| Konu: | Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 13.01.2015 |
MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 675 sıra sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın geneli üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı saygıyla selamlamak istiyorum.
Öncelikle, yıllardır böyle bir düzenlemeyi bekleyen küçük esnaf ve sanatkârlarımızın beklentilerini çok fazla karşılamasa da bu kanun tasarısını, türlü badirelerden sonra yüce Meclisin gündemine getiren Sayın Bakana teşekkür etmek istiyorum bir kez daha. Kendisine ekim ayında yine bu kürsüden böyle bir tasarıyı yüce Meclisin gündemine acilen getirmesi gerektiğini hatırlatmış ve kendisinden önceki 3 sayın bakanın, Sayın Zafer Çağlayan, Sayın Nihat Ergün ve Sayın Hayati Yazıcı'nın söz vermesine rağmen bu tasarıyı bugüne kadar yüce Meclisin gündemine getiremediğini hatırlatarak böyle bir çalışmayı önemsediğimizi ifade etmiştim. Dolayısıyla bu teşekkürümü tekrarlıyorum.
Her ne kadar beklentileri karşılamasa da yıllardır böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyan sektörün belirli kurallar içerisinde yeniden değerlendirmeye tabi tutularak böyle bir düzenlemenin çıkartılmış olması bu sektör açısından önemlidir diyoruz. O nedenle elimizden gelen katkıyı yapmaya çalıştık ve bu Genel Kurul aşamasında da yapmaya devam edeceğiz.
Değerli milletvekilleri, tasarının adı çok büyük, uzun. Ona bakmayın yani bu tasarı her ne kadar çok sayıda teklifle birleştirilmiş ve Genel Kurulun gündemine getirilmiş gibi görülse de maalesef burada adı geçen tekliflerin hiçbirisinden bir madde dahi alınıp tasarının herhangi maddesine veya bölümüne ekleme yapılmamıştır, sadece teklif veren değerli milletvekillerinin isimleri burada zikredilmektedir. Onun dışında, o değerli milletvekillerinin çok önemli görüşleri ve gerçekten küçük esnaf ve sanatkârı koruma altına alacak olan teklifleri maalesef bu tasarı içerisinde yer almamaktadır.
Dahası, kanun tasarısı Bakanlık tarafından Meclis gündemine sunulduktan sonra, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna ait değerli 2 milletvekili ve arkadaşları tarafından sunulmuş iki ayrı teklifte yer alan bazı düzenlemeler de yine bu kanun tasarısı içerisine alınmamıştır, alınamamıştır. Muhalefet partilerine mensup değerli milletvekillerinin görüşleri bir tarafa, iktidar partisinin, örneğin AVM'lerin haftanın bir gününde ve diğer günlerde belirli saatlerde kapalı tutulmasına ait görüşü görüşmelerden bir gün önce gazetelerde boy boy manşet konusu olmuş, hatta "AVM'lere kara pazar" manşetiyle "AVM'ler kapatılıyor" diye reklam konusu edilmiş, sayın milletvekili ve arkadaşları, kendi tekliflerinde yer alan bu haftanın bir gününde AVM'lerin kapalı tutulmasına dair görüşlerini komisyonda savunamamışlardır, geri çekmek zorunda kalmışlardır. Yani bir başka değişle, bu konu bir taraftan AVM'lerin talepleri doğrultusunda bakanlık tarafından tasarı hâline getirilmiş, diğer taraftan AKP'li milletvekilleri tarafından küçük esnaf ve sanatkârların da dilekleri, istekleri doğrultusunda alelacele bir teklife dönüştürülmüş, aynı anda görüşülmesi sağlanarak tabiri caizse kamuoyu oyalanmış, avutulmuş, her iki taraf da gönüllenmiştir. Ama sonuçta şirketlerin, AVM'lerin ve zincirlerin dediklerinin dışında herhangi bir düzenleme bu tasarı içine dercedilememiş, kanun teklifini veren değerli iktidar partisi milletvekilleri tekliflerinin arkasında duramamışlardır. Diğer taraftan, Sayın Bakan ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının değerli temsilcileri, bu tasarının asgari müşterekte bir uzlaşmayla hazırlandığını, dolayısıyla çok fazla kurcalanmadan, fazla uzatılmadan bir an önce komisyondan geçirilmesi yönündeki teklifini komisyon üyeleriyle paylaşmış; bizler de yıllardır komisyon gündemine gelemeyen bu tasarının mevcut teklifler ve sektör temsilcilerinin de önerileri doğrultusunda bir alt komisyon tarafından hızlıca ele alınıp daha düzenli bir hâle getirildikten sonra hızla yasalaşması konusunda önerimizi sunduk. Bu önerilerimiz kabul gördü, komisyonda bir alt komisyon kurulması yönünde önerge hazırlandı ancak önerge işleme konulmadan ne olduysa o arada bir şeyler oldu, iktidar partisi ve muhalefet partilerinin değerli milletvekillerinin imzalarıyla hazırlanmış olan önerge çekildi ve alt komisyon kurulması gündeme gelmeden, sabaha kadar, bitimine kadar çalışma yönünde karar alınarak tam aralıksız on sekiz saat süren Komisyon çalışmaları sonunda, çok fazla bir şeyi değiştiremeden, hangi konuda uzlaşıldıysa... Taraflara soruyoruz: Nerede uzlaşıldı? "Uzlaşma yok." Esnaf ve sanatkâr temsilcilerine, küçük esnafa, orta ölçekli işletme sahiplerine ve temsilcilerine soruyoruz: Sizi memnun eden bir madde var mı burada? "Yok." AVM temsilcileri ve büyük mağaza temsilcileri konuşuyor, onları da mutlu eden fazla bir düzenleme yok. Ama ne olduysa, bu şekliyle, "uzlaşma" adı altında söz konusu tasarı getirildi, görüşüldü ve bugün yüce Meclisin gündemine geldi, Genel Kurul gündemine.
Değerli milletvekilleri, bu tasarıdan beklenen "Bugüne kadar hayatını esnaflıkla sürdüren, çoluğuna çocuğuna, yaptığı ticaretle helal lokma götürme peşinde koşan küçük esnaf ve sanatkârın korunarak büyük alışveriş merkezleri, mağaza zincirleri ve AVM'lerin etkisi altında nasıl hayatlarını devam ettirebilirler?" sorusuna bir çözüm aramaktı. Ama ne yazık ki yapılan düzenlemeler bundan uzak. Ancak sektörün "Hiç olmazsa bir kanunumuz var." diyebileceği bir noktaya gelmiş durumda. Onun için hiç olmazsa sektörün, perakende ticaret sektörünün bir kanunla düzenlenmiş olması açısından anlamlı, önemli. Bu yönüyle tasarıyı desteklediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarı tekliflerle birleştirilmedi. Dolayısıyla, birçok milletvekilinin bu konuda yoğun emek sarf ederek hazırlamış olduğu ve gerçekten son derece önemli düzenlemeleri içeren görüşleri tasarı kapsamına alınmadı. Küçük esnaf ve sanatkârlar korunmadı, korunması da mümkün değil. Bu tasarı, şu anda neredeyse en küçük ilçelere kadar yayılmış olan zincir marketlerin ya da alışveriş merkezlerinin artık bu düzenlemeler kapsamında mevcut durumunu yasalaştırmaktan öteye geçemeyen bir tasarıdır. Bir başka deyişle, şehirlerde şehir merkezinin, yerleşim merkezlerinin ortalarında, mahalle aralarında dahi açılmış olan alışveriş merkezleri, örneğin, bir kapalı ya da açık otopark zorunluluğu getiremediğimiz için bundan sonra da o mahallede hayatını sürdürmesine devam edecek ve dolayısıyla o mahalledeki bakkalı, kasabı, şarküteriyi bitirecek konumunu muhafaza altına almış ve yasalaştırmıştır.
Önerilerimiz bu konuda dikkate alınmadı. En azından mevcut AVM'lerin şehir merkezinde ya da şehir merkezi dışında kurulmuş olmaları nedeniyle varlıklarını devam ettirebilmeleri için kalabalık şehir merkezlerinde hiç olmazsa alışverişe gelen insanların, vatandaşların rahat edebilecekleri şekilde birer otopark düzenlemesi zorunluluğu koyalım denmesine rağmen dikkate alınmadı çünkü böyle bir düzenlemeyi bu kanun kapsamına koymuş olsaydık inanıyorum ki bugün birçok şehirde, ilçede kurulmuş olan AVM'ler yeni bir otopark alanı oluşturmak zorunda kalacaklar veya bu alanı bulamıyorlarsa o satış yerlerini şehrin dışına taşımak zorunda kalacaklardı. Dolayısıyla Hükûmete gelen bu baskı altında Hükûmet böyle bir düzenlemeyi yerine getiremedi. Bunu mutlaka burada yeniden değerlendirip sağlamak zorundayız. Hepinizin bulunduğu şehirde adı AVM ama vatandaşın çile çektiği bir merkez hâline gelmiş birçok alışveriş merkezini rahatlatmanın yolu böyle bir düzenlemeden geçmektedir. Bunu sağlayamadık.
Diğer taraftan, dedik ki: Tabii ki bu belirli bir gün de, örneğin haftanın bir günü, istedikleri bir günde olsun. İlla pazar günü olacak diye bir şart yok. Çünkü AVM'lerde ve zincir market şubelerinde çalışan vatandaşlarımızın, o çalışan personelin talebi başta olmak üzere, küçük esnaf ve sanatkârların talepleri de hiç olmazsa haftada bir gün bu AVM'lerin kapalı tutulması yönündeydi. Bu konuda tekliflerin hemen hemen tamamında düzenleme yer alıyordu. İktidar partisi milletvekillerinin bir grubunun da hazırlamış olduğu teklifte de bu madde vardı ama ne olduysa bir gecede iktidar partisi milletvekilleri dâhil olmak üzere Hükûmet, bu tasarıdaki ve teklifteki bu kapsamdaki düzenlemeleri görmezden geldi ve alışveriş merkezlerinin, perakende işletmelerin çalışma saatlerini mevcut durumdan geriye götüren yeni bir düzenleme getirdi. Bu yeni düzenleme "Bu merkezlerin çalışma saatlerine illerin valileri karar verecek." şeklinde geldi. Valiler, bugün küçük esnaf ve sanatkârın ensesinde boza pişirirken, şimdi artık tüm işletmelerin ensesinde boza pişirmeye devam edecekler. Hayırlı olsun Hükûmete ve teklif sahibi Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekillerine.
Değerli milletvekilleri, bu, kabul edilebilir değildir. Bu, yetki devri anlamına gelir. Anayasa'nın ve ilgili kanunların ilgili maddelerine aykırıdır. Derhâl bunun, yetkili idare tarafından çalışma saatlerinin düzenleneceği şekle değiştirilmesi gerekir. Bugün birçok ilde valilerin esnaf ve sanatkârlar üzerinde kurmuş olduğu baskıları, defterdarlık elemanları aracılığıyla onlara yaptıkları siyasi ve ticari baskıları birçok milletvekili çok yakından biliyor. Bu mevcut baskılara rağmen bir de çalışma saatlerini düzenleme yetkisini valilere bırakırsanız, inanıyorum ki özellikle iktidar partisi milletvekillerinin bulunduğu illerdeki küçük esnaf ve sanatkârlar bir gün, ama ne zaman milletvekilliği biter, dokunulmazlıklarının sona erdiği gün yakanızdan yapışarak bunun hesabını sorarlar. Bu düzenlemeyi derhâl değiştirmemiz ve sektörün taleplerine uygun hâle getirmemiz gerekir. Valiler bir ilçede ya da bir ildeki alışveriş merkezlerinin hangi saatte açılıp hangi saatte kapanacağına karar veremezler, verememelidirler. Oradaki esnaf odaları ne işe yarar? Oradaki belediyeler, ilgili bakanlık temsilcisi birimler kanundan aldığı yetkiyi nasıl kullanacaklar? Siz onların yetkisini alıyorsunuz. "Valiler, AKP'nin il başkanlarıdır, bizim emrimizde, istediğimiz esnafı yola getirmek için çok önemli bir argümandır, bu yetkiyi de ona verelim." anlayışı bu sektöre darbedir. Bunu lütfen yeniden gözden geçirelim, bu düzenlemeleri burada vereceğimiz önergeler doğrultusunda yeniden ele alalım ve doğru yapalım diyoruz.
Değerli milletvekilleri, diğer taraftan, bazı Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerinin de Komisyon görüşmeleri sırasında dile getirdikleri gibi, AVM'ler Türkiye'de vahşi kapitalizmin dayattığı ve ülkemizin küçük esnaf ve sanatkârlarının yok olmasına yönelik alışveriş merkezleridir, bunların bir düzenleme altına alınması gerektiği önerisine aynen katılıyoruz. Artık bundan sonra bitme noktasına gelmiş olan küçük esnaf ve sanatkârın hiç olmazsa ayakta kalabilmesine imkân tanıyacak bazı düzenlemeleri buraya ilave etmemiz gerekiyor.
Tabii ki, tasarı hem esnaf ve sanatkâr odalarının ilgili federasyon temsilcileri tarafından hem de Hükûmet temsilcileri tarafından "Kervan yolda düzülür." anlayışıyla, "Hele bunu bir çıkaralım, daha sonra da düzeltiriz." görüşüyle bu noktaya getirildi ama bunları değiştirme imkânımız varken geliniz, hiç olmazsa Genel Kurul aşamasında verilecek önergelerle bu eksiklikleri giderelim çünkü bir daha bu yüce Meclislin gündemine aynı şekilde, aynı konuya ait bir tasarının ya da teklifin gelip Genel Kurul gündeminde görüşülme şansı çok fazla olmayabilir. Onun için bu görüşmeler sırasında önerilerimizin dikkate alınmasını özellikle istirham ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, özellikle AVM'lerde küçük esnaf ve sanatkârlara belli bir alanın ayrılması ya da o yörede yetişen yerel ürünlerin raflarda yer almasına yönelik düzenlemeler tamamen sembolik düzenlemelerdir. Çünkü bu alanlarda ve alışveriş merkezlerindeki yüksek kira ve ortak kullanım bedelleriyle şu anda kendi mahallesinde ayakta duramayan bir küçük esnaf ve sanatkârın gelip yer tutması, ürünlerini orada pazarlaması ve satması mümkün değildir. Bu sadece küçük esnaf ve sanatkâra fazla itirazları olmasın diye sembolik bir düzenlemeden ibarettir, bunun uygulamada hiçbir geçer yanı olmayacaktır. Zaten, şu anda alışveriş merkezlerinde marka ürünleri satan işletme sahiplerinin altından kalkamadığı yükleri küçük esnaf ve sanatkârın karşılaması mümkün değildir. Dolayısıyla, tasarıda yer alan buna yönelik düzenlemelerin biraz daha esnetilmesi ve kira bedellerinin daha da düşük hâle indirilmesi zorunluluğu vardır.
Diğer bir konu, tasarıda kurulması öngörülen perakendeciler konseyine ait düzenlemelerin maalesef içi boş kalmıştır. Dolayısıyla, bunun çalışma usul ve esaslarının bir yönetmelikle düzenlenecek olması yine yasama yetkisinin devri anlamına gelmekte ve Anayasa'ya aykırılık teşkil etmektedir. O nedenle, o düzenlemelerin de burada çerçevesinin kanunla belirlenme zorunluluğu vardır. Bunu da yine vereceğimiz önergelerle düzeltme yönündeki çalışmalarımıza destek olmanızı talep ediyoruz.
Aynı şekilde yeni açılacak perakende işletmelerinin açılış ve faaliyete geçişinde esas alınacak ölçütlerin kanunda açıkça belirlenmesi gerekirken bu düzenlemenin de Bakanlar Kuruluna devredilmiş olması kabul edilebilir bir düzenleme değildir. Bu düzenleme de yetki devri anlamını taşımaktadır ve Anayasa'ya aykırılık teşkil etmektedir. Onun için, burada bu kriterler ortaya konmalı, en azından nüfus, oradaki yerleşim yerinin büyüklüğü, gelişme trendi, mevcut alışveriş merkezlerinin sayısı ve yoğunluğu gibi kriterler dikkate alınarak yeni açılacak herhangi bir alışveriş merkezinin nerede, hangi şartlarla açılabileceğinin kanun kapsamında çerçeve olarak yer alması gerekmektedir. Bunu Bakanlar Kuruluna devretmekle bu işi geçiştiremeyiz.
Özetle, söz konusu tasarı Anayasa'mızın 173'üncü maddesinde yer alan "Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır." amir hükmünün gereğini yerine getirmemektedir. Tam tersine, bugüne kadar gelişigüzel yayılmış olan alışveriş merkezleri, büyük mağazalar ve zincir mağazaların mevcut konumlarını yasal bir çerçeveye oturtma amacını taşımaktadır. Dolayısıyla, bugün borcunu ödeme zorluğu çeken ve icra dairelerinde icralık dosya sayısı neredeyse son on yılda 3 katını bulmuş olan küçük ve orta ölçekli esnaf ve sanatkâr bu tasarı uygulamaya geçerse daha da zor duruma düşecek ve bu tasarıdan beklentisini bulamayacaktır.
Ben her şeye rağmen tasarının ülkemize ve sektöre hayırlı olmasını temenni ediyor, emeği geçenlere teşekkür ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)