GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 176 Sayılı Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:23
Tarih:04.12.2014

CHP GRUBU ADINA ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; dün 3 Aralık Engelliler Günü'ydü. Nüfusunun yüzde 12,29'u engelli olan bir ülkede, engellilerin sorunları engelleri göremeyenler nedeniyle yeterince çözümlenememiş.

Bugün de 4 Aralık Madenciler Günü, elleri kara, kalpleri temiz, alın terleri kutsal, kazançları helal olan madencilerimizi ve ailelerini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 176 sayılı Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu'nu görüşüyoruz.

Kamu yönetiminde iki temel kavram var: Önleyici güvenlik hizmetleri, önleyici sağlık hizmetleri; bu yasayla çok örtüşen kavramlar. 24 Ekim 2014 tarihinde Dışişleri Komisyonunda oy birliğiyle kabul edilen ve bir an önce Genel Kurul gündemine alınmasını önerdiğimiz yasa tasarısının, uluslararası alanda da ILO sözleşmelerinin Türkiye'de uygulanması çok önemli.

AKP hükûmetleri, olayları sonradan ele alan, sadece iş işten geçtikten sonra ele almakla kalmayıp işine geldiği gibi değerlendiren yaklaşımlarıyla topluma "Bu kadarı da olmaz." dedirten bir anlayışta. Soma faciası sonrası genel durum da bunu doğruluyor. Soma faciası sonrası geçmiş olsun ziyareti sırasında tekmelenen, tokatlanan, küfredilen insanlar bunun çirkin örnekleridir. Ermenek faciası da acılara acılar katan yeni sorumsuzlukların sonucudur.

Uluslararası Çalışma Örgütü Genel Konferansı 22 Haziran 1995'te Maden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi'ni kabul etmiştir. Bu sözleşmeye dayanak olan -57, 60, 63, 64, 65, 77, 81, 93'e gelen- radyasyondan iş kazalarına, yer altında çalışanların yaş sözleşmesine, çalışma ortamı, hava kirliliği ve gürültü kirliliği, titreşim gibi uluslararası sözleşmeler bunu zorunlu kılmaktaydı. Sözleşmeyle işveren, en fazla temsil yetkisine sahip işçi ve işveren kuruluşlarıyla istişareden sonra güvenlik ve sağlıkla ilgili tutarlı bir politika oluşturup yürürlüğe koymak zorunluluğunda kalıyordu. Denetleme, bildirim ve inceleme usulleri, istatistikler, işçilerin ve temsilcilerin güvenlik ve sağlığı gibi benzeri nedenler konusunda önlem almak zorunlu hâle getiriliyordu.

İşveren, riskleri ortadan kaldırmak, risk kaynağını kontrol etmek, güvenli çalışma ortamı sağlamak gibi yükümlülüklerle karşı karşıyadır. Sözleşmeyle, madencilik faaliyetleri nedeniyle işçileri ve toplumu etkileyen ya da çevreye zarar veren her türlü felaket, yaralanma veya hastalığın önlenmesi amaçlanmakta. Felaket, yaralanma veya hastalığın önlenmesi... Ne zaman? Facialardan, felaketlerden sonra. Bütün bu sorulara dürüstçe cevap vermek gerekirse, sebep, birinci derecede önceliğin ranta ve dünyevi çıkarlara verilmesidir.

CHP Grup Başkanlığı 28/11/2014 tarih ve 1646 sayılı önerisiyle, Yasa Teklifi'yle, Sayın Grup Başkan Vekilimiz Hamzaçebi'nin imzacı olduğu teklifle, 3-13 Mayıs 2014'te Manisa'nın Soma ilçesinde Eynez maden ocağında gerçekleşen ve 301 madencinin hayatının kaybına sebep olan olaylarla ilgili bir dizi önlemi içeren bir yasa teklifi sundu ama beklemede. Bu yasayla 10 yasada değişiklik yapılmakta, ulusal iş sağlığı ve güvenliği kurumu oluşturulması amaçlanmaktadır. Temennimiz, bir an önce bu yasanın ele alınmasıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin sayın milletvekilleri, bu yasa kendisine saray yaptıranlar için çıkmamaktadır. Bu yasa, antidemokratik yasa tekliflerini imzalayıp Türkiye Büyük Millet Meclisine sunanlar için de değildir. Bu yasa, karnesini Soma'da şehit olan babasının mezarına koyan ve "Benim babam yok." şiirini gözyaşları içinde okuyan 9 yaşındaki Esra Açelya Şam içindir. Bu kanun, 36'ncı Padişah Vahdettin'in ağaç kıyımıyla yenilenen sarayına oturmakla yetinmeyip "Başbakanlık Hizmet Binaları" adı altında kaçış tünelli saray yaptıranlar için de değildir, hesapsız kitapsız saray yaptıranın talimatla önerge verdirdikleri için de değildir; yırtık, delik, "soğuk kuyu" tabir edilen lastik ayakkabılarıyla vicdanlı olanların yüreklerini sızlatan Recep Gökçe içindir. Ermenek'teki şehit madenci Tezcan Gökçe'nin yoksul ve vakur babası Recep amca tüm açgözlü kibirlilere insanlık dersi vermiştir. İnsanların bazıları onurlarıyla bazıları da oburluklarıyla anılırlar. Bu yasa, geçimini maden iş yerlerinde kara elleri, temiz kalpleri, kutsal alın terleriyle helal kazanç peşinde koşan onurlu insanlar ve aileleri içindir. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekillerimiz, dün, yaptığım, hazırladığım konuşma metninin bir kısmını akşam eve gidince değiştirdim çünkü televizyonda dinlediğim sözler içimi acıttı, vicdanımı sızlattı. Maliyeti 5 milyar Türk lirasının üstüne çıkan ve daha ne kadar para harcanacağı bilinmeyen kaçış tünelli kaçak sarayın bugünkü başsakini kaçak sarayın kendisine ait olmadığını, millete ait olduğunu söylemiş. Gerçekten insanın içini acıtıyor. Kaçak sarayın başsakini Başbakanlığı döneminde bu yapıların Başbakanlık ihtiyaçları için yapıldığını söylememiş miydi? Şimdi kendileri Cumhurbaşkanı olunca saray Cumhurbaşkanlığı bünyesine alınmadı mı? Kaçış tünelli kaçak sarayın millete ait olduğunu söyleyen bugünkü başsakini de, millet de biliyor ki bu saray millete ait değildir. Şehir merkezinden kaçan, milletten kaçan, artık milletten korkar hâle gelen başsakin bilmelidir ki milletin kaçış tüneline ihtiyacı yoktur. Şehir dışında, Atatürk Orman Çiftliği'nde inşa edilen yerin adı Beştepe değildir, Beştepe merhum Alparslan Türkeş'in kabrinin bulunduğu yerin adıdır. (MHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, saray millete ait değildir ama milleti "A" noktasına koyanları kollayanların sarayıdır, milleti tekmeleyenleri himaye edenlerin sarayıdır, milletin anasına hakaret edenlerin, gerçek üreticileri, çiftçileri kovanların, millete "Vurma ağabey!" dedirtenlerin sarayıdır. Milletin 1,6 milyonluk kısmı ayda 146 lirayla geçinirken 2 bin odalı sarayda bin liralık bardak kullananların sarayıdır. Altın yaldızlı varaklarla kibirlenenlerin, kebairle malul olanların sarayıdır. Millet bugüne kadar farkına varamadıklarının farkına varacak, sizin sarayınızı size zindan edecektir. Ancak milletimizin vekilleri birilerinin her emeline alet olmak için seçilmediklerini anlamalı, yanlış işlere "Hayır, olmaz." deme basiretini göstermelidir. Koruma polisi olmadan sokağa çıkamayan başsakin kilometrelerce koruma korkuluğu yaptırmıştır.

Boğazından haram lokma geçmeyenlere, çocuklarına ve torunlarına haram lokma yedirmeyenlere, haram lokma yiyenlerden ve yedirenlerden hesap sorma basiretini gösterecek olan sayın milletvekillerine saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)