| Konu: | KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 14.06.2012 |
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
276 sıra sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı'nın 18'inci maddesiyle ilgili önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygılarla selamlıyorum.
Şimdi, Sayın Başkan ve Sayın Bakana niye katılmadıklarını sormak istiyorum. Şimdi, bir şeyi anlatmak için bu önergeyi verdik. Bakın, bizim önergemiz ile 18'inci madde aynı, virgülüne virgülüne, noktasına noktasına kadar, başlığına kadar aynı. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, çok özür diliyorum. Bunu niye yapıyoruz? Yani Hükûmet olarak, Komisyon olarak, milletvekili olarak işlevimizin farkına varacağız. Burada Avrupa Birliğiyle ilgili bir yasak savmak adına bir şey ortaya getiriyorsunuz. Bu?
TÜLİN ERKAL KARA (Bursa) - Tamam da siz niye önerge veriyorsunuz?
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Cevap verirseniz buradan verin.
Şimdi, Meclisin görevini yerine getirmediği, Komisyonun görevini doğru yerine getirmediği, Hükûmetin konuyu takip etmediği yerde bu kanun tasarısından ne bekliyorsunuz? Yani çok enteresandır, bakın, muhalefetten gelen her şeye Komisyon katılmıyor, Hükûmet katılmıyor ve iktidar partisi milletvekilleri reddediyor. Bu anlayışla biz burada milletin dertlerine nasıl çare olacağız? Üç gündür Meclis Başkan Vekili dâhil olmak üzere, çalışanlar dâhil olmak üzere, milletvekilleri olmak üzere burada bir şeyler yaptığımızı sanarak mesai harcıyoruz. Şimdi, oturup uzlaşılsa, muhalefetle beraber halkın, milletin menfaatlerine işleri yapsak bu sıkıntıların hiçbiriyle karşılaşmayacağız.
Şimdi, buradan şu sonuç çıkıyor: Siz ne konuşursanız konuşun, bürokratlar getiriyor, yukarıdan birileri talimat veriyor, Hükûmet buraya tasarıyı sunuyor, komisyondan aynı şekilde geçiyor, nasıl olsa Mecliste Adalet ve Kalkınma Partisinin çoğunluğu var, burada da parmaklar kalkacak ve kabul edilecek.
Ee, şimdi, halkın hangi derdine çare bulacaksınız? Burada birkaç örnek vereceğim. Bakın, bir sürü kanun tasarısında, saatlerce burada, "Gelin, şu milletin yararına şunları yapalım." dedik. İşte, 2/B Yasası'nda. Ben buradan soruyorum, bak, çok yoğun olarak, Adana, Mersin, Antalya ve Muğla milletvekilleri Allah rızası için bölgelerine gitsinler, bizim burada söylediklerimizin doğru olup olmadığını, verdiğimiz önergelerin doğru olup olmadığını orada görsünler. Ben geçen gün gezdim Muğla'yı, Antalya'yı, Mersin'i, Adana'yı. Milletin yıllardır sahiplendiği topraklar elinden alınıyor. Bunları buralarda saatlerce söyledik, ama şimdi olduğu gibi "Muhalefetten geldi." diye reddettiniz.
Çek Yasası düzenlendi, saatlerce söylendi, geçen hafta Adana'da esnafı gezdim. Bakın, Merkez Bankasının verileri -Bir şeyi yaparken bir şeyi bozuyorsunuz- mayıs ayına göre bir aylık geriye dönen çek oranı yüzde 34,2; bir yıl içerisinde yüzde 118. Ticaret ölmüş, sanayici ölmüş, kan ağlıyorlar. Gidin, bir konuşun. Şimdi, bunları düzelttiğimizde ne olacak?
Şike Yasası'yla ilgili söylendi, altı ay sonra değiştirdiniz.
Gazi yerleşkesiyle ilgili burada saatlerce konuştuk. Bir gecede 1'inci dereceden 3'üncü derece sit alanına çevrildi, ama Mecliste kimsenin çıtı çıkmadı. Yüz yaşındaki ağacı on yaşında gösteren bir raporla, bir kurulla bunlar gerçekleştirildi.
Şimdi, Meclis olarak, biz kendi etkinliğimizi, kendi yetkilerimizi kullanamazsak burada ne yapabileceğiz? İşte, burada örneğini gördük, aynı maddeyi getirdik, ona bile ret. Ben bunu söylemeseydim, şimdi konuşmadan sonra da soracaklardı, "kabul", "ret", böyle bir anlayışla, ne yapacaksınız bununla ilgili?
Şimdi, tabii, zorunuza gidebilir, ama bunu ben bir şeyi ispatlamak için yaptım ve ispatladığımız da ortaya çıktı ve bugün kendi seçim bölgemle ilgili de son bir şey söyleyeceğim:
Bakın, Adana'nın Saimbeyli ilçesi Adana'ya 170-
Ben hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.