| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 02.12.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu hafta Dünya Engelliler Günü... Engelli kardeşlerimizin önündeki engellerin kaldırılması dileğiyle onlara hayatlarının kolaylaştırılabileceği bir düzenin sağlanmasını temenni ediyorum.
655 sıra sayılı Kanun'un 38'inci maddesindeyiz. 38'inci madde ile Adalet Akademisinde gö-rev verilecek olan öğretim üyelerine müfredat programı ve ders günleri itibarıyla bu görevler verildi-ği takdirde, ilgili kurumlarda görev yapan öğretim üyelerinin izinli sayılacağı hükmü getirilmektedir. Adalet Akademisinde hukukla ilgili dersler görülür ağırlıklı olarak ve genellikle de Yargıtayda veya kürsüde bulunan hâkimler ve savcılar bu akademide ders veren öğretim üyeleri olarak vazife görür-ler.
Şimdi, akademi idari bir organdır, hele hele son akademi kanununda yapılan değişiklikle tamamen Adalet Bakanlığının inisiyatifi dâhiline girmiş bir hâldedir. Yani, Adalet Bakanlığının doğrudan etki altında bulunduğu bir organ hâline gelmiştir.
Burada görev yapacak kişilerin hâkim ve savcı olduğunu varsaydığımız takdirde, yargı yetkisinin elinden alınabilmesi için ilgili kurumunun izin vermesi gerekmektedir. Aksi takdirde, hâkimin ve savcının yargı yetkisi idari bir organın alacağı kararla elinden alınmış olur ki bu, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesini ihlal eder. Bu yönü itibarıyla da hukuk devleti ilkesini ve mahkemelerin bağımsızlığı ilkesini ihlal eder.
Önergemiz gayet halisane bir şekilde yargıya müdahale alanlarını kesmek amacıyla verilmiştir. Yarın bir gün zülfüyâre dokunan bir hâkim ortaya çıktığında; örneğin, 5. İdare Mahkemesinin hâkimleri böyle bir talepte bulunduğu takdirde akademide görev verilir ve verilecek bu görev itibarıyla da Adalet Akademisi müfredat programını ve ders çizelgesini buna göre düzenler, 5. İdare Mahkemesindeki işinden uzaklaştırabilmenin yolu açılmış olur.
Dolayısıyla bu, Anayasa'ya aykırıdır. Bu aykırılığın giderilmesinin yegâne mercisi Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Meclisin böyle abesle iştigal eden ve yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını ortadan kaldıran bir kanun teklifine onay vermesi, izin vermesi hukuk devletinde düşünülemez.
Dolayısıyla yüce Meclisin bu hususu dikkate almasını temenni ediyoruz, önerimize destek vermelerini talep ediyoruz. Ancak gelişmeler o hâle gelmiştir ki, artık Türkiye'de yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını telaffuz etmek bile rutin olaylardan ibarettir. Oysa bu demokratik değer olarak hukuk devletlerinde korunması gereken en yüce değerdir fakat her gün herkes bir şey söyleyebilmekte. Bugün de Sayın Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesinin -ismini vermiyor ama- Sayın Başkanına söylemediği laf bırakmamaktadır. Bir gün önce de "Adalet arıyorum." diye çıkıyor, meydan meydan, kürsü kürsü konuşuyor, asıl adaleti arayanların nidalarına, çığlıklarına kulaklarını tıkıyor ve adaleti AKP'nin organı hâline getirmek için çabalara, onun inisiyatifinde kurulmuş olan AKP Hükûmeti de yol veriyor.
Değerli arkadaşlarım, gidişat doğru değildir. Bu gidişata gün geldiğinde güvenli bir liman olarak sığınma mecburiyetinde kalacaksınız. Gelin, öyle bir durum hasıl olduğunda sizin de "Türkiye'de hâkimler var." diyebileceğiniz bağımsız ve tarafsız bir yargıyı birlikte inşa edelim diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)