| Konu: | 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 13.12.2014 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET GALİP ENSARİOĞLU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliği Başkanlığının 2015 bütçe tasarısı üzerine AK PARTİ Grubu adına söz aldım; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Malumları olduğu üzere, yarım asrı aşkın Avrupa Birliği üyelik girişimlerinden edindiğimiz tecrübeler ışığında, artık daha güçlü bir iş birliğinin ve hatta entegrasyonun Türkiye ve Avrupa Birliği açışından mukadder olduğunu söylemek mümkündür.
Türkiye Avrupa Birliği ile bütünleşmeyi kendisi için stratejik bir hedef olarak belirlemiştir. Bu süreç her vatandaşımızın bugününü ve yarınını temelden etkileyen toplumsal bir dönüşüm projesidir. Bunun yanı sıra AB komisyonunun Türkiye hakkında hazırladığı ilerleme raporlarında da ifade edildiği üzere, Türkiye, Avrupa Birliğinin stratejik ortağı ve önemli bir bölgesel aktörüdür. Türkiye büyük ve dinamik ekonomisiyle, genç nüfusuyla, bölgedeki rolüyle, enerji arzının güvenliği hususunda kilit pozisyonuyla Avrupa Birliği için her geçen gün biraz daha iş birliğini zorunlu kılar bir duruma gelmektedir.
Değerli milletvekilleri, uluslar üstü bir hukuk sistemini benimseyen Avrupa Birliğinin yanında, ülkesinde farklı dinlere, mezheplere ve farklı ırklara mensup 2 milyonu aşkın mülteciyi emsalsiz bir hamiyetperverlikle ağırlayan Türkiye bugün modern dünyada uluslar üstü vicdanın en önemli temsilcisi konumuna gelmiştir. Türkiye'nin AB üyeliği, Avrupa Birliğinin üzerine kurulmuş olduğu değerleri canlandırmak açısından da hayati bir önem taşımaktadır.
Değerli milletvekilleri, iki dünya savaşı ve sayısız iç savaş atlatmış, bir çok dilin konuşulduğu, farklı dinlerin, Hristiyanlığın her mezhebinin ve bu mezheplerin farklı yorumlarının bulunduğu Avrupa hayli çalkantılı yıllardan sonra kıta barışını yakaladı. Bunu birkaç cesur ve öngörü sahibi siyasetçinin girişimleri sayesinde başardılar.
Ülkemiz yeni Türkiye vizyonuyla, insan hakları ve temel özgürlükler alanında hukuki ve idari reformlar yapan, uluslararası anlaşmaların hukuk sistemi içindeki yerini güçlendiren, düşünce ve ifade özgürlüğünün önünü açan, işkence ve kötü muamelenin önlenmesi, kadın-erkek eşitliğinin sağlanması alanında önemli mesafeler almıştır. Söz konusu reformlar sayesinde vatandaşımızın sahip olduğu bireysel hak ve özgürlüklerin kapsamı genişletilmiş, çağdaş demokrasinin temel ilkeleri olan şeffaflık, hesap verilebilirlik ve katılımcılık gibi değerler gündelik hayatımızın bir parçası olmuştur.
Türkiye'nin en temel meselesi olan Kürt sorununa yönelik çözüm süreci, Avrupa Birliği reformları sayesinde daha sağlıklı bir zemine kavuşmuştur. Bu reformlar, Türkiye'nin AB süreci ile çözüm sürecini âdeta birbirinin mütemmim cüzü hâline getirmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, bütün bu ekonomik ve siyasal gelişime rağmen, Avrupa Birliği müzakerelerinde malumunuz olan birkaç ülkenin tutumu ile talihsiz ön yargıları neticesinde siyasi nitelikli blokajlar maalesef yaşanabiliyor. Ancak bu engellemelerden Hükûmetimizin bu hususta isteksiz ve gönülsüz olduğu eleştirisini çıkarmak hakkaniyetli olmayacaktır.
Nitekim, Başbakanlığı döneminde Sayın Cumhurbaşkanımız 2014 yılını "Avrupa Birliği Yılı" ilan etmiş, Avrupa Birliği Bakanlığımız kapsamlı bir yeni AB stratejisi ortaya koymuş ve ardından, Avrupa Birliğine katılım için yeni ulusal eylem planı hayata geçirilmiştir. Yeni AB stratejisi Türkiye ve Avrupa Birliği arasında etkili bir iletişim stratejisiyle birlikte siyasi reform sürecini hızlandırmayı ve katılım sürecine dinamizm kazandırmayı amaçlamaktadır. Söz konusu strateji çerçevesinde fasılların müzakereye açılıp açılmayacağına bakılmaksızın ilgili Avrupa Birliği müktesebatı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarını dikkate alan reformların kesintisiz sürdürülmesi öngörülmüştür.
Değerli milletvekilleri, konuşmamın başında da belirtiğim gibi, ufukta iki taraf için de kaçınılmaz bir iş birliği görülmekte ve bu iş birliği iki taraf için de hayati bir önem ifade etmektedir. En kısa zamanda üyeliğin önündeki tüm engellerin kaldırılması ve birliğe katılım için Hükûmetimiz ve ülkemizin reform mutfağı olan AB Bakanlığımız bu kararlı ve istikrarlı adımları atmaya devam edecektir.
Yüce heyetinize teşekkür eder, saygılarımı sunarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)