| Konu: | Muş ili genelinde yaşanan sorunlara ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 03.12.2014 |
DEMİR ÇELİK (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi şahsım ve partim adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, ben de sınırsız, baskısız, engelsiz, özgür yarınlar dileklerimle Dünya Engelliler Günü'nü kutluyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yer altı, yer üstü zenginlikleriyle bir bölge olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu, bir başka ifadesiyle Kürt coğrafyası, bu zenginliklerden amacına uygun yararlandırılamayışının ortaya çıkardığı sorunlarla karşı karşıyadır. Keban, Karakaya, Atatürk Barajı başta olmak üzere birçok barajda üretilen enerji kaynakları ora halkının refahına, zenginliğine, mutluluğuna sevk edileceğine oranın insansızlaştırılmasının da, yoksul ve geri bıraktırılmış olmasının da politikasına dönüşmüştür. Doksan yıldır o coğrafyada farklı etnik kimlikten insanların yaşıyor olması beraberinde yoksulluğu da, açlığı da, işsizliği de getirmiştir.
Bu sefaletin diz boyu olduğu coğrafyadan nasibini alan illerden biri de Muş ilidir. Muş ili Türkiye'nin ilk beş büyük ovasına sahip olmasının yanı sıra Malazgirt ve Bulanık ilçelerinin ovalarını da dikkate aldığımızda, kendi büyüklüğündeki 10-15 ilin gıda başta olmak üzere temel insani ihtiyaçlarını karşılama potansiyeline sahipken maalesef Muş ilimiz 81 ilin içerisinde sonuncu olabilme haksızlığını yakalamış bulunmaktadır. Türkiye'nin, dünyanın gelişmiş 20 ülkesi içerisinde olmasına, zaman zaman 15-16'ncı ekonomik güç olmayla övünmüş olmasına karşın, maalesef bizim payımıza düşen açlıktır, yoksulluktur, sefalettir, işsizliktir, bağlı bulunduğumuz kadim coğrafyadan da göçertme ve göçtür.
Muş'un Türkiye'nin 81 ilinin sonuncusu konumunda olması elbette ki talihsizliktir. Bunda biz siyasetçilerin de payının olduğunun altını çizmek istiyorum. Türkiye'de gayrisafi millî hasılanın 15 bin dolar olduğu, Kürt coğrafyasında bunun ortalama olarak 6 bin dolarlar civarında kaldığı ama Muş'un da dâhil olduğu Ardahan, Kars ve Ağrı illerinde bu oranın 3 bin dolarlar seviyesine indiği gerçeğini unutmamamız gerekiyor. Muş'un şu anda bir tek sanayi mamulü, metası, ürünü sadece şeker pancarı, onun dışında üretim yok, istihdam yok; korkunç ve yoğun bir göç var, bu göçün ötesinde de bir sefalet var. Bunlar yetmezmiş gibi 6, 7 Ekimde yaşanan, meşru ve demokratik bir kısım taleplerini dile getirmek, Kobani'de yaşanan katliama karşı insani, vicdani görevini yerine getirmek isteyen insanlara yönelik de ciddi, yoğun bir hukuk dışı siyasi soykırım operasyonu var.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 6 Ekimde Muş'un Varto ilçesinde Hakan Buksur'un öldürülmüş olmasıyla başlayan olaylar beraberinde kontrolsüz, denetim dışı bir kısım yapıların demokratik siyaset yürütücüleri baskıladıkları bir durum da söz konusu. Bunun yol açtığı yine bir göçme, göçertilme yaşanıyor, yaşanmaktadır. Muş'un genelinde 200 civarında arkadaş gözaltına alınmış, bunlardan 65'i tutuklanmıştır. Tutuklanan insanların içerisinde yaşlı, engelli raporu sahibi insanlar olduğu gibi, çocuk diyebileceğimiz 15, 16, 17 yaşlarında insanlarımız var. Molotofun ne olduğunu, nasıl hazırlandığını, nasıl atılacağını ya da etkin atılma yöntemini bilmiyor olmalarına karşın, engelli ve de yaşlı insanlar, sağlığı elvermeyen insanlar tutuklanmıştır, şu anda cezaevinin soğuk duvarları arasında mahkûmiyetlerini gidermenin talihsizliğiyle karşı karşıya kalmışlardır. Yaşanan olaylardan hareketle Varto, Malazgirt, Bulanık, Muş merkez ilçemizde birçok vatandaşımızın artık canına tak etmiş olmalı ki yine İstanbul'un, İzmir'in, Mersin'in yollarına düşmüşler, buranın, mega kentlerin ücra köşelerinde açlık ve sefaletin ama aynı zamanda işsizlik ve asimilasyonist politikalarını da kurbanı olmaya mahkûm bırakılmışlardır.
Bu nedenle çözüm sürecini dillendirdiğimiz bu dönemde bölgeye pozitif, kalkınmaya hizmet edecek yaklaşımlar beklediğimizi ifade ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)