GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:21
Tarih:02.12.2014

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benim bir hemşehrim vardı, adı Didem Yaylalı'ydı. Hukukçu olmak idealiydi, hâkim olmak da en büyük arzusuydu. Hukuk fakültesini bitirdi, hâkimlik sınavına girdi kazandı; gerekli eğitimleri aldı, staj yaptı ve hâkim olarak göreve başlamayı beklerken bir türlü göreve başlatılmadı. Sonuç itibarıyla, ağır bir psikolojik baskı altında idealine kavuşamamanın üzüntüsü içerisinde intihar etti. Bu, Türkiye'de AKP Hükûmeti uygulamaları içerisinde insan hayatını tehdit eden hak ihlallerinin en önemli örneklerinden bir tanesiydi. Hak ihlalleri o derecede ortaya çıkmış ve yaygınlaşmıştı ki hakları korumakla görevli hâkimlerin dahi hakları ihlal edilmeye başlanmıştı hem de özlük hakları.

Değerli arkadaşlar, bunun sebebini, hikmetini hepimiz biliyoruz. Bu, 2010 Anayasa değişikliğiyle yargının kendi içerisinde var olan denge ve denetim araçlarının ortadan kaldırılması ve yargının, beraber yüründüğü günlerde ittifak içerisinde bulunduğunuz bir gruba teslim edilmesiydi. Kendi kendini kontrol etme ve kendi kendini denetleme imkânlarından yoksun olan yargı elbette ki dediğim dedik çaldığım düdük noktasından hareketle bu hak ihlallerinin bir numaralı mihrakı hâline gelmişti.

Şimdi bu hak ihlallerinden bir tanesini ortadan kaldırmak için bir kişilik kanun çıkarıyorsunuz. Oysa hukukun temel prensibi açıktır ve nettir; kanunlar eşitlik ilkesi, genellik ilkesine göre çıkarılır, kişiye mahsus kanun çıkarılamaz. Demek ki siz o derecede hukuk düzenini tahrip etmişsiniz ki sizin vicdanınız bile, o tahrip edilmiş düzen sonunda mağdur olan bir kişiye kanun çıkarma ihtiyacını hissediyorsunuz. Ya gerideki milyonlar, hakkı ihlal edilen milyonlar? Ya size ulaşamayan, "adalet" diye çığlık atanlar, bunlar? Bunlara bir cevap yok.

Değerli arkadaşlarım, işte, gelinen noktada AKP'nin Türkiye'yi getirdiği hâl budur. Bu hâlin üzerine şimdi siz bir suçlu arıyorsunuz, asıl suçlu kendiniz olmanıza rağmen. Bu konuda yargı düzenini, hukuk düzenini altüst eden 2010 Anayasa değişikliği nedeniyle hesap vermeniz ve kendi kendinizle hesaplaşmanız ve yüzleşmeniz gerekirken suçu başka tarafa atıyorsunuz. Suçu başka tarafa attınız, bununla yetinmiyorsunuz, ona karşı bir istiklal mücadelesi veriyorsunuz.

Değerli arkadaşlarım, istiklal mücadelesi bu kadar basit, istiklal mücadelesi bu kadar kolay, istiklal mücadelesi bu kadar ağza gelindiğinde telaffuz edilebilecek ucuz bir laf mıdır? İstiklal mücadelesi nasıl verildi, Türk milleti biliyor. Kuvayımilliye ruhu nasıl inşa edildi, biliyor. Eğer bir istiklal mücadelesi verecekseniz, Kuvayımilliye ruhuyla inşa edilmiş Türkiye cumhuriyeti toprakları üzerinde bugün hâkimiyet paylaşımı talebinde bulunan PKK terör örgütü var. O hâkimiyet unsurunun başlı başına örnek davranışları olan: Mahkeme kuruyor, asker alıyor, vergi topluyor, bayrak dikiyor, okul yapıyor. Bunların hepsi hâkimiyet alanıyla ilgili. İstiklal harbi verecekseniz buna karşı vermeniz lazım. Dolayısıyla, gittiğiniz yol değil. Bu yoldan bir an önce dönmenizi tavsiye eder, hepinize saygılar sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)