| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 18.12.2014 |
CHP GRUBU ADINA AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 2015 yılı Sağlık Bakanlığı bütçesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Vatandaşın alın terinden toplanan her kuruşun hesabını veren ve o paralara göz dikmeyen herkesi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Sağlık Bakanlığının anayasal görevi nedir? Yurttaşlarımızın sağlığını korumak, korunamadığı durumlarda ise onları tedavi etmek. Peki, devlet bu görevini nasıl yapacak? Topladığı vergilerle yapacak doğal olarak. Vatandaşlarımız namuslarıyla, şerefleriyle vergilerini ödüyorlar mı? Hem kazanırken ödüyorlar hem de tüketirken ödüyorlar yani duble vergi ödüyorlar. Peki, alın teriyle kazanılan bu vergiler usulüne uygun bir şekilde harcanıyor mu? Elbette ki hayır. Birileri cebini doldurmakla meşgul. Kimileri haram parayla umreye gidiyor, kimileri çikolataların altına yüz binlerce dolar saklıyor, kimileri iş adamlarının önüne yatıyor, kimileri parayla ruhsat veriyor, büyük patron da evdeki paraları sıfırlamaya çalışıyor. Diğer taraftan da asgari ücretten vergi alınıyor, parasını ödeyemeyenlerin kışın bile elektriği kesiliyor. Ne kadar hazin, ne kadar acı bir durumdayız değil mi? Biz de kalkmışız, 17-25 Aralık yolsuzluk haftasında bütçe konuşuyoruz, abesle iştigal ediyoruz; trajikomik bir durumdayız, tam bir çadır tiyatrosu durumundayız.
Değerli arkadaşlar, bakın, muhalefet size buradan bir şey söylediğinde "Muhalefettir, konuşuyor." diyorsunuz. Ben, bugünkü konuşmamda vereceğim rakamların tamamını uluslararası örgütlere ve Sayın Sağlık Bakanının açıklamalarına dayandırarak yapacağım.
"Uluslararası Şeffaflık Örgütü" diye tüm dünyada kabul edilen bir kuruluş var. Bu kuruluş bütün ülkelerin yolsuzluk algısını ölçüyor, her yıl bir rapor hazırlıyor. Ne büyük bir tesadüftür ki -sizin için acı bir tesadüf- bu raporun sonuncusunu bugünlerde yayınladı, Aralık 2014 yılında. Diyor ki bu rapor: "Türkiye son bir yılda dünyada en hızlı düşüş kaydeden ülkedir. 5 puan birden yitirerek âdeta kör kuyulara yuvarlanmıştır."
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Tam anlayamadık, nedir? Yolsuzluktan mı?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Şimdi, ülkemiz sayenizde uluslararası kabul edilebilir en düşük geçerli not olan 50'nin bile altına düşerek 45 puan almıştır. "Yani son bir yılda o kadar çok yolsuzluk yapıldı ki, dünyadaki algı Türkiye kör kuyuya yuvarlanmış..."
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Kumpas! Kumpas!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - "...5 puan birden geriye düşmüş, pek çok geri ülkenin de gerisine düşmüş. Şeffaflık açısından ben size geçerli not 50 bile veremiyorum, 45 veriyorum." diyor. Şimdi, Allah aşkına, bizlere, vatandaşlarımıza, dürüst insanlara bu utancı yaşatmaya ne hakkınız var?
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Bu algı, algı! Bu algıya katkı verenler utansın!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Bakın, bir başka rakam; ben vermiyorum, Emniyet Genel Müdürlüğü veriyor, diyor ki Emniyet Genel Müdürlüğü: "Sağlık alanı Türkiye'de en çok yolsuzluk yapılan alanların başında geliyor." Yani sağlıkta bile yolsuzluk almış başını gidiyor. Hadi yol yaparsınız çalarsınız, yolda çukur olur ama sağlıkta eğer yolsuzluk yapar çalarsanız insanlar ölürler. İşte bu 17-25 Aralık yolsuzluk haftasında bu gerçekleri görmeden Sağlık Bakanlığının bütçesini değerlendirmek doğru değil.
Şimdi, gelelim Bakanlığın bütçesine. Yine Bakanlığın rakamlarıyla konuşacağım. Bakanlık diyor ki, Hükûmet diyor ki: "2015 yılı için toplam 20 milyar 378 milyon lira para ayırdım." Hemen bir geriye dönüyorum, bakıyorum; geçen yıl ne yapmış, bu yıl ne yapmış? Geçen yıla göre Bakanlığın bütçesi yüzde 9,3 artıyor. Enflasyon öngörüsüne bakıyorum Hükûmetin, yüzde 9,4. Yani artış 9,3; kayıp 9,4. Ne demek, bunun anlamı nedir? "2014 bütçesi bana çok geldi -diyor Hükûmet- sağlık açısından ve bu payı azaltıyorum." diyor. Peki, vatandaş için bunun anlamı ne? Vatandaş için anlamı şu: Diyor ki: "Sen tedavini, hastane faturanı, ilacını, protezini, ortezini kendi cebinden karşılayacaksın."
İşte bu resim bize her şeyi anlatıyor değerli arkadaşlarım. Bu resim bize Sağlık Bakanlığının geldiği durumu, Türkiye'de sağlığın geldiği durumu anlatıyor. Bakın, hacı amcam felçli hastasını el arabasıyla taşıyor. Buyurun, daha dünkü gazetelerde çıkan bir haber.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Soruşturma açıldı taşıdığı için!
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Felçli amcam, felçli teyzemi...
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Helikopter nerede?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - ...hasta sahipleri el arabasıyla taşıyor.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Ambulans nerede?
AYTUĞ ATICI (Devamla) - Ambulanslar, uçak ambulanslar, helikopter ambulanslar, kar paletli ambulanslar; ben bunları vatandaşın takdirine bırakıyorum.
Sağlık Bakanlığının kendisine ayrılan bütçeden koruyucu sağlık hizmetlerine yani biz hastalanmayalım diye ayırdığı para sadece 80 milyon, 20 milyarın 80 milyonunu sadece ayırıyor sadaka gibi, dalga geçer gibi. Maliye Bakanı çıkıyor, bütçe konuşmasında diyor ki: "2015'te 80,9 milyar para ayıracağım." Bir hesap ediyoruz, bakıyoruz ki bunun yüzde 90,4'ü zaten sağlık primlerinden harcanıyor. Yani devletin bütçesinden sağlığa bir kuruş para ayrılmıyor. Yüzde 90'dan fazlasını sağlık primi olarak benden kesiyor, dönüyor bir de katkı payı, katılım payı, bilmem ne payı diye benden tekrar para alıyor ve benim sağlığım üzerinden bu Bakanlık kâr ediyor değerli arkadaşlarım. Bu gerçeği mutlaka görmeniz lazım.
Peki, bu kadar kâr ediyor, bu kadar para topluyor. Sağlık göstergeleri nasıl?
Sayın Bakanım, şu kitabı hatırlar mısınız? Sizin çıkardığınız, altında sizin imzanız olan Sağlık Bakanlığının cep kitabı, istatistik kitabı. Bütün rakamlarım buradan, başka hiçbir yerden değil. Muhalefet olarak konuşmuyorum sadece, sizin rakamlarınızı sizin yüzünüze vuruyorum. Diyorsunuz ki: "Bebek ölüm hızını altmış dokuz yıldır ilk defa ben arttırdım, binde 7,4'ten, 2012 yılında binde 7,8'e yükselttim yani geçen yıl 600 bebek fazladan öldü." Burada öyle yazıyor, ben söylemiyorum, kitabınız söylüyor. Yine bu kitapta diyorsunuz ki: "Anne ölüm hızını altmış dokuz yıldır ilk defa arttırma şerefi bize nasip oldu."
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Doğru.
AYTUĞ ATICI (Devamla) - "Doğru." diyorsunuz, teşekkür ederim.
Burada da geçen yıl sadece doğuma bağlı, gebeliğe bağlı nedenlerden 7 anneyi kaybettiğimizi itiraf ediyorsunuz. Yine aynı kitapta diyorsunuz ki: "Kızamık sıfırlanmaya başlanmıştı, 7 binlerin üzerine çıktı vaka sayısı." Yurt dışından filan geldiğini sakın söylemeyin, onun rakamları burada çok daha fazla. Eğer aşıyı yapabilseydiniz bu çocukların hiçbirisi kızamık olmayacaktı.
Peki, gelelim cepten harcamalara. TÜİK rakamları -yine benim rakamlarım değil- diyor ki: "2002'de 56 lira cepten sağlığa harcama, 2012'de 157 lira." Hadi dolar bazında bakalım, orada ne olmuş? Tam 2,3 kat arttırmışsınız vatandaşın cebinden sağlığa harcadığı parayı, 37 dolardan 87 dolara çıkarmışsınız.
Peki, sağlık çalışanları ne durumda acaba? Eğitimi, istihdamı bu bütçede hiç yok. Tıp fakültelerinin eğitim odaklı olmaktan çıkarıldığını, kâr odaklı hâle getirildiğini bu bütçede yine itiraf ediyorsunuz, özel hastanelere öğretim üyelerini muhtaç ettiğinizi buradan itiraf ediyorsunuz. Daha dün 20 bin doktor yürüdü bu ülkede, 20 bin doktor size neyi anlattı, bunu iyice düşünmemiz lazım diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)