| Konu: | Bodrum Yarımadası'nda yapılması planlanan rüzgâr elektrik santrallerine ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 06.01.2015 |
TOLGA ÇANDAR (Muğla) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Konuşmamın hemen başında ben de sayın milletvekilimizin çalışma arkadaşlarına ve ailesine önce başsağlığı, onlara da taziyelerimi bildiriyorum.
İçeri girdiğimiz zaman hemen üstünüzde "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir." yazıyor. Atatürk'ümüzün çok önemli bir sözü.
Gözümün önüne geldi, bir fotoğraf vardı yıllar öncesinden: Deniz Gezmiş mahkemede yargılanıyor, gülmeye başlıyor. Gülerken hâkim sormuş, demiş ki: "Bir dakika ya, sen neye gülüyorsun Deniz?". "Üstünüzde 'adalet' yazıyor da ona gülüyorum." demiş.
Yani, şimdi, burada da "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir." yazıyor ama Muğla'da yapılan işlere bakınca galiba aradan geçen zaman bu sözlerin değerinden bir şeyler götürmüş gibi geliyor çünkü Muğla'da ne yazık ki halkın ne düşündüğünün hiç önemi yok.
Rüzgâr elektrik santralleri elbette bu ülke için çok önemli. Arkadaşlarımız "yenilenebilir enerji kaynakları" diye bu kürsüden defalarca konuştu. Biz bunu savunuyoruz, yenilenebilir enerji kaynaklarının fosil yakıtlar karşısında ne kadar önemli olduğunu da biliyoruz ancak bunun yapım yeri ülkemizin hem tersaneleri açısından hem turizm açısından en önemli noktalarından biri olan Yalıkavak mı olmalıdır? Başka yapacak yer bulamadınız mı? Yani, endemik kuşlarıyla, endemik bitkileriyle, sadece orada yaşayan 6 çeşit kuş -sadece yöremize uygun 6 çeşit kuş- ve sayısız bitki örtüsüne rağmen biz getireceğiz bu RES'leri buraya yapacağız! Halk diyor ki: "Hayır, bu RES'leri buraya yapamazsınız." Çünkü, 1990'larda Avrupa'da yapıldığı zaman, yapılan bilimsel araştırmalar gösteriyor ki rüzgâr elektrik santralleri sadece 1,5 ve 3 kilovat arasındayken bile insan sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkilere sahip. Bakınız, biz burada şey yaptık: Kusma, bulantı, bulanık görme, kalp çarpıntıları, asabiyet, odaklanma yani konsantrasyon ve hafıza problemleri gibi insan sağlığı üzerinde olumsuzlukları bilimsel açıdan tespit edilmiş rüzgâr elektrik santrallerinin Türkiye'de öncelikli kalkınma yöresi olarak sizin ilan ettiğiniz -yani Çevre Bakanlığının- kalkınmada turizm açısından özel çevre koruma alanı olarak ilan ettiğiniz Yalıkavak'ta yapılmasına karar verilmesi son derece enteresan. Sadece Yalıkavak'ta mı yapılıyor? Yani bu, üstelik de bütün mahkeme kararlarına rağmen yapılmaya çalışılıyor.
Aynı örneği, gidiniz İztuzu'na, İztuzu'nda on günü aşkın süredir -evveliyatı da var- yerli halk, Ortaca halkı, Dalaman halkı, Köyceğiz halkı, Fethiyeliler, Muğla halkı bir bütün olarak... Sadece Muğlalılar değil, çevreye, o yörenin turizme olan katkısını... "Caretta caretta"larla dünyanın 15 plajı içinde olan bu kadar güzel bir yöreyi nasıl oluyor da kuruluşundan sadece iki gün sonra Dalçev diye bir şirkete ihale edebiliyorsunuz? "Bu ihale ne zaman ilan edildi kardeşim?" diyorsun, "Bu ihaleyi bana telefonla verdiler." diyor. Telefonla ihale mi olur Allah aşkına?
Bakınız, Ölüdeniz'de aynı şey yapıldı, Ölüdeniz'de ilan edildi, insanlar, şirketler, almak isteyenler ihaleye girdiler, hak eden firma aldı, şimdi de güller gibi çalışıyor. Ama burada ne oluyor? Yani bu Dalçev kimdir? Birisi yabancı olmak üzere 3 ortaklı bir şirket. Şirket elemanlarından biri Adalet ve Kalkınma Partisinin belediye meclis üyeliğine aday olmuş, seçilememiş bir vatandaş yani bir AKP'li. Arkadaşlar, bu ülkeye yazık ediyorsunuz.
Bakınız, Muğla'da tersanelerle ilgili problemlerimiz var. Defalarca söylememize rağmen -Ege'de, Akdeniz'de tersanecilik çok önemli, Muğla tersaneciliği- Fethiye'de tersaneyi kapatıyorsunuz, yeni açılacak tersane açılmıyor, şu anda tersaneciler ne yapacağını bilmiyor. Binlerce Muğlalı bu işten ekmek yiyor ve şu anda ne yazık ki çaresiz durumdalar. Adalet ve Kalkınma Partisi, adalet kavramı... Dedim ya, içeri girince Deniz Gezmiş "Üstünüzde adalet yazıyor." demiş. Vallahi, ben gülmek istemiyorum çünkü trajikomik olsa da bu trajedidir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)