GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:34
Tarih:19.12.2014

MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2015 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii bu 3'üncü madde "Denge" başlığını taşıyor. Gerçi Hükûmetin şakulü yolsuzluklarla kaymış durumda ama bütçede denge aramak abesle iştigaldir fakat yine de bu bütçede dengeyle ilgili bazı hususları dile getirmekte fayda var.

Değerli milletvekilleri, bütçenin esası mali disiplindir. Mali disiplinin esası da harcama disiplinidir. Sağlıklı bir mali yapı ancak harcamaların şeffaf, denetlenebilir ve hesap verebilir olmasına ve savurganlığa son verilmesine bağlıdır. Oysa Hükûmet, kendisinde hesapsızca harcama yapma yetkisi görmektedir; savurganlık yapmakta ve hesap vermekten de kaçınmaktadır. Bütçe, israf noktasına varan harcamaların finansmanında kullanılmaktadır. Bu konuda pek çok örnek verilebilir ancak üzerinde özellikle son haftalarda durulan ve Atatürk Orman Çiftliği'ne yaptırılan kaçak saray için yapılan harcamanın 1 milyar 300 milyon lira olduğu ifade edilmişti Hükûmet yetkilileri tarafından, fakat son gelişmeler, ortaya çıkan rakamlar belirsizliğini korumakla birlikte, bu rakamın 1 milyar 370 milyon liranın çok çok üstünde olduğu kanaatini uyandırmaktadır ve bu rakam kamuoyunu ikna etmemektedir. Öyle ki kaçak sarayın altın varaklı bardaklarından ithal ağaçlarına kadar, neredeyse her bir unsuru büyük bir israfı işaret etmektedir. Siz 16.500 ağacı keseceksiniz, diğer taraftan da 280 tır ağaç ithal edeceksiniz. Sarayın maliyetine ilişkin TOKİ'ye yapılan başvurular, ülkenin ekonomik çıkarlarına zarar vereceği gerekçesiyle reddedilmiştir. Ee, bizim de hâliyle sormamız gerekiyor: Sayın Bakan, TOKİ'nin ülke ekonomisine zarar vereceği gerekçesiyle açıklamadığı maliyet nedir? TOKİ'nin hesapladığı ancak açıklamadığı maliyet ile sizin açıkladığınız maliyet arasındaki farkın sebebi nedir? Bu harcamalar nerelerden yapılmaktadır?

Cumhurbaşkanlığı Sarayı konusunda değinmek istediğim bir husus da şu sıklıkla dile getirilen prestij ve itibar meselesidir. Adalet Kalkınma Partisinden herkes "itibar" kelimesinin arkasına takılmış gidiyor. Sayın Bülent Arınç da Komisyonda bu saray inşaatıyla ilgili "Pembe İncili Kaftan" hikâyesini örnek göstermişti ve mukayese etmişti. Sayın Arınç demişti ki konuşmasında: "1 katrilyonun üzerinde masraf yapıldı. Az bir para değil, rakam yüksek. Bu yükseklik neden kaynaklanıyor, tartışılabilir." E biz de diyoruz "Tartışalım." ama Hükûmet bu konuda açıklama yapmıyor. Ve devam ediyor: "Cumhurbaşkanlığı makamları, sarayları prestijli yerlerdir. Bazılarında da bir azamet göstermesi, bir debdebe göstermesi de gerekebilir." Arınç söylüyor bunu. "Bizim Osmanlı geleneğinde de böyledir. Pembe İncili Kaftan bir güç gösterisidir." dedi Sayın Arınç.

Değerli arkadaşlar, Pembe İncili Kaftan hikâyesini okumayanlar lütfen okusun fakat Arınç yeniden, bir daha okusun. Pembe İncili Kaftan hikâyesinde, hikâyenin kahramanı Muhsin Çelebi Pembe İncili Kaftan'ı kendi servetinden yaptırarak elçi olarak gitti. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar) Yani, arada çok önemli bir fark var. İşte, Adalet Kalkınma Partisi zihniyetiyle anlaşamadığımız nokta burada. Siz devletlüler, Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan devlet imkânlarıyla şahsi ve kişisel bir debdebe peşindedir. Muhsin Çelebi bunu kendi servetinden yaptırmıştır, bunu dikkatlerinize çekiyorum. Yani, bir tarafta devletin azameti, prestiji ve itibarı için servetini feda eden Muhsin Çelebi, diğer tarafta kendi kişisel hırsı ve güç gösterisi için devletin ve milletin kaynaklarını israf eden devletlüler. Bir tarafta devleti ve milleti için evlatlarını feda eden devlet adamları, diğer tarafta evlatları için devleti ve hukuku bozan devletlüler. Bu ibretlik Ömer Seyfettin hikâyesini tekraren Hükûmetin okumasını diliyorum.

Dün, Sayın Başbakan Yapısal Dönüşüm Planı'nı açıkladı ve tasarrufların artırılmasından bahsetti; israfa dönük hediyelerin kamuda söz konusu olmayacağını söyledi. Yani, plaket verilirse israf ve hediye olarak kabul ediliyor, hediye vermek... Ee, peki "Kol saatleri almak..." "Hediye" diye ifade ettiler. Onlar hediye değil mi, çikolata kutularında alınan paralar? Bunlara devam edilecek mi? Sayın Başbakan, bu konulara niye girmiyorsunuz? Başbakanın gündeminde plaketler var ama nedense diğer israflar yok. Nasıl bir tasarruftur ki 15-20 liralık plaketlere israf diye izin vermez ama milyarlarca liralık saraylara, milyonlarca liralık araçlara, taşıtlara, kiralamalara sesini çıkartamaz.

Öte yandan, Sayın Başbakanın bu tür hususlarla kendisini yormasına gerek yok, bu masrafları zaten yandaş sermayeniz karşılıyor. Eğer Sayın Davutoğlu'nun başında bulunduğu Hükûmetin icraatlarıyla ilgili bilgisi olsaydı, kesinlikle bunları söylemezdi. Geçen yıl 19 Aralıkta, Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Eroğlu'na buradan soru yönelttim, dedim ki: "Pek çok açılışın debdebeli ilanlarını, reklamlarını veriyorsunuz, açılış törenleri yapıyorsunuz tantanalı bir şekilde. Bunların masrafını nasıl karşılıyorsunuz? Bütçeden ne kadar harcama yapılıyor?" Sayın Eroğlu gururla ve övünerek dedi ki: "Biz masraf yapmıyoruz. Bunu müteahhitler üstleniyor." Kim o müteahhitler? Milletin anasına küfreden müteahhitlere yaptırıyorsunuz. Davutoğlu'nun bundan da haberi olmadığı anlaşılıyor.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Havuz müteahhidi!

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Gelelim taşıt israfına. Burada, Sayın Maliye Bakanı biraz evvelki konuşmasında da bu eleştirilere cevap vermeye çalıştı, daha çok taşıt sayısı üzerinde durdu. İşte, bütçedeki (T) cetvelinde, 2015 yılında alımı yapılacak olan 5 bin küsur araç öngörülüyor. Şimdi, yozlaşma o kadar yürümüş ki artık, Hükûmet de bu teşhisi koyacak durumdan gittikçe uzaklaşmış. Burada "taşıt israfı" deyince sadece taşıt alımı, gerekli gereksiz taşıt alımı tartışılmıyor, taşıt kiralamaları çok eleştiriliyor ve tartışılıyor. Bir de bu taşıtlar nasıl kullanılıyor yani kamu hizmeti için mi? Bir de özel gayretleri, özel faaliyetleri, özel işleri için bu kamu taşıtlarının yaygın bir şekilde kullanıldığını biliyoruz. Bunların yakıtları var, diğer masrafları var. Eğer Hükûmet, Maliye Bakanlığı "Ben hesabı kitabı biliyorum." diyorsa bu kürsüden, 2014 yılı itibarıyla kaç taşıt kiralaması yapılmıştır ve bütçeden harcaması nedir, bunun cevabını verin yarına kadar, yarından sonraya kadar, biz de bunun cevabını alalım. Kaç taşıt kiralanmıştır, bunun gideri nedir?

Hükûmet, bütçe disiplinini yok sayan bir tutum içerisindedir; bir tarafta israf ve saltanat, diğer tarafta vatandaşlara ağır vergi yükleri. Adalet Kalkınma Partisinin hazırladığı bütçenin tek cümlelik özeti budur.

Hepinize saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)