GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:120
Tarih:14.06.2012

TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, 14'üncü maddeyle ilgili verdiğimiz önergede söz aldım. Öncelikle, Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Benimle beraber sanıyorum 2 ya da 3 arkadaşımız şu anda gündemde olan bir konuyu dile getirdiler, adliyelerin kapanması konusunu, gün içerisindeki konuşmalarında. Ben de bu konuyu gündeme getirmek istiyorum. Aslında, kanunun içeriğiyle, amacıyla da ilgili bir konu yani kanuna baktığımızda idarenin işlemlerinden, eylemlerinden kaynaklanan şikâyetler, işte kamu hizmetlerinin yeniden değerlendirilmesi konusu var. Yani burada vatandaştan şu anda -bilmiyorum sizlere gelmiyor mu- bize sürekli telefonlar geliyor. Birçok ildeki adliyeler kapatılmış. Tabii, Adalet Bakanı burada yok, bürokrat arkadaşlarımız var. Aslında, Sayın Bakan olsa belki konuyu daha iyi değerlendirecektir diye düşünüyorum. Bakın, burada masa başında oturulmuş, -HSYK'da zannediyorum- birtakım matematiksel değerler yapmışlar, almışlar, onlara göre, hiç kimseye de sormamışlar. Çünkü bu konuyu araştırıyoruz, ben de araştırıyorum, soruyorum yani ilimdeki adliyeye soruyorum, orada başsavcımız var: "Ya, Sayın Savcım, Kırklareli'nde de iki tane ilçede adliye kapanmış, birisi Demirköy ilçesi -ki önemlidir, farklı bir konumu var- diğeri de Kofçaz ilçemiz." O da bizim küçük ilçemiz ama bunlar özellikleri olan ilçeler. `Bunların adliyeleri kapatıldı. diye haberler çıkıyor. Sizin bu konuda bilginiz var mı? Size kimse bir şey sordu mu yani bir görüş alındı mı?" dedim.  "Hayır, bize kimse bir şey sormadı, bu Ankara'dan alınan bir karar." diyor.

Bakın, "Kıstaslar yani ölçütler nedir?" diye baktığınızda, işte "Dava sayısı, dosya sayısı 500'ün altındaysa kapat gitsin." demiş, o kadar. İşte "15 kilometre mesafede büyük bir ilçe varsa o yeri kapat gitsin." Bu da bir ölçüt yani dosya sayısı 500'ün üzerinde olsa da yine böyle kapatılıyor. Yine bir ölçüt daha var, şimdi yanılıyor olabilirim ama Kenan Bey'e sormuştum, okumuştu oradan. Bu ölçütlerle, burada oturmuşlar yani orada ne oluyor, ne ediyor, bu insanlar ne yapacaklar, hiçbir şey düşünülmeden kapatılmış.

Değerli arkadaşlar, kamu hizmetinden bahsediyoruz yani o zaman Türkiye'de çok sayıda bizim küçük köyümüz, mezramız var, ne elektrik götürün ne su götürün yahut "Siz burada 3 kişisiniz, 5 kişisiniz, 10 hane, 5 hane, sizin hizmete ihtiyacınız yok." deyin o zaman.

Şimdi, benim iki tane ilçem var, birisi Demirköy, belki giden arkadaşlarımız vardır, İğneada diye bir beldemiz var Karadeniz'e sınır, sahil beldesi var, ilçenin beldesi var. Bu ilçenin 15 köyü var. Istrancalar yani dağların içerisinde bir yer yani en yakın yer Pınarhisar, 40 küsur kilometre, bilirler arkadaşlarımız oraları. Oradaki Bulgaristan sınırından, Beğendik'ten, Sislioba'dan, diğer yerlerden, İğneada'dan ki İğneada yaz aylarında şu anda 30-40 bin nüfusa ulaşıyor. Bu ilçedeki adliye kapanmış. Onları işte Pınarhisar'a aktarmışlar. Aynı şekilde Kofçaz, o da bizim, Bulgaristan sınırında bir ilçemiz, 16 köyü var oranın da, çok uzak köyler var yani karşı tarafta, Bulgaristan'da nöbet tutan askerlerle yan yana yaşıyorlar bizim insanlarımız, onlar oradan gelecekler merkeze. Ya, şimdi bu değerlendirme yapılırken yani bu insanların ihtiyaçları kamu hizmeti değerli arkadaşlar. Her şeye kâr-zarar değerlendirmesiyle devlet bakar mı? Bir tacir miyiz biz? Yani tacir gibi "İşte ben buradan ne kadar tasarruf yapacağım?"

Şimdi, zaman zaman komisyonda görüşüyoruz, üçüncü yargı paketini görüştük, geçti, günlerce orada çalıştık. Şimdi bakıyorum, burada arkadaşlarla konuşuyoruz -temmuz ayı içerisinde, sanıyorum işte 1 Temmuz olabilir, belki birkaç gün sarkabilir- bu paketi getirmiyorsunuz. Bilmiyorum arkadaşlarımız getirecekler mi? Yani üçüncü yargı paketi? Sayın Bakan çıktı, süslü laflarla işte kamuoyuna açıkladı, basın toplantıları yaptı; biz komisyonda bunu günlerce görüştük; alt komisyonda görüşüldü, aylarca alt komisyonda kaldı. Şimdi, "Yok efendim, biz bu paketi es geçiyoruz, dördüncüsü Bakanlar Kuruluna geliyor?" Onu da Bakanlar Kurulunda görüşmeyin. Üçüncüsü gelmiyorsa dördüncüyü niye görüşeceksiniz?

Şimdi, böyle bir tabloda bunun mutlaka yeniden değerlendirilmesi lazım, mutlaka. Yani Adalet Bakanı burada olsa kendisiyle özel görüşmemiz lazım bu şikâyeti. Benim, Kırklareli'den AKP'li Milletvekili arkadaşımız var, Şenol Gürşan yani Demirköy'den, Kofçaz'dan arayan yok mu kendisini "Ya, Sayın Vekilim, ne oluyor? Biz nereye gideceğiz?" diye? Mutlaka aranıyordur. Diğer illerde de aynı olay, Artvin'den arkadaşlarımız, Tunceli'den Kamer Bey, aynı serzeniş?

Değerli arkadaşlar, biz milletvekiliyiz, vatandaşımızın derdini burada dile getirmeye çalışıyoruz ve devletiz, kamu hizmeti yapacağız, yapıyoruz. Burada insanlar hizmeti alırken bu kadar onları zorlayamayız, onları sıkıntıya sokmamamız gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURGUT DİBEK (Devamla) - Sürem bitti. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dibek.