GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:31
Tarih:16.12.2014

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Başkanım, değerli vekiller; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Ben, tabii, Orman ve Su İşleri Bakanlığının 2015 yılı bütçe tasarısını sunmak üzere huzurlarınızda bulunuyorum. Bu bütçenin hayırlı olmasını, bereketli olmasını diliyorum. Ayrıca, tabii, bütçe hazırlanırken, hakikaten, özellikle bütün Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerimiz, Maliye Bakanlığı, diğer bürokratlar büyük gayret sarf ettiler. Onlara da peşinen teşekkürü borç biliyorum.

Bunun dışında, bizden önce konuşan çok değerli milletvekillerimiz var. Onlar da, tabii, bazı tenkit ve tavsiyelerde bulundular. Tabii, onlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Yani tenkit, tavsiye veya teklif olmadan gelişme olmuyor. Biz bunları da dikkate alacağız elbette. Sizlere, milletimize daha güzel hizmet vermenin gayreti içinde olacağız.

Değerli milletvekillerim, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Orman ve Su İşleri Bakanlığı, bildiğiniz gibi, ormancılık faaliyetleri, su kaynaklarının yönetilmesi, barajlar, göletler, içme suyu temini, dere ıslahları, sulama tesislerinin inşası, meteorolojik faaliyetler, tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin korunması gibi konularda çalışmalar yapıyor. Şu anda 69.345 elemanımız var, personel. Sizlere sunulan bütçe de 13 milyar 119 bin 588 TL. Yani bu bütün bir Bakanlık ve bağlı kuruluşların bütçesi. Özellikle ülkemizin en önemli yatırımcı bakanlıklarından birisiyiz. Esasen bizim de sloganımız "Orman ve su varsa hayat var." Dolayısıyla, bu düsturla gece gündüz çalışıyoruz ve aziz milletimize şevk ve heyecanla hizmet vermenin gayreti içindeyiz. Maksadımız, baki kalan şu kubbede hoş bir sadâ bırakmaktır, başka bir niyetimiz yoktur. Tabii, televizyonlarının başında bizleri dinleyen herkesi de saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Değerli Başkan, saygıdeğer milletvekillerim; özellikle ormanlarla ilgili kısa bir bilgi arz etmek istiyorum sizlere. Tabii, orman varlığımız 2003 yılında 20,8 milyon hektarken geçen yıl sonunda 21,7 milyon hektara yükseldi. Yani, hakikaten, dünyada orman alanları daralırken ülkemiz özellikle orman varlığını hem alan olarak hem de odun serveti olarak artıran nadir ülkelerden birisi. Bu maksatla son on yılda 9 bin hektar yani 9 milyon dekar ormanlık alan artırılmış, ayrıca on iki yılda 3 milyon 796 bin 442 hektar alanda ağaçlandırma, orman ıslahı ve erozyon çalışması yapmışız, ayrıca 2003 yılından bu yana da 3 milyar 250 milyon adet fidanı toprakla buluşturduk. Gerçekten bu çok önemli, bu sayede orman varlığımız artıyor. Bakın, orman varlığımız bundan on iki yıl önce 1,2 milyar metreküpken geçen yıl sonu itibarıyla 1,5 milyar metreküpe yükselmiştir. Dolayısıyla, ben orman teşkilatımızı gönülden kutluyorum, gerçekten fedakârca çalışıyorlar.

Ormanlarımız aynı zamanda ülkemizin kalkınmasında lokomotif bir sektör. Mesela biz geçen sene odun üretimini 19 milyon metreküpe yükselttik, bu gerçekten önemli. Ayrıca, fidan üretimini geçen sene 401 milyon adete yükselttik. Özellikle şunu vurgulamak istiyorum: Hiçbir ayrım yapmadan biz herkesi kucaklıyoruz. Belediyeler fidan talep ettiği zaman, proje getirdiği zaman ücretsiz bir şekilde fidanlarımızı belediyelerimize, muhtarlıklara, sivil toplum kuruluşlarına teslim ediyoruz çünkü Türkiye'nin her tarafını yeşillendirmemiz gerekir diye düşünüyoruz hatta Türkiye'yi bir fidan üretim ve ihracat üssü yapmak istiyoruz. Bu yüzden Sakarya'da Sapanca Gölü kenarında bir fidan ve süs bitkileri borsası kurduk. Alakadar olan iş adamları varsa özellikle burada dikkatlerini çekmek istiyorum. Ayrıca, şunu da özellikle vurgulamak istiyorum: Ormanlar milletimizin malı. Dolayısıyla, bilhassa şehir ormanları kuruyoruz ki vatandaşımız çoluğuyla çocuğuyla tatil günlerinde bu alanlarda rahatça nefes alsın, hoşça vakitler geçirsin diye. Bu yüzden 123 adet şehir ormanı kurduk. Bunların çok büyük faydası oldu.

Ayrıca, orman teşkilatı sadece ağaç dikmek, fidan üretmek, dikmek veya odun üretmek maksadıyla çalışma yapmıyor. Şimdi, biz 2011 yılında kanun hükmünde kararnameyle, Orman Kanunu çerçevesinde, orman teşkilatını sadece ormanlık alanlarda iş gören bir teşkilat olmaktan çıkardık. Artık orman teşkilatı Türkiye'nin her tarafına, 778 bin kilometrekarenin her tarafına hizmet eder hâle geldi.

Bakın, ilk defa biz bal ormanları kurduk ve eylem planı hazırladık. Yani biz mutlaka büyük düşünüyoruz ve plan yapıyoruz. Kim, neyi, ne zaman, nasıl yapacak bunu da belirliyoruz. Şu ana kadar 220 adet bal ormanı kuruldu ve bu sayede... Bunun ne faydası oldu? Bunun faydası şu oldu: Türkiye, bundan on iki yıl önce bal üretiminde dünyada 6'ncı sıradayken, Allah'a şükür, şu anda 2'nci sıraya yükseldi. Ben yakında Türkiye'nin, bu şekilde teşvik edilirse, desteklenirse, dünyada 1'inci sıraya yükseleceğine inanıyorum. Ayrıca, gelir getirici. Bilhassa orman köylülerine destek maksadıyla gelir getirici türlerle ilgili büyük eylem planları hazırladık. Misal olarak ceviz.

Şimdi, biz 2012-2016 yılları arasında -gösteriyorum, eylem planları var, nerede, ne kadar dikileceği il il belli- 13 bin hektar alanda 5 milyon adet aşılı ceviz fidanını toprakla buluşturacağız. Burada şöyle bir uygulama yaptığımızı bütün milletimize arz etmek istiyorum. Değerli vekillerim, özellikle tabii, köyler yakınındaki bozuk ormanlık alanlara veya ağaçlandırılması uygun olan alanlara, köyde kaç hane varsa bunu parselliyoruz, sonra aşılı ceviz, badem, fıstık çamı, orada ne gerekiyorsa, dikiyoruz. Herkesin huzurunda, özellikle kaymakam, muhtar, orman işletme müdürünün huzurunda kura çekiyoruz, parsel parsel dağıtıyoruz. Bakımı, bütün masrafları üç yıl orman teşkilatına ait ama geliri vatandaşa ait oluyor. Bunu da son derece şeffaf bir şekilde yapıyoruz. Sadece cevizde değil, şimdi bademde de uygulamaya başladık. 19 bin hektar alanda 8 milyon badem fidanı dikiyoruz. Sadece bunlar mı? Bakın, yabanıl meyveler eylem planı, kestaneyle ilgili Bursa'da büyük bir eylem planı başlattık hatta saleple alakalı. Trüf ormanları, bunu biliyorsunuz, trüf mantarları son derece gelir getiriyor, bunların gelirini orman köylülerine bırakıyoruz. Hatta sakız ağaçları dikiyoruz. Dut eylem planı hazırladık. Sedir ormanlarının rehabilitasyonu eylem planı var. Keçiboynuzu -harnup- eylem planı ve neticede, fıstık çamı eylem planları, her köye bir orman eylem planı. Bakın, bunların hepsinin bir planı var. Bozuk meşe alanları rehabilitasyon eylem planı, ardıç vesaire, meşe, geniş yapraklı meyveli türlere ait tohum bahçelerinin tesisi eylem planı, baltalık ormanlarının koruya dönüştürülmesiyle alakalı çalışmalar, bir de sanayiye malzeme, kereste ve odun temini için endüstriyel ağaçlandırma çalışmaları eylem planı olmak üzere, bu şekilde 20'den fazla eylem planı hazırladık, bunları takip ediyoruz. Her yıl sonunda mutlaka takip ediliyor ve hatta başarılı olan bölge müdürlerine gerekli takdirnameyi veriyoruz.

Bunun dışında, şunu da özetle vurgulamamda fayda var: Orman köylüleri bizim artık hısmımız. Ben orman teşkilatına şunu söyledim: Orman köylüsü bizim hasmımız değil hısmımız, bu yüzden onlara her türlü desteği veriyoruz. Bakın, son on yılda yaklaşık 10 milyar TL bir destek vermişiz. Ayrıca, bu sene ORKÖY kapsamında, bilhassa 2/B gelirlerinden 97 milyon TL doğrudan destek sağlayacağız.

Bir de, kısaca, sizlere orman yangınlarıyla alakalı bilgi arz etmek istiyorum.

Efendim, orman yangınları konusunda Türkiye gerçekten çok büyük başarıya imza atıyor. Bakın, bu sene yanan alanları rakamlarla söylüyorum, 3.103 hektar alan yanmış ve 2.137 yangında yangın başına düşen yanan alan 1,45 hektar yani bu, hakikaten son otuz yedi yıldan bu yana en düşük seviye. Bunu neye borçluyuz? Bunu iki şeye borçluyuz: Bir, orman teşkilatımızın fedakârane çalışmaları; iki, bir de çok kısa sürede müdahale ediyoruz. Yani, müdahale süresini geçmişte kırk beş dakikadan şu anda on yedi dakikaya indirdik, on beş dakikaya indirmek için çalışmalar yapılıyor. Yani, yangını büyümeden söndürdüğünüz zaman çok kısa zamanda yangını söndürmüş oluyorsunuz, alan çok düşük... Yani, bunu diğer ülkelerle mukayese ettiğimiz zaman, Avrupa'da orman yangınlarında -bunu gururla ifade ediyorum, hepinizin gurur duymasını söylüyorum- Türkiye gerçekten bir numara mücadelede. Hatta, biz Antalya'da orman yangınlarıyla mücadele tesisleri kurduk, yurt dışındaki meslektaşları da burada eğitiyoruz. Bu, gerçekten Türkiye'nin gurur duyacağı bir husus.

Bunun dışında, çölleşme ve erozyonla mücadele için 3 tane büyük eylem planı hazırladık; Erozyonla Mücadele Eylem Planı, ayrıca Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı... Erozyonla mücadele ülkemiz için çok önemli, bunun eylem planı var ve arzu eden milletvekillerimize bunun kitapçığını gönderebiliriz. Ama, Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı ise tamamen Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü ve Devlet Su İşleriyle müştereken yürütülen bir çalışmadır. Çünkü, seli yukarı havzada yani derelerin üst kısımlarında kontrol etmek gerekiyor. Orayı eğer teraslarsak, yeşillendirirsek, ağaçlandırırsak, meraları ıslah edersek, gerekli dereler üzerinde tersip bentlerini inşa edersek taşkınları önlemiş oluruz, böyle bir eylem planı hazırladık. Ayrıca, barajların etrafına yeşil kuşak ağaçlandırması yapma kararı aldık, bu da çok hızlı bir şekilde yürüyor.

Maden Sahası Eylem Planları vesaire.

Efendim, bir diğer vazifemiz de, biliyorsunuz, doğa koruma ve millî parkları geliştirmek, biyolojik çeşitliliği korumak. Bakın, 33 tane olan millî park sayısını 39'a, 17 olan tabiat parkı sayısını 201'e çıkardık.

Ayrıca bir de, sadece deniz turizmi değil, aynı zamanda doğa yani tabiat turizmini geliştirmek için 81 ilde bir tabiat turizmi, doğa turizmi master planı hazırladık. Bunu zaten milletvekillerimiz, valilerimiz biliyor.

Biyolojik çeşitliliği koruyoruz. Hatta biz 2007 yılında "Nuh'un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veritabanı" hizmeti almıştık. Şu ana kadar endemik türde 518.642 tane veriyi, dünyada olmayan endemik türleri buraya işliyoruz.

Tabii, millî parklar, gerek Uludağ Millî Parkı... Şimdi, Sakarya Meydan Muharebesi'yle alakalı bir millî park hazırlıkları başladı. Çünkü buradaki mücadeleyi, istiklal mücadelemizi gelecek nesillere aktarmak için mutlaka Sakarya'da bir millî park tesis edeceğiz inşallah.

Ayrıca, İstiklal Tanıtım Merkezi'ni de Afyonkarahisar'da, Başkomutan Millî Parkı'nın içinde kuruyoruz.

Bir de Sarıkamış Harekâtı'nın gelecek nesillere aktarılması için Sarıkamış Kafkas Cephesi Tanıtım Merkezi'yle ilgili çalışmalar tamamlandı. Burayı sadece görsel olarak değil, aynı zamanda içinde bir araştırma merkezi olan güzel bir tesis olarak hazırlamak istiyoruz. Bu konuyu tarihçilerimize özellikle duyurmak istiyorum. Hakikaten, bunun, bu konunun da tarihî açıdan ele alınması gerekir diye düşünüyorum.

Sokak hayvanlarına sahip çıkıyoruz.

Özellikle, biliyorsunuz, DSİ dışında bir de Bakanlık bünyesinde "Su Yönetimi Genel Müdürlüğü" adıyla bir genel müdürlük kurduk. Yani Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatı yok ama bu genelde havza esasında planlama yapıyor. Mesela Ergene'den bahsedeyim: Ergene havzasının planlamasını bu birim yürütüyor. Ergene havzasında çalışmalar çok hızlı devam ediyor. Şu anda 15 farklı paket var, 15 farklı paket. Sizlere kitapçık dağıtıldı "Trakya Gelişim Bölgesi" adıyla. Bu kitapçığın içinde Ergene'de yaptığımız çalışmalar var. Özellikle burada ne yapıyoruz? Dere yataklarını ıslah ediyoruz, hemen hemen hepsi bitti. Ayrıca erozyon kontrolü, ağaçlandırma derelerde rüsubatlar olmasın diye, bunu gerçekleştiriyoruz. Taşkın erken uyarı sistemini kuruyoruz. Yer altı kullanımının kontrol altına alınması. Buradaki bütün baraj, göletlerin tamamının inşasını planlıyoruz. Bir de belediyelerin yapması gereken atık su ileri biyolojik arıtma tesislerini, DSİ'nin kanununda bir değişiklik yaptık, ana kolektörlerle atık su ileri biyolojik arıtma tesislerini onlar yapıyor. Şu anda 12 tane atık su ileri biyolojik arıtma tesisinin inşaatı yapılacak. Küçükler, büyük ilçeler ve Kırklareli gibi il merkezleri DSİ tarafından yapılıyor. Bu çerçevede özellikle 3 tane tamamlandı. Kırklareli Vize, Pınarhisar atık su ileri biyolojik arıtma tesisleri tamamlandı. 6 tanesi de şu anda tamamlama safhasında, bu yıl sonunda bitecek. 3 tanesi de inşaat safhasında. Böylece, tam 12 tane ileri biyolojik arıtma tesisini Ergene için tamamen kurmuş olacağız. Zaten Ergene'de bu tesisler işletmeye alındıkça, dereler ıslah edildikçe Ergene'deki kalite de iyileşmeye başladı. Mesela, kimyasal oksijen ihtiyacının Ergene Nehri'nde üçte 1, dörtte 1 indiğini gördük, bu da gerçekten memnuniyet verici. Ayrıca, ıslah organize saniyeleriyle alakalı kanun çıkarıldı, ben yüce Meclise teşekkür ediyorum, bu sayede orada ıslah organize sanayi bölgeleri kuruldu. Müşterek arıtma tesislerinin inşaatları da başladı. İnşallah, iki yıl içinde onlar da tamamlanacak. Dolayısıyla, Ergene'yi kesinlikle kurtaracağız, buradan bunun sözünü veriyoruz. Hatta bu konuda ben önümüzdeki hafta, ayın 23'ünde bizzat Edirne'ye gitmek suretiyle, hatta buradan milletvekillerimizi de davet ediyorum, ilgili milletvekillerimizi, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, ayın 23'ünde DSİ'de bu konuda sizlerin tenkit ve tavsiyelerinizi almak üzere orada bir toplantı yapacağız, sizleri de şimdiden davet ediyoruz efendim.

HASAN ÖREN (Manisa) - Nereye, Gediz'e mi?

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Edirne'ye beraber gidelim Sayın Bakanım.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Şimdi, DSİ'yle de alakalı kısa bir bilgi arz etmek istiyorum. Aslında DSİ o kadar büyük yatırımlar yapıyor ki bunları tabii değil yirmi dakikaya, on dakikaya yani saatlere sığdırmak mümkün değil ama ben sadece özet söylüyorum. DSİ şu ana kadar, 2003 yılından bu yana 2.361 tane tesisi -büyük tesis bunlar- hazırlamış, aziz milletimizin istifadesine sunmuş. Bunların 278 adedi baraj, 245 adedi gölet ama yıl sonunda biteceklerle 795'e çıkacak gölet sayısı, 288 adet sulama tesisi, büyük sulamalar, 77 adet içme suyu temin tesisi illerin, 4 tane ileri biyolojik atık su arıtma tesisi -bunlar bitti, diğer 8 tanesi yıl sonunda bitecek- ve 1.421 adet dere ıslahı gibi tesislerle, gerçekten, DSİ verdiğimiz ödeneği yüzde 100 kullanan bir kurum. Bu bakımdan, Orman gibi bütün DSİ çalışanlarına ve Bakanlığımızın mensuplarına teşekkür ediyorum. Zaten biz her yıl aşağı yukarı 500-600 tane tesis açıyorduk. Bu sene, bir müjde vermek istiyorum, büyük su işleri olarak 71 tane büyük tesis DSİ'de, ayrıca 797 tane de küçük su işleri -dere ıslahı, gölet, gölet sulaması- olmak üzere bu sene DSİ 868 adet tesisi tamamlayacak. Gerçekten çok önemli.

Peki, bunların içinde, tabii ki Başbakanımızın açtıkları büyük tesisler. 114 tesisi biz Balıkesir'de geçtiğimiz ayın sonunda açmıştık ama daha önce de her yıl mutlaka büyük tesisleri açtık. İşte, 110 tesis 2010 yılında, 111 tesis 2012'de, bu şekilde büyük tesisler açıyoruz ve bu sayede büyük barajları biz inşa ettik. Bakın, Türkiye'nin en yüksek barajı iki yıl öncesine kadar Ermenek Barajı'ydı, 218 metre yükseklikte.

SAKİNE ÖZ (Manisa) - Yeşilkavak Barajı var mı Sayın Bakan?

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Daha sonra Çine Barajı, Manyas, Alaköprü Barajı, Dalaman Akköprü Barajı gibi büyük barajlar, Deriner Barajı... Şimdi, birinciliği Deriner Barajı aldı, Allah'a şükür, şu anda en yüksek baraj Deriner Barajı. Şimdiyse Yusufeli Barajı'nı inşa ediyoruz, 270 metre yükseklikte. Sınıfında dünyanın 3'üncü yüksek barajı olacak.

Değerli milletvekillerim, şunu arz etmek istiyorum: Hakikaten, artık en yüksek barajları kendi mühendisimiz, yerli kaynak ve kendi müteahhitlerimizle yapar hâle geldik. Bu, gerçekten bizim gurur duyacağımız bir husustur, bunu özellikle vurgulamak istiyorum.

Bunun dışında, sulama faaliyetlerinde... Biz, geçen yılı ve bu yılı sulama hamle yılı ilan ettik. Şu ana kadar 59 milyon hektara yükseltebildik ama bu yeterli değil. Ben arkadaşlara dedim ki "Bu sene yani 2015 yılında ödeneğin büyük kısmını sulamaya ayıralım çünkü barajlar büyük ölçüde bitti." Sulamalarda inşallah destan yazacağız, bunun sözünü veriyoruz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sulama paraları çok yüksek Sayın Bakan.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Nitekim, 1000 Günde 1000 Gölet'in -bir tanesi Kıbrıs'ta, 1001 tane göletin- 795 tanesi yıl sonunda bitiyor ama haziran ayına kadar, sulama mevsimine kadar tamamı da bitmiş olacak. Bunun ne faydası var? 3,5 milyar TL'ye mal oldu ama bunun yıllık getirisi 1,7 milyar TL. Yani, yaklaşık iki buçuk üç yılda kendisini amorti eden çok önemli bir tesis. O bakımdan, buna devam edeceğiz yani bu sene bitecek 1001 gölet ve sulaması ama önümüzdeki yıllarda da devam edeceğiz. Yani, iki yüz yetmiş küsur taneden fazla barajı bitirdik, 1001 tane gölet ve inşallah sulanmadık yer bırakmayacağız, bunu sizlere ifade etmek istiyorum.

Hidroelektrik enerjiyi de 26 milyar kilovatsaatten aldık, 82,5 milyar kilovatsaate yükselttik. Bakın, burada şunu özetle vurgulamak istiyorum: Hidroelektrik santrallerde firma, özel sektör herhangi bir şekilde suyu kullanmıyor, suyu kullanma hakkı yok, sadece suyun gücünden istifade ederek oradan türbini çevirip enerji üretiyor. Yani, 1 gram suyu satması, başka maksatla kullanması mümkün değil. Hidroelektrik enerji bütün dünyada teşvik edilen yenilenebilir bir enerjidir, onu da özetle vurgulamak istiyorum.

Bunun dışında içme suyu... Bakın, içme suyu meselesi... Biz, baktığımız zaman, bu sene özellikle... Eğer, daha önce, 2007 yılında biz büyük bir eylem planı hazırlamış olmasaydık 76 tane şehir susuz kalıyordu ama Allah'a şükür, biz, 76 tane şehrimizin su meselesini uzun vadeli olarak kökünden çözdük. Geçenlerde 1 tane daha tesis açtık, 77 tane tesis, 77 büyük yerleşim alanı, şehir; bunlar da İstanbul'dan tutunuz da İzmir'e kadar.

Mesela, İzmir'den bahsedildi. "Gördes'ten alınan suyun kıymetiharbiyesi yoktur." diye bir ifadede bulunuldu. Efendim, Gördes'ten İzmir'imize yılda 59 milyon metreküp su veriyoruz. 2 metre çapında ve aşağı yukarı 106,5 kilometre uzunluğundaki hattı tamamen biz yaptık. Çünkü belediye başkanı ve İZSU Genel Müdürü geldiklerinde bize...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Bakanım, bu Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesinin içme suyu yok hâlen, onu ne yapacağız?

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Onu da yapacağız, biliyorsun, Hilvan'da yapacağız.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ama milletvekili olarak dönemim bitti benim, bu içme suyu yok hâlâ.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Onlar kolay, bizim için çocuk oyuncağı, onu da yaparız sayın vekilim.

ALİ SARIBAŞ (Çanakkale) - Sayın Bakanım, çamları dikmeyi unutmayın.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Şimdi, netice itibarıyla, orada şu anda 1 milyon kişinin içme suyu temin ediliyor, bir.

Ayrıca, Çağlayan Barajı ve diğer barajları da yapacağız. Dolayısıyla, orada, aşağı yukarı 2 milyon insana yetecek. Hattı ona göre yaptık, 2 metre çapında, gelecekteki ihtiyacı karşılamak için yaptık, onu da özetle vurgulamak istiyorum.

Ankara'da Gerede Sistemi devreye alınacak, Melen Sistemi devreye alındı, İstanbul'u kurtardık. Mesela, Yalova susuz kalacaktı, biz Yalova susuz kalmasın diye yıldırım hızıyla, çok kısa zamanda, dört ayda bir Kurtköy derivasyonuyla bir dereyi Yalova'daki Gökçe Barajı'na bağladık. Çünkü, orada vatandaşımız var, kimseyi susuz bırakmak istemiyoruz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Hilvanlılar susuz.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Taşkın koruma tesisleri, 1.421 tane taşkın koruma tesisi inşa edildi.

Sayın vekillerim, tabii ki, GAP, KOP, DAP ve TRAGEP'le ilgili burada çok detaylı açıklama yapmak istiyordum ama şunu özetle vurgulamak istiyorum: GAP, çok hızlı ilerliyor. KOP, hakikaten beklenenden fazla ilerliyor şu anda.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Bakanım, Allah'tan korkun, bu "GAP" dediğiniz Sayın Süleyman Demirel döneminden itibaren hâlâ yüzde 20, yüzde 20, yüzde 20, olur mu böyle bir şey ya?

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Mesela, GAP'ta aşağı yukarı 500 bin hektar alanı suladık ama mühim olan şu: Barajlar hazır, ana sistem, ana kanallar, dağıtım kanalları hemen hemen bitti.

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Hocam, 2 bin tane baraj yap, bin tane az!

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Bakın, şebeke yapmak çok daha kolay, zor kısmını aştık. Bakın, sadece, Şanlıurfa'daki Atatürk Barajı'ndan Mardin'e giden ana kanal 221 kilometre. İçinden ne akıyor biliyor musunuz? 200 metreküp saniye. 200 metreküp saniye, Kızılırmak Nehri'nin mayıs ayındaki debisi.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ben orada su göremiyorum. Siz nerede görüyorsunuz? Gidip kontrol edelim o zaman.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Tabii, kontrol edelim, hayhay.

Ayrıca, sadece şunu ifade edeyim sayın vekilim:

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Bakanım, bakın, Hilvan ilçesinin içme suyu yok; ilçe, köy değil.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Mesela, Suruç bir destandır. Bakın, Suruç'a şu anda suyu götürdük Allah'a şükür. Orada, bakın, 7 metre çapında dünyanın sayılı ve en hızlı biten tünelini biz inşa ettik, 17.174 metre uzunluğunda. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Diyarbakır, Dicle, Kralkızı, Konya Ovası Projesi'ne...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sizinle birlikte korumasız olarak Hilvan'a gitsek dolaşabilir misiniz? Dolaşamayacaksınız.

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Müsaade edin, vaktim sınırlı bakın.

Efendim şöyle: Konya Ovası'ndaki yüz yıllık rüyayı, Mavi Tüneli bitiren biziz, 17.034 metre yüksekliğinde. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Bunlar anlatmakla bitmez ama bunların, KOP kitabı var, Çoruh havzası, Trakya kitapları var, vekillerimize göndereceğim. Tabii, Trakya kitabını gönderdiğim için onunla ilgili bir açıklama yapmak istemiyorum ama 23'ünde bekliyorum. Trakya'yla ilgili, büyük projeyle ilgili açıklama yapacağım. Sizler de davetlisiniz değerli vekiller. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Efendim, meteorolojiyle ilgili de gerçekten güzel çalışmalar yapıldı. Şu ana kadar, meteorolojide 1.278 tane otomatik meteoroloji istasyonu kurduk. Artık meteorolojide çağı aştık, muasır medeniyetin üstüne çıktık. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Ben, hepinize, bütün vekillerimize çok teşekkür ediyorum.

Tenkit ve tavsiyeleriniz burada kayda alınacak.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)