dönemdeki aşırı yağış, kar veya don gibi doğal afetler nedeniyle Muğla'da, Antalya'da, Edirne'de, Manisa'da, Sakarya'da ve birçok bölgemizde çiftçiler ciddi ve önemli ölçüde zararla karşı karşıya kalıyorlar.

Şimdi, bizim bir yasamız var, 2090 sayılı Yasa. Bu yasa diyor ki: "Çiftçiler doğal afet nedeniyle zarar görürlerse mal varlıklarının yüzde 40'ını kaybetmeleri hâlinde bunlara yardım yapılır, bu, tazmin edilir." Değerli arkadaşlar, bu kanun çiftçilerin mağduriyetini önlemeye yetmiyor. Bu nedenle 2090 sayılı Yasa'da değişiklik teklifi yapıyoruz. Neyi değiştirmek istiyoruz? Bakın, bir kere çok temel bir problem var. Çiftçinin sel nedeniyle, aşırı yağış nedeniyle mahsulünün tamamını sel almış, gitmiş. Ama kanun diyor ki: "Mahsulünün tamamını sel alsa dahi, çiftçinin evine bakarım, traktörüne bakarım, gayrimenkulünün miktarına bakarım. Toplam mal varlığını hesap ederim. Bunun yüzde 40'ı olmuş ise ancak tazminat öderim."

Değerli arkadaşlar, zaten tarımda yaşanan sıkıntı nedeniyle yaptığı masrafın karşılığını alamayan çiftçi, bir de mahsulünün bu şekliyle zarar görmesi hâlinde hiçbir zaman tazminat alamamakla karşı karşıya. Onun için diyoruz ki mahsulünün yüzde 40'ı zarara uğramışsa bunlara da afet kapsamında tazminat ödensin ve aşırı yağışlardan kaynaklanan bu zararları tazminat kapsamına alalım.

Yıllardır Türk çiftçisi afetlerle ilgili bu sıkıntısını ifade ediyor, dört gözle "Devlet görevlileri gelsin, zararımızı hesap etsin, belki yaramıza merhem olur." diye bekliyor ama ne yazık ki bu konuda yaraya merhem olacak bir adım atılmıyor. Onun için bu kanun teklifini 37'nci maddeye göre indirdik.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, hepiniz bulunduğu bölgede size oy verip Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderen çiftçi kardeşlerimize karşı sorumlusunuz, hepimiz sorumluyuz. O yüzden, gelin, bu kanunu birlikte görüşelim ve tazminatla ilgili yıllardan bu yana devam eden bu problemi çözelim.

Bakın, biraz sonra burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Meclis soruşturması komisyonu raporunu görüşeceğiz. Değerli arkadaşlar, hepimiz biliyoruz ki 60 liralık bir cep telefonu çalan çocuğu mahkeme önüne çıkarıp yargılıyoruz. 60 liralık cep telefonu çalan çocuğun yargılandığı bir Türkiye'de 60 milyon lira rüşvet aldığı iddia edilen birisinin şu veya bu sebeple yargılanmaması düşünülemez. Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün ciddi bir sınavla karşı karşıyadır. Burada biz şu sorunun cevabını vereceğiz: Suç işleme imtiyazı tanıyacak mıyız, tanımayacak mıyız? Eğer suç işlediği iddia edilen kişiler muktedir kişilerse Meclis kararıyla bunları muteber kişiler hâline getireceğiz mi, getirmeyeceğiz mi? Bugün yapacağımız oylamada eğer Yüce Divan yolunu açmazsak, Türkiye'de muktedirlerin suç işleme imtiyazı olduğunu tescil etmiş oluruz, Türkiye Büyük Millet Meclisi bu kararıyla bir suç oligarşisinin varlığını tescil etmiş olur. O yüzden, Millet Meclisi olarak suç oligarşisine teslim olacak mıyız, olmayacak mıyız; yapacağımız oylama budur.

Bakın, bir siyasi etik yasası gündemde şu anda. Eğer bugün Yüce Divan yolunu kapatırsak burada siyasi etik yasasını görüşme ehliyetini de kaybetmiş oluruz.

Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ederim, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)