| Konu: | Tarımsal üretimde girdi maliyetleri sorunu ve çözüm önerilerine ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 09.12.2014 |
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 7 milyarı aşan dünya nüfusunun yaklaşık 1 milyarı maalesef açtır ve 1 milyarıysa yetersiz beslenmektedir. 2050 yılında 9 milyarı bulması beklenen dünya nüfusunu besleyebilmek için dünya gıda üretiminin 2050 yılına kadar yüzde 70 oranında artırılması gerektiği Birleşmiş Milletler kaynaklarında yer almaktadır. Günümüzde dünya nüfusunu besleyecek kadar gıda üretimi yapılmasına rağmen, bazı ülkelerde açlık ve yetersiz beslenmeden dolayı sorunların yaşanması, sorunun gıda üretimiyle değil, gıdaya erişimle ilgili olduğunu ortaya koymaktadır. Amerika Birleşik Devletleri eski Dışişleri Bakanı Kissinger "Petrolü denetlersen ulusları, ülkeleri, gıdayı denetlersen insanları denetlersin. Gıda silahtır ve bizim müzakere çantamızdaki araçlardan biridir." sözü de göstermektedir ki emperyal güçler açlık ve yoksulluk üzerinden bazı ülkelerde ekonomik reformlar, tasarruf tedbirleri, önemli hizmetlerin özelleştirilmesini içeren politika gibi dayatmalarla müdahale etmektedirler. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği gibi tarımsal üretimi fazla olan ülkelerin kendi üretim fazlalarını pazarlayabilmek için mesela Somali gibi birçok gelişmekte olan ülkenin tarımsal sektörünü ve ekonomilerini, Dünya Ticaret Örgütü, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar kanalıyla destapilize ettikleri bilinmektedir. Bu ülkelerde "gıda yardımı" adı altında ücretsiz veya çok ucuz tarımsal ürünler iç pazarlarda yerini aldığından üreticiler bu fiyatlarla rekabet edemediklerinden gittikçe tarım dışı kalmakta, üretim yapamamakta, dışa bağımlılığın artarak devam etmesi sonucunda ise tüm tarımsal üretim giderek yok olmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu anlattıklarım senaryo değil. Bugün, Somali ve benzeri pek çok ülkede maalesef bu dram yaşanmaktadır.
Son zamanlarda ülkemizi de tesiri altına alan küresel iklim değişikliğinden kaynaklanan kuraklık, sel gibi doğal afetlerin artması, gelişmiş ülkelerin tarımsal üretimdeki sübvanse oranlarını artırmaları yanında, ithalat ve ihracatta korumacı politikaları, bazı ülkelerin gıdaya olan taleplerinin artması, tarımsal girdi maliyetlerinin sürekli olarak yükselmesi, tarım sektörüne yeterli yatırımın yapılmaması gibi pek çok etken dünya gıda fiyatlarını etkilemektedir. Gıda fiyatlarının artması, geri kalmış ve gelişmekte olan pek çok ülkede açlığı tetikleyen önemli faktörler noktasındadır.
Değerli milletvekilleri, gelişmiş ülkeler dünya siyasetinde gıdayı bir silah olarak kullanmaktan çekinmemektedirler. Ülkemiz de dünyadaki bu gelişmeler ve politikalara direnebilmesi ve dünyada en stratejik meta hâline gelen gıda üretiminde kendi ihtiyacını karşıladıktan sonra dünya piyasalarında da rekabetçi bir konuma gelmek durumundadır. Ülkemizde nüfusun yaklaşık üçte 1'i geçimini stratejik önemi her geçen gün artan tarımdan sağlamaktadır. Ülkemizin gayrisafi hasıla açısından dünyada 7'nci sırada olduğu ifade edilse de, tarım sektörünün çok ciddi yapısal sorunları sebebiyle potansiyelinin çok gerisinde kaldığı bir gerçektir. Bunun içindir ki, ithal ham yağına, ithal yem ham maddesine, ithal tohumlara mahkûm oluyoruz. Zaman zaman da ne yazık ki kurbanlık ve saman bile ithal etmek zorunda kalıyoruz.
Değerli milletvekilleri, yapısal sorunlar yanında üretimimizi olumsuz etkileyen en önemli sorunlardan biri tarımsal girdi fiyatlarının çok yüksek olmasıdır. Çiftçi perişandır. Tarımsal girdiler, yani, mazot, gübre, ilaç, tohum, fidan, fide, yem, sulamada kullanılan elektrik fiyatları çiftçinin belini bükmüştür. Dünyanın en pahalı mazotunu kullanan Türk çiftçisinin pek çoğu hububatını bu sene gübresiz ekmek zorunda kalmıştır, bu da ürünü ve verimi olumsuz etkileyecektir. Gelişmiş ülkelerin çiftçilere, üreticilere vermiş olduğu desteğin dörtte 1'ini bile esirgediğimiz çiftçilerimiz bu girdilerden hiç olmazsa ÖTV ve KDV'nin kaldırılmasını bekliyor. İktidara gelmeden önce söz verdiniz ama tutmadınız. Denizcilik sektörüne ucuz mazot verdiniz, çiftçinin traktörüne, biçerdöverine, sulama motoruna, patpatına ucuz mazot neden vermiyorsunuz? Yoksa, evlatlarınızın tarım sektörüne girip traktörcüklerinin veya traktör filolarının olmasını bekliyorsunuz? Gemiciklere nasıl ucuz mazot verdiyseniz çiftçilerimiz de tarımsal üretimde ucuz mazot olmak istiyorlar, bu, çiftçilerimizin en tabii hakkıdır, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (MHP sıralarından alkışlar)