GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubunun, Manisa Milletvekili Hasan Ören ve 21 milletvekili tarafından, Soma Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ'nin özelleştirilmesinin Soma ekonomisine vereceği zararın araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla 5/11/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 4 Aralık 2014 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:23
Tarih:04.12.2014

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu Soma Termik Santrali'nin özelleştirilmesi hakkındaki Meclis araştırması önergesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, bugün 4 Aralık Dünya Madenciler Günü. Bunu neşe içerisinde kutlamak isterdik ancak yaşanan maden faciaları ve katliamlar, bizi bu 4 Aralık gününü bir buruk kutlama içerisine gark etmiştir. O sebeple hayırlı uğurlu olmasını dileyerek bugünü anmak istiyorum.

Şimdi, sözlerime başlamadan evvel bir hususu da dile getirmek istiyorum. Artık, Adalet ve Kalkınma Partisi kaçak güreşmekten vazgeçsin. Çok Değerli Uğur Aydemir kardeşimiz konuştu, kendi görüşlerini dile getirdi, kabul edilir, edilmez, o ayrı meseledir fakat aslında Uğur Aydemir kardeşimiz ateşe atılıyor. Böyle netameli bir konuda Sayın Uğur Aydemir'in değil de bu Soma Termik Santrali'nin özelleştirilmesiyle madenlerin hizmet alımı, redevans şeklinde verilmesiyle çok yakinen ilgilenen ve takip eden milletvekili arkadaşlarımız vardı. Ben genellikle prensip olarak isim vermem, yıllardır da vermedim ama şimdi veriyorum: Bu konuşmayı Hüseyin Tanrıverdi veya Recai Berber'in yapması gerekirdi. Niye gelmediler? Lütfen, inandıkları bir dava varsa gelip kürsüden bunları savunmaları gerekir. Bunu da özellikle belirtmek istiyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'deki yaklaşık 2 milyar ton linyit kömürünün üçte 1'i Soma'da mevcuttur ve 13 Mayısta meydana gelen bu maden faciası öncesi 105 bin nüfuslu Manisa'da yaklaşık 15 bin maden işçisi vardı ve bu madenlerde çalışıyordu. Şimdi söz konusu olan termik santralde de 1.500 işçi çalışmaktadır. Maden faciasında 301 madencimiz hayatını kaybetti, yüzlerce eve ateş düştü, 432 çocuk yetim kaldı, kadınlar eşlerini, yüzlerce ana baba evlatlarını kaybetti ve yaşanan bu faciadan da yaklaşık iki yüz günlük bir süre geçti ve bu süre içerisinde de siyaset-iş adamı ilişkileri, denetim yetersizlikleri ve çalışma koşullarının bozukluğu da artık saklanamaz bir şekilde ortaya çıktı.

Yaşanan iş kazalarında inşaat sektöründen sonra maden kazalarının 2'nci sırada gelmesi ve madenlerdeki ölümlü kazaların da büyük çoğunluğunun yine kamunun ruhsat sahibi olmasına rağmen, hizmet alımı ve redevans şeklinde verilen işletmelerde, ocaklarda meydana geldiğini ve bu sistemin artık bir katliama yol açtığını herkes gördü, görmeyen sadece mevcut iktidar.

Soma'da hâkim olan sosyal ve psikolojik travmaların yanına bir de ekonomik belirsizlik eklendi. Kaza sonrasında yaklaşık 700 aile bugün itibarıyla Soma'dan göç etmiş durumdadır ve ekonomisi madenlere ve maden işçilerine dayanan Soma'da esnaf artık siftahsız kepenk kapatma durumunda kalmıştır. Taşıyıcılar Kooperatifinin 1.100, Kamyoncular Odasının 706 üyesi bulunmaktaydı ve yaklaşık 3 bin aile sırf bu nakliye işinden ekmeğini kazanıyordu ancak Somalı taşımacılık esnafımız da iş yapamaz hâle gelmiş, ödemesi gereken vergiler ve banka borçları da eklenince şu an bir çaresizlik hâkimdir.

Değerli arkadaşlar, bugün perşembe, "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir." misali, bugün, perşembe günü de maalesef aylardır, yıllardır Soma'nın bugüne geleceğini biz muhalefet partileri olarak, Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu faaliyetlerimizle sürekli uyardık ancak bunlar dikkate alınmadı ve Soma bugün itibarıyla tam bir sosyal patlamanın eşiğindedir. Soma göç veriyor, Soma yanıyor, Soma çaresizlik içerisinde ve Soma'da her gün işsizler ordusu büyümeye devam ediyor. 1 Aralık 2014 tarihinde, Soma Kömürl Şirketi başta Eynez maden ocağındakiler olmak üzere toplam 2.850 işçinin işine bir anda ve cep telefonu mesajlarıyla son verdi, dedi ki: "Yaptığımız beş yıllık sözleşme 2014 Mayıs ayında sona erdi." Bakın, dikkatinizi çekerim "Mayıs ayında sona erdi." diyor ve sözleşmenin bittiğini gerekçe göstererek, ödeme imkânlarının olmadığını ifade ederek iş akitlerini feshetti ve 2.850 işçi bir anda işsizler ordusuna katıldı ve büyük bir belirsizlik hâkim. Bir başka şirketin de tam mekanize çalışmaya geçeceği söyleniyor. Bununla da 1.500 işçinin bu şirket tarafından işten çıkartılacağı söylentisi bu endişeleri de katmerler bir hâle gelmişti. Soma'nın durumu maalesef bu.

Başbakan Yardımcısı Sayın Arınç "Soma'da işten çıkarılan madencileri aç ve açıkta bırakacak değiliz." dedi. Ben de buradan Hükûmete sormak istiyorum: İşten çıkarılan Somalı madencileri istihdam edecek misiniz, nasıl istihdam edeceksiniz, nerede istihdam edeceksiniz? Bunun Hükûmet tarafından açıklanması gerekir.

Eynez maden ocağıyla ilgili olarak Türkiye Kömür İşletmeleri ile Soma Kömür İşletmeleri arasında süre uzatım sözleşmesi imzalanmadığı söylendiğine göre -ben bu kanıda değilim- 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 vatandaşımızın hayatını kaybettiği kazadan bugüne kadar Soma Kömür İşletmelerinin Eynez maden ocağında faaliyetlerine devam etmesine neden izin verildi? Mahkeme, ocağı niye teslim etti bu şirkete? Bu önemli bir sorudur.

Çok önemli bir hususu da hatırlatmak istiyorum. Acaba, yoksa Soma Kömür İşletmeleri ile Türkiye Kömür İşletmeleri arasında bu kaza öncesinde süre uzatımıyla ilgili bir sözleşme yapılmış da ancak kaza sonrasında süre uzatımıyla ilgili bu sözleşme kamuoyundan mı saklanmaktadır? Bu, aydınlatılması gereken çok önemli bir sorudur.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Soma Termik Santrali, Türkiye elektrik üretiminin yüzde 7'sini karşılıyor ve ifade ettiğim gibi 1.500 işçi çalıştırıyor ve hem Soma bakımından hem de ülkemiz bakımından çok önemli bir tesis. Adalet ve Kalkınma Partisi bir taraftan Soma'ya ikinci bir termik santral yapımı için hukuksuz bir biçimde, acele kamulaştırma kararı aldı. Biliyorsunuz, zeytin ağaçlarının katliamı ve oradaki köylülerin darbedilmesi söz konusu oldu. Süremiz yetmediği için, maalesef, onun ayrıntılarına da giremiyoruz. Orada da iktidar, tavşana kaç tazıya tut, asıl sorumlular tam saha arazi, şirketle vatandaşı karşı karşıya getirdiler. Şirketi âdeta bir mülki güçmüş, bir kolluk gücüymüş gibi vatandaşla karşı karşıya getirmede sorumlu Hükûmettir.

Şimdi, Soma'ya ikinci bir darbe daha vurularak Soma Termik Santrali'nin özelleştirilmesiyle ilgili süreç başlatıldı. Konuşmacı arkadaşlarımızdan Sayın Ören'in de ifade ettiği gibi, Somalı bu termik santralin özelleştirilmesini istemiyor. Buna mutlaka bir çözüm bulunmalı, gerekirse Karabük Demir Çelikte olduğu gibi, yine Somalılara verilmesi de söz konusu olabilir fakat Soma'nın altı karbonmonoksit, üstü kükürtdioksit, Soma'nın altı da ölüm, üstü de ölüm. Bu mevcut, köhnemiş termik santral de kükürtdioksitte Soma'yı zehirlemekte, kanser hastalıkları...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN AKÇAY (Devamla) - ...ve çocuklarda meydana gelen hastalıklarla birlikte, kirletmektedir. Baca gazı filtresi de kasıtlı olarak yapılmamaktadır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)