| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 27.11.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bununla ilgili mi derseniz, başından söyleyeyim, tamı tamına bununla ilgili.
Dünyanın başını belaya sokan Hitler rejiminin, Stalin rejiminin, Mussolini rejiminin, Franco rejiminin hepsi çoğunlukçu bir anlayışla seçimle gelmiştir. Seçimle geldikten sonra da iktidardan gitmemek üzere despot ve dikta birer idare kurmuştur. Bu idareler tüm dünyayı büyük bir felakete sürüklemişler ve İkinci Dünya Savaşı'na mahkûm etmişlerdir. Ondan sonra dünyada bir gelişme olmuştur. Bu gelişmeyle çoğunlukçu yerine çoğulcu sistem ve çoğul olan güçler arasında da "check and balance" dedikleri denge ve denetim araçları oluşmuştur. Budur dünyayı demokratik sistem içerisinde tutabilen ve Türkiye'yede budur böyle bir demokratik denge ve denetim mekanizmaları ihtiyacını hissettiren.
Şimdi, denge ve denetim mekanizmaları yasama, yürütme ve yargı organları arasında olduğu gibi her organın da kendi içerisinde denge ve denetimi vardır. Bunlardan bir tanesi de yargıda tam bu görüştüğümüz kanun teklifiyle ilgilidir. Yargıtayın tetkik hâkimleri, Yargıtay Başsavcılığındaki savcılar, maiyetinde görev yaptığı kişilerin görüşü alınarak atanır. Bu böyle olur ki dışarıdan siyasi müdahalelere karşı bir denge olsun, dışarıdan siyasi müdahaleler buna karşı denetlenebilsin.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, yargı içerisinden gelen bir kişiyim, nasıl tetkik hâkimi alındığını iyi bilen bir insanım. Dolayısıyla, Yargıtay dairelerine gelen dosyalar incelenirken ihtiyaç olduğu takdirde değerlendirilmek üzere çok başarılı, Yargıtayda hizmetlerinden yararlanılabilecek kişileri o dairenin başkanı bir kenara not eder ve gerektiğinde onlar arasında bir değerlendirme yapmak üzere Birinci Başkanlık Kuruluna talebini iletir. Birinci Başkanlık Kurulu da bunu değerlendirir ve olabildiğince tarafsız bir şekilde tetkik hâkimlerini görevlendirir.
Şimdi, buradan dönüyorsunuz, "Bunu HSYK'ya bağlayalım." Şu açıdan bir doğruluk payı vardır: "HSYK Danıştay tetkik hâkimlerini atıyor, Yargıtayı da atasın." Doğru ama Danıştaya tetkik hâkim atanırken Danıştay Birinci Başkanlık Kurulunun görüşünü alıyorsunuz. Peki, burada niçin Birinci Başkanlık Kurulunun görüşünü almıyorsunuz? Burada da Birinci Başkanlık Kurulunun görüşü alınsın ki yargı içerisindeki bu denge ve denetim aracı faaliyette bulunabilsin, canlı tutulabilsin, dışarıdan gelebilecek siyasi müdahalelere karşı hepimizin can ve mal güvenliği için Türk milleti adına karar veren Yargıtaya siyasi bir gölge düşmesin. Bizim ifade etmek istediğimiz budur, doğrusu da budur. Bunun reddedileceğine adım gibi inanmaktayım ama reddin sonuçları üzerinde sizlerle konuşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, günü gelir herkesin yargıya ihtiyacı olur. Günü geldiğinde herkesin "Güvenli bir şekilde ben yargılanır, bana yapılan iftiranın doğru olmadığını mahkemede ispatlarım." güveni içerisinde bulunması lazım ya da haksızlığa uğrarsa "Gider hakkımı mahkemeden alırım." düşüncesine sahip olması lazım. Oysa siz, millet adına karar verecek, Türk milleti adına karar verecek olan yargının başına AKP şapkasını geçiriyorsunuz ve AKP adına karar verecek bir yargı yaratmaya çalışıyorsunuz. Bu, gelecekte ilelebet yaşamasını ümit ve temenni ettiğimiz; bütün çabamızın, gayretimizin bu hedefe doğru olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletini çok ciddi gailelerle, çok ciddi sorunlarla karşı karşıya getirecektir. Bunun altında siz kalacaksınız, hem bu dünyada siz kalacaksınız hem öbür dünyada siz kalacaksınız. (MHP sıralarından alkışlar)