GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:30
Tarih:15.12.2014

AK PARTİ GRUBU ADINA ALİ BOĞA (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ekonomi Bakanlığı bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Öncelikle sizleri ve televizyonları başında bizi izleyen aziz milletimizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Bütçe görüşmeleri başladığından bu tarafa, burada ekonomiyi, büyümeyi, istihdamı konuşuyoruz. Bunların hiçbirisi, dünyanın 2008 yılında girmiş olduğu ve henüz paçasını kurtaramamış olduğu ekonomik bunalımdan asla bağımsız değildir. Şayet alıcınız yoksa satacak malı üretmiş olmanızın çok bir mana ifade etmediğini belirtmek gerekir. Türkiye, krize rağmen siyasi ve ekonomik istikrarı yakalayan şanslı ülkelerden birisidir. Ülkemiz son yirmi çeyrekten bu tarafa büyümesini istikrarla sürdürmüştür. Türkiye, OECD verilerine göre, 2010-2013 yılları arasında ortalama yüzde 6 büyümüştür. Aynı dönemde Avrupa Birliğinin 28 ülkesiyse yüzde 0,8 büyümüştür. Yani, Avrupa Birliğinin 28 ülkesine göre Türkiye bu dönemde 7,5 kat büyümüştür. OECD beklentilerine göre, 2004-2023 yılları arasında Türkiye'nin 4,7 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Aynı dönemde dünya 3,5, Amerika Birleşik Devletleri ise 3'ün altında büyüme tahminiyle karşı karşıya gelmiştir.

Ülkemizin bu dönemdeki başarı hikâyesi özellikle ihracat alanında yaşanmıştır. Şayet ihracattaki gelişmeler ve zamanında çağı yakalama olmamış olsaydı bu krizlere bu kadar hazırlıklı gelememiş olacaktır. 24 Ocak 1980 tarihinde alınan ekonomik kararlar öncesi Türkiye ihracatı 2 milyar dolar idi. 2002'ye kadar, yirmi üç yılda, ihracatımız 36 milyar dolara gelmiş, 2003-2013 yılları arasında ise 150 milyar doları yakalamış durumdayız. Bu nasıl sağlandı? Siyasi istikrar, stratejik planlama, özel sektör dinamizmi ve Türk müteşebbisinin müteşebbis gücü ve karakteri, aynı zamanda da Ekonomi Bakanlığı başta olmak üzere, ekonomiyle ilgili bürokratlarımızın özel sektöre destek vermesi ve özel sektörümüzün de devletin hami, şefkatli elini arkasında bulmuş olmasıdır.

2004-2006 İhracat Stratejik Planı'nı 2004 yılı başında yaptığımız zaman iki önemli handikap belirledik ihracatımız açısından. Bunlardan birincisi ürüne bağımlılık, ikincisi ise ülkeye bağımlılıktı. Ülkeye bağımlılık ve ürüne bağımlılığı azaltmak için gerekli tedbirler alındı. Zamanımın yetersizliği nedeniyle bunları tek tek sıralayamayacağım ama Avrupa Birliğinden Uzak Doğu'ya doğru daha az ihracat yaptığımız yerlere kaydık pazara bağımlılıkta, ürüne bağımlılıkta da teknoloji daha yoğun ürünlere doğru yöneldik.

2001-2012 yıllara arasında, arkadaşlar, gelişmekte olan ülkeler ortalama on yılda 10,7 ihracat yapmış, Türkiye ise yüzde 10 ihracat yapmıştır bu dönemde.

Yine, 2004-2007 arasında yapılan İhracat Stratejik Planı'nı 2023 Stratejik Plan takip etmiştir. Bu plana göre de 2023 yılında dünya ticaretinden yüzde 1,5 pay almak ve 10 ekonomi arasına girmek hedeflerimiz arasındadır. Pazar çeşitlendirmesinde ve ürün çeşitlendirmesinde önemli sonuçlar elde ettik ama 2004 yılı Mayıs ayında Dünya Bankası ülke raporu bu gelişmeyi şöyle kaydediyor arkadaşlar, aynen okuyorum: "Türkiye'de 2002'den bu yana başarılı ihracat büyümesine hem ihracat pazarları hem de ürün çeşitliliğindeki artış eşlik etmiştir. Türk ihracatının rekabet gücü artmaktadır. Bu noktada ihracat ürünlerinin sofistikeliği artmış ve kalitesi gelişim göstermiştir."

Bu duygu ve düşüncelerle bütçenin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)