GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:5
Birleşim:26
Tarih:11.12.2014

CHP GRUBU ADINA ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sayın Başkan, millî iradenin temsilcileri sayın milletvekilleri; 656 sıra sayılı 2015 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 657 sıra sayılı 2013 Yılı Merkezî Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nı görüşüyoruz. Sizlerle, CHP Grubu adına, TBMM ve Sayıştaya ilişkin görüşlerimi paylaşmaya çalışacağım.

Değerli milletvekilleri, 2015 yılı bütçesi 24'üncü Dönemin son bütçesidir. Bu nedenle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24'üncü Döneminin bir bütün olarak irdelenmesi sanırım zorunlu ve yararlı olacaktır.

24'üncü Dönem olumsuzluklarla başladı. Millî irade olgusuyla seçilen bazı arkadaşlarımız demir parmaklıklar arkasında, beton zeminli odada tutsaktılar. CHP olarak millî iradeye saygı duruşu sergiledik. Ancak, ne Hükûmetten ne de TBMM Başkanlığından destek bulamadık. BDP'den Sayın Gülser Yıldırım, Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız, İbrahim Ayhan ve Kemal Aktaş KCK davasından; CHP'den Sayın Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal Ergenekon davasından; MHP'den Sayın Engin Alan Balyoz davasından tutuklu idiler. İlgililer, yetkililer "Millî iradeyle seçilen milletvekillerinin tutuksuz yargılanması esastır." dediler, sözlerinde durmadılar.

TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek de Başkanlık duruşu sergileyemedi. Sadece o konuda mı? TV yayınları kısıtlandı, günde yirmi dört saat olan sürede sadece haftada on dört saat yayına izin verildi. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanı halkın bilgi edinme hakkına saygılı tavır sergilemedi.

Mecliste yasalar, hukuk ve yasa dışı yöntemlerle çıkarıldı. Komisyonlardaki zorbalıklar görmezden gelindi. Teklif ve yasalar Anayasa'ya aykırılık yönünden yeterince irdelenmedi, tali komisyonlarda görüştürülmedi. Komisyonlarda bakanların reklamları görüntülenerek yayınlanırken, muhalefetin eleştirileri ekranlara yansıtılmamak üzere kameralar dışarıya çıkartıldı.

TBMM Başkanı kayıplardaydı, anlaşıldı ki ilk on dokuz ayda 20 yurt dışı gezisi yapmaktaydı, belli ki uzaktan kumanda cihazını da yanında götürmemişti.

Son marifet de medya mensuplarına otopark yasağı getirmek oldu. Partilileri ağaçları, çimleri yok ederken, basın otoparkına çim ektirdi. Hani basın-yayın organlarının faaliyetlerini kolaylaştırma, halka yansıtmayı yaygınlaştırma? Gezi olayları, yolsuzluk dosyaları yayın yasaklarıyla halkımızdan gizlenmeye çalışıldı. Hangi konuda kendisine başvurulsa TBMM Başkanı "Yetkim yok." dedi. Bu kadar etkisiz ve yetkisiz Meclis Başkanı görülmedi. Zira, Sayın Başkan kendini hiç TBMM Başkanı hissetmedi, dönemin Başbakanının başmuavini kimliğinden kendini kurtaramadı. Meclis kampüsünde sit alanına AVM gibi bir halkla ilişkiler binası konduruldu. 130 milyonu aşan maliyet yerine 20 milyonla eski bina yenilenecekken bundan uzak durdu, oraları yıkmaya kalkıştı.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Siz de oturuyor musunuz orada, yerleştiniz mi?

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Birçok önerge Hükûmet temsilcisi gibi değerlendirildi, işleme konulmadı. Meclisin milletvekillerinin bütçe hakkını millet adına kullanmaları kısıtlandı, TBMM'nin onca yıllık milletvekilliği ve bakanlıklar yapmış Başkanı hiç oralı olmadı. Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruldu, 12 ilde 13 defa toplantı yapıldı, yenildi içildi; sonuç fiyasko. İç Tüzük değiştirilmeye kalkışıldı, sonuç yine fiyasko.

Sayın Başkanın yaptıkları da var...

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Yeni binaya geçtiniz mi siz Sayın Valim?

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Yeterince vaktim yok Sayın Tunç.

Sayın Başkanın yaptıkları da var, hakkını yemeyelim. Başkanlık konutunu kısa sürede yaptı. Muhterem Hanımefendisi ve ailesiyle güle güle otursunlar. Personel otoparkı güzel oldu. Tutanak Hizmetleri Başkanlığı ve stenograflarımız güzel çalışıyorlar, diğer iyi çalışanlarla birlikte kendilerine teşekkür ediyoruz. Ancak, Sayın Genel Sekreterin Anayasa Mahkemesi hakkında konuşmasına nasıl izin verdi, şaşmamak elde değil. Etik mi, uygun mu, geleneklere sığar mı?

Sayın TBMM Başkanı "Anayasa Mahkemesi Başkanı mimli." demiş. Kendisinin ilgilenmediği milletvekilleri "adil yargılanma hakkından yoksun" kararı çıktığı için tahliye oldu diye mi kıskanıyor? Kendisi Turgut Özal tarafından genç yaşta Anayasa Mahkemesi Başkanlığına atanan Sayın Haşim Kılıç'ı bakanken de mi mimlemişti? Duyarlı ve sorumlu davranmayarak Anayasa'ya aykırı çıkan yasalar Anayasa Mahkemesince iptal edildiği için mi bu sonuca vardı?

Saray yolsuzlukları da var, Sayın Malik Ecder Özdemir açıklayacak, ayrıntıya girmeyelim. Ama, sonradan AKP'li bir Soylu'nun yakınına, çocuk doğmadan don biçilmiş, kasaptaki ete soğan doğranmış misali, kurulmamış şirkete konsinye usulü ihale verilmiş.

Gelelim Sayıştaya: Dünyada bütçe hakkını gerçek anlamda kullanmayan tek sayıştay bizim Sayıştayımız. Dürüst ve namuslu denetçilerin raporlarını kuşa çevirmek üzere Rapor Değerlendirme Kurulu oluşturuldu, raporların içi boşaldı. Buradan Sayın Vecdi Gönül ağabeyime saygılar sunuyorum. Nerede Vali Vecdi Gönül dönemindeki Sayıştay, nerede Vali Recai Akyel dönemindeki Sayıştay?

Sayın Başkanın burada İç Tüzük'ün 62'nci maddesi doğrultusunda söz hakkı var. Bir şeyi bilmek istiyoruz, pek çok şey var da: Ayakkabı kutusunda milyon dolarlar yakalanan Halk Bankası Genel Müdürünün avukatlığını banka mı üstlendi? Ayakkabı kutusunda dolar saklamak bankanın görevi mi? Bu konudaki rapor ne oldu?

Sayın vatandaşlar, milletvekillerinden ve Sayıştaydan hayır yok, söz sizde. Verdiğiniz yetkileri yerinde kullanan, özgür iradeyle hareket eden sayın milletvekillerine ve aziz yurttaşlarıma saygılar sunarım. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)