GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:21
Tarih:02.12.2014

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyeti tekrar saygıyla selamlıyorum.

Görüştüğümüz madde, yapılan soruşturmalarda gizlilik kararı verilmesiyle ilgili ve gizlilik kararı verilmiş dosyalarda avukatların delillere ulaşma imkânını sınırlandırmaktadır.

Değerli arkadaşlarım, bununla ilgili Şubat 2014 tarihinde bir değişiklik yapılmıştı. Şubat 2014'te yapılan değişikliğe şimdi tekrar geri dönülmektedir. Şubat 2014'te niçin bir değişikliğe ihtiyaç duyulmuştu? Çünkü 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonunda bulunmuş olan deliller, elde edilmiş olan görüntüler ve sanıklarla ilgili olmak üzere bilgilere Adalet ve Kalkınma Partisinin soruşturmaya konu bakanlarının çocuklarının vekilleri, bakanları ulaşamıyordu çünkü gizlilik vardı ve avukatlar o gizlilik kararıyla ulaşamıyordu. O zaman, bunun bertaraf edilmesi gerekirdi. Nitekim, Şubat 2014'te böyle bir bertaraf yapma işlemini AKP Mecliste başardı ve bu delillere ulaştıktan sonra da o delillerin itibarsızlaştırılmasına, suç faillerinin daha iyi savunulabilmelerine imkân sağlayan bir düzenleme yapıldı. Netice itibarıyla, buna paralel olarak, tahkikatı yapan polisler darmadağın edildi, savcıların elinden dosyalar alındı, hâkimler darmadağın edildi; yetmedi, HSYK değiştirildi, temyiz mahkemesi olarak Yargıtay, Danıştay değiştirildi, birtakım torba dosyaların içerisine konulan maddelerle 17, 25 Aralık yolsuzluk olayının hukuki sonuçlarından failleri koruyabilmek için düzenlemeler yapıldı ve kendinizin anladığı şekle göre, bu işten sıyırdığınız ortaya çıktı. Nitekim, gerek 17 Aralık operasyonuna gerek 25 Aralık operasyonuna takipsizlik kararını cumhuriyet savcıları verdi. Şimdi, bunları yapan, takipsizlik kararıyla sonuçlanan soruşturmaları yapan ve sizce "Haşhaşi", "hain" gibi sıfatlarla tanımlanan yargı mensuplarına karşı bir operasyon yapıyorsunuz ve bunun adına da "istiklal mücadelesi" diyorsunuz. İşte, onların bu mücadele içerisinde, elde ettiğiniz delillere ulaşmasını engellemek için de avukatların dosyalara ulaşması, delillere ulaşması, faillerin kim olduğunu bilme hakkını elinden alıyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, insanlık tarihi boyunca ortaya çıkan insani değerlerin en önemlisi insan haklarıdır. Bu insan hakları içerisinde de en mübarek ve en mukaddes olanı da insanın kendi kendini savunma hakkıdır. Elbette ki, bu, birtakım teknik bilgilerle donatılmış olan avukatlar veya diğer tanımıyla müdafiler marifetiyle yapılacaktır. Şimdi, elinizi vicdanınıza koyun, bir örneğe göre, istiklal mücadelesi kapsamı içerisinde vereceğiniz hukuki birtakım mücadeleler içerisinde kıracağınız, dökeceğiniz, paramparça edeceğiniz hukuk düzeni içerisinde bu örneğin yeri nedir?

Değerli arkadaşlarım, bundan beş yıl önce Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç'a karşı bir suikast olduğu iddiası ortaya atılmıştır. Bu iddianın neticesinde Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı bir operasyon yapılmış, ordunun kalbine birtakım insanlar girmiş ve oradaki bilgi ve delillere ulaşmıştır. Beş yıldır bu dosya gizlidir. Beş yıldır bu dosyanın faillerinin vekilleri delillere ve diğer bilgi ve belgelere ulaşamamıştır ama beş yıldır bu dosya sonuçlanmamıştır.

Şimdi, böyle bir uygulama "Her kim, hangi suçu işlemiş ise cezasını çekmesi gerekir." düşüncesinin yanı sıra "Hiçbir suç cezasız kalmasın." düşüncesinin yanı sıra, bu suçlar soruşturulurken "En tabii insan hakkı olan savunma hakkına sonuna kadar riayet edilsin." düşüncesini nereye koymaktadır?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FARUK BAL (Konya) - Görülmektedir ki siz adalet değil, adaleti silah olarak kullanıp hasımlarınızla hesaplaşmayı düşünüyorsunuz diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)