GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:22
Tarih:03.12.2014

MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; bugün Dünya Engelliler Günü. Engelsiz bir dünya ve yasaksız bir dünya temennisiyle hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Türkiye'de milyonlarla ifade ettiğimiz engelli vatandaşlarımız var, elbette ki bununla beraber de birçok problemleri var. Engellilerin istediği pek bir şey yok, sadece onları anlamak, sadece onlar ne demek istiyor, nasıl yaşamak istiyor, bütün meselenin tamamı bunun üzerine kurulmuş.

Bir insan dünyaya engelli gelebilir, daha sonra da engelli olabilir. Bu engelli olarak dünyaya gelen vatandaşımızın ilk önce eğitimi, sağlığı, rehabilitasyonu ve iş istihdamı, daha sonra da kendi hayatını idame ettirecek, hayati şartlarını sağlayabilecek o imkânları sağlamak, bu da devletin görevi.

Eğitimle ilgili birçok problemi var engellilerimizin. Maalesef üzülerek söylüyorum bunu ben. Daha bugün olmuş, engelliler kaynaşma okullarında mı okusun yoksa her engel grubuna ayrı ayrı okullar mı açılsın, bu Hükûmet daha hâlâ buna karar veremedi; her iki yılda, üç yılda bu kanun, bu yönetmelik ayrı ayrı değişmekte. Bununla beraber, "Engelli, okulunu bitirdikten sonra bu meslek grubunda çalışabilir mi, bunda çalışamaz mı, bunun engeli bu çalışmaya, bu devlet kademesinde görev almaya uygun mu değil mi?" maalesef üzülerek söylüyorum, buna hâlâ karar veremedi.

Engellilerin istedikleri en önemli şey eve kapalı kalmamak; evden dışarıya çıkmak ama dışarıya çıktığında da fiziki şartlarının yerinde olması yani apartman girişlerinde, toplu taşım araçlarında, dolaşabilecekleri, iş yerlerinde, çarşılarda, alışveriş merkezlerinde sağlıklı bir şekilde alışveriş yapabilecekleri, yürüyüş yapabilecekleri ve kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir şekilde hayatlarını sürdürebilmek. Ama, maalesef görüyoruz ki şu anda bu da sağlıklı bir şekilde Türkiye şartlarında yerine gelmiş değil. 2005 yılında 5378 sayılı Kanun çıktı. Bu kanun belediyelere çok büyük bir yaptırım getiriyordu. Maalesef o beş yıl içerisinde bu yerine getirilemedi, bir uzatmaya gidildi. Şu anda o kanunun 7/7/2015 yılında süresi bitiyor. Bu kanun, fiziksel engelli ve görme engellilerimizin hayatlarını idame ettirmeleri noktasında belediyelere çok büyük yaptırımlar getiriyordu ve hapis cezaları vardı ama görüyorum ki şu ana kadar, şurada kalmış bir altı yedi ay süreleri, bu süre içerisinde de belediyeler bu konuyla ilgili yakın ilgi ve alaka içerisinde değiller.

Tabii, bu problemlerin içerisinde en büyük problemleri, ilgi bekliyorlar, devletten ilgi bekliyorlar. Türkiye'deki engelliler acınmayı beklemiyor tüm dünyada olduğu gibi. Biz onlara acımadan hayatlarını nasıl yaşayabilirler, nasıl hayatlarını idame ettirirler o konuda yardımcı olmamız gerekiyor. Nasıl olmamız gerekiyor? Buradan çıkaracağımız yani Türkiye Büyük Millet Meclisinden çıkaracağımız kanunlarla olur. Üç yıl önce engellilerle ilgili bir kanun teklifi verdim. Şimdi diyorum ki, hep beraber bir araya gelelim -Türkiye'de engellilerin problemleri o kadar büyük değil- birlik beraberlik içerisinde bu kanunları çıkartalım ve yaşanabilir bir Türkiye hâline getirelim engelliler için.

Şimdi, bununla beraber en büyük olaylarda engellilere imkân verdiğiniz zaman yapamayacakları iş yok, gösteremeyecekleri başarı da yok.

Burada spor konusuna da değinmek istiyorum: Geçtiğimiz 2012'de Londra'da yapılan olimpiyat ve paralimpiklerde engelliler çok sayıda madalya aldılar. Eğer bu imkânları bunlara verirsek bu madalyalar katlanarak devam edecek, dünyada ses getirecek bir duruma, bir konuma gelecek. Onun için, birlik beraberlik içerisinde engellilerin bütün problemlerini çözmeye yönelik çalışmalara biz Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak hazırız.

Engelsiz bir dünya dileyerek hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)