| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 02.12.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 128'inci maddesinde uygulanacak tedbirlerle ilgili katalog suçlara bir madde daha ilave ediliyor. Buna göre, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı Ceza Kanunu'nun şu şu şu maddeleri de katalog kapsamı içerisine girmiştir deniliyor.
Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidarda olduğu dönemde, herkesin güvenli bir liman olarak sığınabileceği adaletin tehdit hâline dönüştüğünü biraz önceki konuşmamda ifade etmiştim. Bu madde de o tehditlerden bir tanesidir.
Hatırlayın, Başbakanlığı döneminde Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a 26 defa suikast girişimiyle soruşturma başlatılmıştır. Sayın Bülent Arınç'a -Çukurambar'da, beş yıl önce- suikast adı altında bir soruşturma başlatılmış ve bu soruşturmalarda birtakım insanlar yerinden, yurdundan, yuvasından edilmiş, hakkından hukukundan edilmiş. Sonuç itibarıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisinde aha bu kadar milletvekili, bu kadar bakan var. Ne oldu bu soruşturmaların sonucu, bilen var mı? Kamuoyuna yansımış bir şey var mı? Yok. Demek ki adalet duygusu "Türkiye Cumhuriyeti devletinin Başbakanına soruşturma yapılmıştır." iddiasına mermi olarak kullanılabilecek bir silah hâline getirilmiştir. İşte, bu madde de o silahlardan bir tanesidir. Değerli arkadaşlarım, anayasal düzenin işleyişine karşı suçlarda arama, gözaltına alma, tutuklama gibi tedbirlerin uygulanmasına kim karşı çıkar? Hiç kimse karşı çıkmaz. Ama Çukurambar'da "Sayın Bülent Arınç'a suikast yapılıyor." iddiasıyla ortaya çıkan "Bir polis ağzına bir kâğıt attı." diye başlatılan operasyonun sonunda Türkiye Cumhuriyeti devletinin ordusunun mahremine girilmiştir; seferberlik bilgilerinin, en gizli bilgilerinin saklandığı dairesine girilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri olduğu gibi bu bilgileri yenilemek, tazelemek durumunda kalmıştır. Peki, bu suçun faillerine ne olmuştur? Bilen, eden yok. Burası Uganda mı? Burası Zimbabve mi? Devletin Başbakanına bir suikast olur da halk bunun sonucundan bilgi sahibi olamaz mı, milletin vekili bilgi sahibi olamaz mı? İşte burada da "Anayasal düzene karşı bir suçtur bu." denildiği zaman, AKP'nin tehdit hâline gelmiş olan adaletinden vatandaşın temel hak ve hürriyetini muhafaza edebilmek, müdafaa edebilmek için hiç olmazsa buna bir sınır koyalım. O sınırda cebir ve şiddet unsurunu içermesi hâlinde bu uygulansın yoksa nasıl Başbakana, nasıl Başbakan Yardımcısına uyduruk, siyasi manipülasyon, gündem yaratma veya muarızları bertaraf etmek için yapılmış uyduruk operasyonlara bu madde de bir alet olmasın.
Değerli arkadaşlarım, dolayısıyla akla, vicdana, hakka, hukuka hitaben bir önerge verdik, makes bulmayacağına, AKP'li vekillerin hepsinin olumsuz oy kullanacağına inanıyorum, biliyorum. Ama, buna rağmen sizin günü geldiğinde bu maddelerle hizaya çekilmek için -belirli bir sürece girdiğinde- sizin buna ihtiyacınız olacaktır. Çünkü bu kadar haksızlığın, bu kadar hukuksuzluğun yapıldığı bir ülkede demokratik bir değer varsa, demokrasi varsa bu haksızlığın, bu hukuksuzluğun hesabı bu dünyada mahkemede verilmesi gerekmektedir. O zaman, gelin, siz, kendinize karşı bir saygınız varsa, hakka, hukuka karşı bir saygınız varsa, vatandaşın temel hak ve hürriyetlerine karşı bir inancınız ve bunlara bir bağlılığınız varsa, ettiğiniz yemine, milletvekili yeminine bir saygınız varsa insanları haksız ithamlarla "Anayasal düzene karşı suç işliyor." iddiası adı altında gözaltına alınmalarını, evlerinin aranmalarını, tutuklanmalarını, yargılanmalarını engelleyebilmek için böyle bir çerçeveye destek verin diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.