GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubunun, 2/12/2014 tarih Mersin Milletvekili Mehmet Şandır tarafından, Mersin ilinin sorunlarının araştırılması ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla 2/12/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 4 Aralık 2014 Perşembe. günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:23
Tarih:04.12.2014

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, Mersin'in sorunlarını dile getirmek ve çözüm önerilerimizi sizlere anlatmak üzere söz almış bulunuyorum. Bilimsel gerçekleri gören ve bu gerçekler doğrultusunda, vicdanı ve özgür iradesiyle oy kullanacak olan milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, "Mersin'in onlarca sorunu içerisinde en 1'inci sıraya hangisini koyarsınız?" derseniz, bütün Mersin halkı gibi, 1'inci sıraya, nükleer santral belasını koyarız.

Diğer sorunları sıralayacak olursam, 2'nci sıraya işsizliği koyarız.

Bakın, Türkiye'nin her yerinde işsizlik 1'inci sıradaki sorun iken, Mersin işsizlikten kırıldığı hâlde, işsizler bile nükleer santrale karşı yürüyüşler yapıyorlar. Onlara iş vaatlerinde bulunulduğu hâlde "Nükleer santralde çalışmak onursuzluktur." diyerek bu işleri kabul etmiyorlar ve Mersin'e nükleer santrali istemiyorlar.

3'üncü sıraya çiftçilerin sorunlarını koyarım; çiftçilerimiz, özellikle narenciye üreticilerimiz, biber, patlıcan üreticilerimiz, sera üreticilerimiz Mersin'de kan ağlamaktadır. Zamanım yettiğince bunlara değineceğim.

Daha sonra, esnafın sorunlarını koyarım. Özellikle Suriye'den gelen göç dalgasından sonra derinleşen ve hayati öneme sahip olan esnaf sorunlarını mutlaka burada konuşmamız lazım.

Kış geldi, Mersin merkezinde artık, hava kirliliğinden nefes alamıyoruz. Ben hava kirliliğini ve bunun doğuracağı sağlık sorunlarını da yine en önemli sorunlar arasına koyarım.

Daha sonra, Büyükşehir Belediyesinde işten çıkarılan kardeşlerimizi, şu an itibarıyla 1.600'dür, yılbaşından sonra 2 bini geçecek olan işten çıkarılan işçilerin sorunlarını koyarım.

"Hangi sorunlar kaldı?" derseniz, maalesef devriiktidarınızda Mersin yolsuzluklarla anılmaya başlamıştır, yolsuzluk sorununu koyarım; gümrüklerde kaçak et sorununu, GDO'lu ürün sorununu koyarım; Akdeniz Oyunları'nda, o masum spor faaliyetlerine nasıl yolsuzluk bulaştırdığınızı ve Sayıştayın bunu nasıl tespit ederek âdeta halkın gözünün içine soktuğunu anlatırım.

"Başka bir sorun?" derseniz, amatör spor kulüpleri üzerinden yapılan yolsuzlukları koyarım.

"Başka ne sorun var?" derseniz işten çıkarılan parkomat işçilerini sayarım; hiçbir günahı olmayan, hevesle işe başlayan ama belediye değiştikten sonra işleri feshedilen işçilerin sorunlarını koyarım.

Mersin-Antalya kara yolunu koyarım; hani söz vermiştiniz, her eve yaptığınız yollara ya da yapmaya çalıştığınız çürük çarık yollarınıza, ona bile razı olacak olan Mersin ve Antalya arasında çalışan insanların sorunlarını koyarım.

Tarsus-Kazanlı'ya yapılmasını vadettiğiniz ve bir türlü yapmadığınız turizm bölgesini koyarım çünkü turizmcilerimiz de kan ağlamaya başladı.

Çukurova Havaalanı'nı koyarım. Söz vermiştiniz. Milletin gözünün içine baka baka devrin başbakanı sanki "Bu işi oldu bilin, artık bu iş bitti, Mersin'e böyle bir havaalanı yakışır." diyerek oy aldığı günleri size hatırlatırım, bu sorunu listeme koyarım.

Mersin'in biraz doğusunda, Kazanlı bölgesinde insanların tepesine nasıl sülfürik asit yağdırdığınızı ve sülfürik asit fabrikası sorununu koyarım.

Bizim âdeta sembolümüz hâline gelmiş olan Tevfik Sırrı Gür Stadyumu'nu nasıl peşkeş çektiğinizi ve Tevfik Sırrı Gür Stadyumu'nu nasıl AVM yapacağınızı ve bunun doğuracağı sorunları koyarım.

Sadece başlıkları saydım, süremin yarısı bitti. Şimdi, kalan süre içerisinde, sizlere özellikle Akkuyu'ya inatla yapmak istediğiniz nükleer santralin bir cinayet aracı olduğunu ve bu cinayete "evet" demek zorunda kalır iseniz sizlerin de ortak olacağınızı âdeta haykırmak istiyorum.

Bakın, değerli arkadaşlarım, bu kapsamda özellikle Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekillerine seslenmek istiyorum, halkımıza da seslenmek istiyorum. Diğer partilere mensup milletvekilleri zaten çıkıp burada nükleer santrale karşı olduklarını ifade ediyorlar ama sizin içinizden, Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinden çıkan Hükûmetin sizi hem bu dünyada hem de öteki dünyada nasıl hesap veremeyeceğiniz duruma getireceğini size anlatacağım. Yani siz milletvekilleri olarak Hükûmetinize "Bizi bu pis işe, bizi bu kirli işe alet etmeyin." demelisiniz çünkü bu işe eğer ortak olursanız değerli AKP milletvekilleri, o zaman ne bu dünyada ne de öte dünyada bunun hesabını veremeyeceksiniz. Ama eğer sessiz kalmaya devam ederseniz, sükût ikrardan gelir mantığıyla sizlerin de bu işe ortak olduğunuzu veya olacağınızı her yerde haykıracağım. Eğer siz de bu işe ortak olursanız Mersin halkı âdeta etten bir duvar örerek bu nükleer santral inşaatını asla, kata yaptırmayacaktır. Neden mi? Mersin halkı onurludur. İleride çocuklarının ve torunlarının kanserden ölmesine izin vermemek için kendi ölümlerini bile göze alacak duruma gelmişlerdir.

Değerli arkadaşlar, Mersin'de yapılması planlanan nükleer santral için üç gün önce, sadece üç gün önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ÇED olumlu raporu verdi ve insanlık tarihinde her zaman doğa katili bir unvan almayı hak etti. Aslında sadece doğanın değil, insanların da kanserden öleceğini bile bile bu suçu işledi. Üstelik ÇED raporu Rusya Devlet Başkanı Putin'in ülkemizi ziyareti sırasında kendisine jest olarak verildi, böyle olduğu söylendi. Yani Mersin halkı bir jeste kurban edildi. Arkasından, hemen bu jestin arkasından Rusya'nın doğal gaz ücretlerinde indirim yapacağı duyulunca, Mersin halkı doğal olarak bu ÇED raporunun Rusya'yla yapılan çeşitli pazarlıklar için verilen bir rüşvet olduğunu ifade etmeye başladı.

Bakın, Mersin halkının gözünde geldiğiniz duruma bakın. Rusya'yla pazarlık yapabilmek için asla verilmemesi gereken bir ÇED raporunu verdiniz. Tarih 1 Aralık 2014. Peki, ne zaman web sitenizde yayınladınız? 3 Aralık 2014'te yayınladınız. Yani Putin buradayken ona jest yapmak için erken davrandınız, birileri dedi ki: "Sayın Putin, hayırlı uğurlu olsun ÇED raporunu onayladık." Ama daha işlemler tamamlanmadığı için bunu web sitesinde yayınlayamadınız bile. Ancak iki gün sonra resmî olarak yayınlamaya başladınız.

Bakın, arkadaşlar, stratejik olarak AKP'nin Mersin milletvekilleri burada çıkıp nükleer santrali hiçbir zaman savunamadı. Birazdan gelecek değerli arkadaşımın savunup savunmayacağını dikkatle dinleyeceğim ve Meclis tutanaklarını alıp ne konuştuysa, Mersin'de her yerde anlatacağım. Eğer değerli AKP milletvekili kardeşim, burada nükleer santrali savunur ise o zaman bunu Mersin halkına ben anlatacağım ama savunamayacağını siz de göreceksiniz. Mersin'in diğer sorunlarına bile değinmeden daha çok neler yapmaya çalıştıklarını sizlere anlatmaya çalışacaktır ama benim siz milletvekillerinden bir istirhamım var; kürsüde bunlar konuşulmayabilir ama ne olur kuliste, arada Mersin'in bütün AKP'li milletvekilleriyle bir çay kahve için ve onlara "Gerçekten bu Aytuğ Atıcı doğru mu söylüyor ya? Bu Mersin halkı bu santrali hakikaten istemiyor mu?" diye sorun. Ben eminim ki 4 milletvekilinizin 4'ü de "Evet, Mersin halkı nükleer santrali istemiyor." diyecektir. Neden "İstemiyor." diyecektir biliyor musunuz arkadaşlarım? Çünkü diyecektir ki size halkımız: "Nükleer santral gereksizdir. Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla biz enerji ihtiyacımızı karşılayabiliriz." Çünkü diyecektir ki size halkımız: "Nükleer santral gereksizdir çünkü temiz enerji değildir, çevreyi de insanı da kirletir, sağlığa zararlıdır." Çünkü diyecektir ki: "Nükleer santral gereksizdir, buradan üretilecek enerji ucuz değil pahalıdır çünkü dışa bağımlılığı artıracaktır." Çünkü daha yeni, beş gün önce, tam siz bunun pazarlığını yaparken Rusya'yla, Ukrayna'da yeni bir nükleer santral kazası oldu. Yani Allah'ın sopası yok derler ama var. Bakın, sizin Rusya'yla işi pişirdiğiniz dönemde, bizim ÇED raporunu verip Mersin'i peşkeş çektiğiniz sürede Ukrayna'da yeni bir nükleer santral kazası oldu, bunu da görmezseniz pes doğrusu, ne diyeyim artık ben.

Teşekkür ediyorum. (CHP, MHP ve HDP sıralarından alkışlar)