| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 21.12.2014 |
HDP GRUBU ADINA İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın 5'inci maddesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bütçe görüşmelerinin neredeyse sonuna geldik. Günlerdir bu kürsüde pek çok konuya değinildi, bütçeyle ilgili pek çok husus gündeme getirildi. Ancak, kanımca, üzerinde daha fazla durmamız gerektiği hâlde eksik bırakılan bir konu oldu. Bu da IŞİD çetelerinin vahşetinden kaçarak Şengal'den, Kobani'den Türkiye'ye gelmiş olan sığınmacıların ihtiyaçlarına ilişkindir.
3 Ağustos 2014 tarihi itibarıyla Şengal'de gerçekleştirilen katliam ve işgalden dolayı zorunlu olarak Habur, Yekmal ve Roboski üzerinden Türkiye'ye giriş yapan Şengalli Ezidilerin sayısının 30 bin civarında olduğu bilinmektedir. 15 Eylül itibarıyla ise IŞİD saldırıları Kobani kantonu üzerinde yoğunlaşmış ve artan saldırılar sonucu katliam tehlikesiyle yüz yüze gelen yaklaşık 200 bin Kobanili kantondan ayrılmak zorunda kalarak Suruç üzerinden Türkiye'ye geçiş yapmıştır. Savaşa bağlı olarak gerçekleşen zorunlu göç hareketi toplamda 230 bin civarı nüfusun Kürt illerine yerleşmesiyle sonuçlanmıştır. Bölgedeki belediyelerimiz ve duyarlı STÖ'ler yardım koordinasyon merkezleri oluşturarak sığınmacıların ihtiyacını karşılamak adına tüm kaynaklarını seferber etmiş, yardım çalışmalarının sistematize ve koordineli olarak ilerlemesi için gerekli çabayı göstermiştir. Gıda, giysi, ilaç, barınma mekânı gibi en temel yaşamsal ihtiyaçlar temin edilip göç eden halka sunulmuş, bu noktada Türkiye ve uluslararası kamuoyuna yapılan duyarlılık çağrıları sonucunda yardım kuruluşları da göç edenler için yardım sağlamıştır. Yine insani yardım kuruluşlarının desteği ve bölgedeki koordinasyon merkezlerinin organize çalışmaları sonucunda Nusaybin, Mardin, Kızıltepe, Batman, Siirt, Adıyaman, Viranşehir, Diyarbakır ve Suruç'ta ortak yaşam alanları kurulmuş, Şengal'den ve Kobani'den gelenlerin çadır kentler, mahalle ve köylerdeki uygun ev ve diğer alanlarda sağlıklı koşullarda barındırılabilmesi sağlanmıştır. Ancak, bölge belediyeleri ve gönüllü olarak yardım çalışmalarına katılan kurumlar dışında bölgeye göç eden halklar için Hükûmetten yana uzun vadeli ve kapsamlı bir politika üretilememiştir. İktidar sözcüleri mültecilere kucak açtıklarını ifade etse de sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporlarda da ortaya konduğu üzere, gelenlerin çok küçük bir kısmı AFAD kamplarında kalmaktadır. Şengal'den gelen ve 7 ildeki merkezlerde kalan Ezidilerin sayısı toplam 20 binin üzerindeyken, merkezî Hükûmetin sorumluluğundaki AFAD kampında yalnızca 2.840 Şengalli bulunmaktadır. Benzer bir durum sayıları kat kat fazla olan Kobanili mülteciler için de geçerlidir. 120 bin kadarı Suruç ve çevresinde olmak üzere 200 bine yakın Kobanili Türkiye'ye göç ettiği hâlde yalnızca 6.120 tanesi AFAD kamplarında kalmaktadır.
Üzerinde söz aldığım 5'inci maddeyle, bütçede öngörülmeyen hizmetler için gerektiğinde aktarma yapılmak üzere Maliye Bakanlığı bütçesinin ilgili tertiplerinde yedek ödenek bulundurabileceği ve bu ödeneklerden aktarma yapmaya Maliye Bakanının yetkili olduğu hüküm altına alınmaktadır. Değerli milletvekilleri, bu bağlamda, daha önce de partimizce defalarca dile getirilen soruyu tekrar sormakta fayda var. Hükümetiniz, Kobani ve Şengal'den göç eden 230 binden fazla kişi için ne kadar bütçe ayırmıştır? Hükümetinizin, AFAD kampları dışında kalan Ezidi mültecilerin gıda, kışlık kıyafet, sağlık malzemesi, hijyen kiti gibi temel ve acil ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yardım çalışması bulunmakta mıdır acaba?
Hükümet, belediyeleri ve yardım çalışmalarını yürüten duyarlı kurumları ihtiyaçların karşılanması noktasında yalnız bırakmakta, koordinasyon çalışmalarını yürütenlere ek bir ödenek aktarımı yapmamaktadır. Özellikle ilçe belediyelerinin sınırlı kaynak ve yetkileri kış koşullarının da ağırlaşmasıyla beraber mültecilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmemektedir.
Bunlarla beraber Hükûmetin bazı konulara da açıklık getirmesi gerekmektedir. Yurt dışı kurumlarından gönderilen ayni ve nakdî yardımların AFAD kampları dışındaki mültecilere ulaştırılamadığı yönünde pek çok iddia bulunmaktadır. En son geçtiğimiz hafta basına da yansıyan bir habere değinmek istiyorum. Avrupa Birliği tarafından Kobanili ve Şengalli mülteciler için kullanılmak üzere Türkiye'ye gönderilen 20 milyon avro yani 58 milyon 354 bin Türk lirası savaş mağdurlarına ulaştırılmamıştır. Avrupa Komisyonu yetkililerinin Güneydoğu Anadolu Belediyeler Birliği tarafından hazırlanan rapora verdiği cevaptan anlaşılan odur ki mağdurların barınma, yemek ve temel bakım hizmetleri için Türkiye'ye 20 milyon avro tahsis edilmiş, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı ve Avrupa Birliği Bakanı Sayın Volkan Bozkır da konudan haberdar edilmiştir. Bu konuda Hükûmetin acilen konuyla ilgili bir açıklama yaparak gelen 58 milyon 354 bin liralık yardımın nerede ve ne şekilde kullanıldığı konusunda kamuoyunu bilgilendirmesi gerekmektedir. Yüz binlerce insan kış soğuğuna direnir, binlerce bebek ve çocuk ağır şartlarda yaşam mücadelesi verirken oldukça yüklü olan böylesi bir yardım miktarının kimler tarafından harcandığı merak konusudur. Yalnızca AFAD kamplarında kalanların ihtiyaçları için bu rakamın oldukça fazla olduğu görülmektedir.
Bir diğer nokta ise yurt dışından gelen ayni yardımlarla ilgilidir. Suruç ve çevresinde 120 bin civarında Kobanili kalmakta olduğu hâlde Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinin Suruç'un köy ve mahallelerinde, ayrıca buradaki 5 çadır kentte kalanlara dair neredeyse hiçbir desteği olmamaktadır. Buna ek olarak, yurt dışından gelen büyük yardım tırlarını bir ilçe belediyesi olan Suruç Belediyesinin yetkisi olmadığı için Büyükşehir Belediyesinin gümrükten aldığı ve AFAD dışında kalan 120 bine yakın mülteciye bu yardımların ulaştırılmadığı da bilinmektedir. Pek çok uluslararası kurumun da devlet yetkilileriyle kurduğu temaslarda bölgede mültecilerin kaldığı tek merkez AFAD kampıymış gibi oraya yönlendirildiği, diğerlerinin koşullarından haberdar dahi edilmedikleri görülmüştür. Buna benzer başka bir durumsa Almanya'dan gönderilen 3 tır dolusu yardımın Alman Konsolosluğunda bekletilerek Dışişleri Bakanlığı tarafından AFAD kampına yönlendirilmeye çalışılmasına ilişkindir.
Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere, siyasi iktidar Şengal ve Kobani'den gelenlere kucak açmamış, aksine onları kaderine terk etmiştir. En son iki gün önce basına yansıdığı üzere, mültecilere herhangi bir yardımda bulunmayan Hükûmet, bölgede çalışan belediyelerin de işini zorlaştırmakta ve karşılarına birçok engel çıkarmaktadır. Suruç Belediyesi tarafından mahalle ve köylerde kalan Kobanililerin daha iyi şartlarda barınmasını sağlamak amacıyla yapımına başlanan ve altyapı çalışmalarında neredeyse sona gelinen 10 bin kişilik çadır kentin yapımı valilik tarafından durdurulmuştur. Valilik tarafından ilgililere herhangi bir resmî yazıyla haber verilmemiş, çadır kente gelen polisler içeride çalışan işçileri zorla çıkararak valiliğin çalışmaları durdurduğunu belirtmiştir. Soğuk kış şartlarındaki en acil ihtiyaçlardan olan barınma ihtiyacını karşılamak için yapılan çalışmaların önüne merkezî Hükûmetin temsilcisinin karşı durması, tıpkı yardımların yalnızca AFAD kampına yönlendirilmesi gibi kötü niyetli bir yaklaşımı ortaya koymaktadır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)