| Konu: | Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 13.01.2015 |
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri, 675 sıra sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde şahıslar adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, komisyonlardaki uyarılarımıza rağmen Hükûmet gene bildiğini okuyarak, çoğunluğuna dayanarak içi boş bir kanun tasarısını Meclis Genel Kuruluna sunmuştur. Bütün ikazlarımıza rağmen bir çerçeve çizmekten öteye geçmemektedir bu tasarı.
Bilindiği üzere, ülkemizde 2000'li yıllara gelindiğinde, hızlı bir gelişim seyri izleyen perakende sektörünün içinde alışveriş merkezleri, büyük mağaza ve zincir mağaza sayılarının artışıyla yaşanan dönüşüm süreci bir yandan ülke ekonomisine katkı sağlarken bir yandan da birtakım ekonomik, sosyal ve çevresel sorunları beraberinde getirmiştir. İşletmelerin açılışında standardı bulunmayan karmaşık işlemler ile ödeme süreleri, markalaşma, haksız ticari uygulamalarda karşılaşılan sıkıntılar bu sorunların başında gelmektedir. Ayrıca, yaşanan gelişmeler perakende sektöründe faaliyet gösteren ve bu sektörde geleneksel kesim olarak nitelendirdiğimiz esnaf ve sanatkâr işletmeleriyle küçük ölçekli ticari işletmeler için pazar kaybıyla piyasada tutunma sorunlarını beraberinde getirmiştir. Küçük esnafımız iş yerini kapatmak ve işçi olmak, taşeronun yanında çalışmak durumunda kalmıştır, binlerce esnafımız.
Serbest piyasa ve rekabet ilkelerinden vazgeçmeden tüketici tercihleri de gözetilerek yaşanan bu sorunların giderilmesi ve perakende işletmelerinin dengeli bir şekilde büyüme ve gelişmesinin temin edilmesi bizim hazırladığımız temel kanun tekliflerinde vardı. Ancak, bunların hiçbirisi dikkate alınmadı. Ülkemiz ekonomisi için önem arz eden bu sektörde yeterli ve güvenilir veri temininde güçlükler yaşanmaktaydı. Bu durum sektöre yönelik sağlıklı politika üretilmesini de zorlaştırıyordu. Sektöre yönelik sağlıklı, güvenilir ve güncel verilerin oluşturulmasına imkân sağlanması gerekli görüldüğünden teklifimiz bu hususlara da yer veriyordu.
Perakende sektörünü düzenleyen diğer birçok ülke esas olarak iki yaklaşımı göz önüne almıştır değerli arkadaşlar: Bunlardan biri sektörün bütün yönlerini temel bir kanunla düzenlemek. Diğeri ise farklı farklı konuları farklı kanunlarla düzenlemek. Ülkemiz bu ikinci yönü seçmiştir, farklı kanunlarla farklı yönleri düzenlemektedir. Ancak, bu düzenlemeler sektörün sorunlarının çözümünde bir ilerleme sağlayamamıştır. Biz teklifimizde hem organize hem de geleneksel kesime yönelik düzenlemelere yer vermiştik, bu düzenlemelerin bir çoğu şu anda görüştüğümüz tasarının içinde yer almamıştır. Kanun teklifimizdeki en önemli yenilik de işletmelerin açılış ve faaliyete geçiş süreçlerine ilişkin olarak getirdiğimiz tekliflerdi. Burada da -Hükûmet tasarısında daha önce olmasına rağmen- il düzeyinde hazırlanacak stratejik planlara göre bir sistem üzerinde ve tek bir mercide ruhsatların verilmesi, iş yerlerinin açılmasıyla ilgili bir düzenleme teklifi vardı, bu kabul görmedi.
Değerli arkadaşlar, bugün, Türkiye'de büyük iş yerleri "AVM"ler dediğimiz alışveriş merkezleri gelişigüzel kurulmakta ve her yerde hemen hemen mantar biter gibi bu tesisler kurulmaktadır. Oysa bizim teklifimizde, AVM'lerin kurulacağı yerlerin, ilde hazırlanacak stratejik planlara göre olması gerektiği şeklindeydi. Bu konuda Hükûmet tarafından hazırlanan veya diğer milletvekili arkadaşlarımız tarafından verilen 3 tane kanun teklifi Meclis Genel Kuruluna gelmeden kadük olmuş ve bizim perakende sektörünü düzenleyen bu kanunlar bir türlü çıkarılamamıştı. O yüzden bu kanuna eski tabirle "ehvenişer" diyoruz yani kötünün biraz iyisi diyelim. Gene de bir çerçeve çizdiği için emeği geçen komisyondaki bütün arkadaşlara, Bakanlık yetkililerine teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, Avrupa'nın birçok ülkesini hepiniz görmüşsünüzdür. Orada, bizim "AVM" dediğimiz alışveriş merkezleri şehrin 30-40 kilometre dışında yapılmaktadır -Bunun gerekçesi de- kendi küçük esnaflarının korunması amaçlanmıştır. Oysa bizde bütün AVM'ler şehrin en görkemli merkezlerine yapılmakta; bu, bizim küçük esnafımızı bitirdiği gibi o bölgelerdeki yaşamı da insanlara dar etmektedir. Alışveriş merkezinin olduğu bölgelerde trafik tam bir keşmekeş içinde ve büyük sorun oluşturmaktadır.
Avrupa'da "O kadar güzel yerler var, niçin buralara AVM yapmadınız da şehrin dışında taşlık, uygunsuz yerlere yaptınız?" diye sorduğumuzda "Biz küçük esnafımızı, biz sanatkârımızı korumak zorundayız. Bu yüzden de şehrin en az 30-40 kilometre dışına yapıyoruz." diye cevap almaktayız. Bugüne kadar kuramadık, bundan sonraki kurulacak olan AVM'lerde mutlaka bir stratejik plan yapılmalı, bu plana göre bu tesisler kurulmalıdır.
Ben yaşadığım bir örneği Komisyonda da dile getirdim, burada da sizlerin huzurunda dile getirmek istiyorum.
Maltepe'de bir açık pazar yeri vardı, Ankara'nın Maltepe bölgesinde. Bu pazar yerine AVM yapıldı. Yüzlerce esnaf oradan çıkmak zorunda kaldı, yeni AVM'de dükkânlar da fahiş fiyatlarla kiralandı. Ancak, işte, bu dediğimiz stratejik plan yapılmadığı için kısa bir süre sonra buradaki mağazalar birer birer kapandı, o AVM de iş yapamaz hâle geldi ve şu anda atıl durumda.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanımız yanımızda, Sayın Bakanımız Komisyondaki toplantıda dedi ki: "AVM'lerin açılış ve kapanış saatlerini biz düzenlemeyelim, pazar günleri tatil etmeyelim çünkü AVM'ler aynı zamanda alışverişin yanında artık halkın bir eğlence yeri oldu."
Sayın Bakanım, vatandaşlarımızı AVM'lere mahkûm edecek politikaları niye izledik şimdiye kadar? Niçin halkın rahatlıkla dış sahada spor yapabileceği, gezip eğlenebileceği yerleri yapmadık, biz AVM'lere muhtaç ettik? İnsanlarımızı AVM'lerin içine kapatıyoruz. Ben sorarım size... Yarın, depremde toplanacak bir boşluk dahi bırakmadınız, her here AVM yapıyorsunuz. Ne kadar kupon arazi varsa bunları birilerine peşkeş çekip AVM yapmayı teşvik ediyorsunuz. Yazık ediyorsunuz bu esnafımıza, yazık ediyorsunuz geleneksel kültürümüzü yaşatan sanatkârlarımıza.
Değerli arkadaşlar, bir ülkenin sanayisini düşünenler rekabetin ortaya çıkmasını sağlayacak düzenlemelere elbette yer vermelidir. Küçük esnafını öldüren ülkelerin hiçbir tanesi iflah olmamıştır. Küçük esnafımıza hep birlikte sahip çıkacağız. Küçük esnaf bir devletin temelini oluşturur. Esnaf ahlakını da, esnafın düzenli şekilde rekabet edeceği durumu da geliştirmek zorundayız. Ancak çıkardığımız bu yasayla bu rekabeti geliştirecek düzenlemeleri maalesef kuramayacağız.
Atadan kalma geleneklerimizi bugün modern teknolojiyle nasıl yaparız, bunun çarelerini düşünmek zorundayız. Sayın Bakanım, artık AVM'ler sadece eğlence yeri olmadı, yavaş yavaş küçük esnafımızın da gidip ekmek parası kazandığı yerler hâline gelmeye başladı. Bu tasarıda geleneksel sanatlara ve kültürümüze de yer verilmiş olması, en azından kontenjanlarının ayrılmış olması bu düzenlemenin içindeki olumlu maddelerden bir tanesi. Fakat esnafımız zorunlu olarak canlanmak zorunda çünkü ekonomik krizden dolayı artık insanlar eskilerini tamir eder hâle geldiler. Yeni yeni almaktansa eskiyi tamir edip giymeye başladılar.
Son söz olarak sevgili milletvekili kardeşlerim, arkadaşlarım, eğer Komisyonda bizlerin de teklif ettiği, bizim tekliflerimizle bu tasarın içi doldurulmuş olsaydı hem ülkemize hem esnafımıza hem de halkımıza daha güzel, daha mükemmel bir yasa çıkarabilirdik, gene de geç kalmış değiliz, inşallah verilecek önergelerle bu yasanın içi doldurularak Türk halkının, Türk esnafının beklediği bu kanunu çıkarabiliriz diyorum.
Destekleriniz için, katkı için herkese teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)