| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 27.11.2014 |
AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifinin 23'üncü maddesi üzerinde konuşma yapmak üzere söz almış bulunuyorum.
Ben mesleğe başladığımda HSYK'da bulunan bakan ve müsteşardan dolayı yasa değişikliği olacağını, evrensel hukuk kuralları, "yargının bağımsızlığı", "hukukun üstünlüğü" kuralları gereğince şartların daha iyileşeceğini beklerken gelinen noktada, "Bundan daha kötüsü olmaz." diye umduğumuz noktada hep daha da kötüsünü görüyoruz.
"Yeni yargı paketi" diye getirilen bu kanun teklifi demokrasinin geldiği en kötü noktadır. Özgürlüklerimizi daraltan teklifin "insan hakları", "demokrasi", "hukuk devleti" ilkelerine aykırı olmasının ötesinde hazırlanma amacından dolayı ahlaki de olmadığı kanaatindeyim.
Teklifle toplantı ve ifade özgürlüğü, siyasal çalışma ve örgütlenme özgürlüğü baskı altına alınmak istenmektedir. Mesken ve iş yerlerinde arama yapmanın, şüphelilerin tutuklanmasının, dinlenmesinin ve mallarına el konmasının kolaylaştırılması, savunmanın etkisizleştirilmesi ve zorlaştırılması "hukuk devleti" ilkeleriyle hiçbir şekilde bağdaştırılmaz.
Hiçbir demokratik hukuk devletinde yedi ay arayla birbirinin tam zıttı iki yargı paketi hazırlanmaz. Yedi ay evvelki hangi gerekçe bugün değişti ki bir başka gerekçeyle yeni bir yasa değişikliğiyle karşı karşıya kalıyoruz?
Hukuk devletinde kanunların genel, objektif ve istikrarlı olması gerekir. "Hukuki istikrar", "hukuki güvenirlik", "hukuki öngörülebilirlik" şeklinde anayasal ve evrensel prensipler vardır ancak ülkemizde yedi ay önce çıkartılan kanunun tam tersi, kişiye özel kanun çıkartılmak istenmekte, bizim hukuk devleti olmadığımız da bu nedenle artık ortaya çıkmış bulunmaktadır.
"Hukukun üstünlüğü", "kuvvetler ayrılığı", "yargı bağımsızlığı" gibi ilkeler hep iktidarlar hukuka uygun davransınlar diye yüzyıllar içinde oturmuş kavramlardır. Bizde bu kavramların içi tamamen boşaltılmıştır. Son yargı paketlerinin hepsi de HSYK'ya, yargıya, Yargıtaya, Danıştaya müdahale etme amaçlı, yürütmeyle uyumlu yargı yaratma amacını hedefleyen, açılmış ya da açılacak soruşturmalar hakkında iktidar ne düşünüyorsa ona göre hazırlanan paketlerdir. Bütün yargının evrensel hukukun yargısı olması gerekirken iktidarın yargısı olması için en demokratik olmayan yöntemlere başvurulmakta ve yasa değişiklikleri önümüze getirilmektedir. Savunma hakkının kısıtlanması, şüpheli veya sanığın bütün mal varlığına el konulması, somut delil yerine şüphenin yeterli olması, sulh ceza hâkimlerine süper yetkilerin verilmesi, temel hak ve özgürlüklerin tamamen kısıtlanması Orta Çağ'a geri dönmektir.
Sözde demokrasiyle yönetilen ülkemizde yasama, yürütme ve yargının tek bir elde toplanmasını kabul etmek mümkün değildir. Erkler ayrılığı, vatandaşı iktidar karşısında koruyan ve kollayan en önemli araçtır. Sevgili arkadaşlarım daha evvel de söylediler "Bu yargı bir gün herkese lazım olabilir." diye. Onun için, yargıda değişiklik yaparken bir gün hepimize lazım olabileceğini düşünerek o evrensel kuralların, hukuk kurallarının korunması amacımız olmalıdır. Buna göre hareket etme mecburiyetimiz vardır. Bu kadar yetkinin verildiği bir makamın ileride kimlerin elinde, kimleri koruyup yine vatandaşı mağdur edeceğini de hiç düşünmeden değişiklikler yapıyoruz.
Demokrasi, tarafsız ve evrensel hukuk değerleriyle yönetilen bir hukuk devletinden bir gecede kanunlar çıkarılarak orman kanunuyla yönetilen bir hukuk devletine eğrilmemizi kabul etmiyoruz. Bu yanlışlıktan başta dönülmesinin daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Yanlışta diretmeniz bir gün yine başınıza iş açacaktır. Kuvvetler ayrımını ortadan kaldıran, cumhuriyetimizin geleceğini tehdit eden bu gidişatı durdurmak için adalete ve hukukun üstünlüğüne saygılı olmaya ve yargının bağımsızlığını yok edecek uygulamalardan da hepinizi vazgeçmeye çağırıyoruz.
Yargıtay ve Danıştayın teşkilat yapısında sık sık yapılmak istenen değişikliklerle hukukun egemenliğini kurmayı değil, hukuka egemen olmayı sağlamak gibi ahlaki olmayan bir amaca ulaşılmak istenmektedir. AKP'nin dün dediği ve istediği ile bugün dediği ve istediği devamlı çelişmektedir. Dünyanın demokratik hukuk devletlerinin egemen olduğu hiçbir yerde siyasi irade yargı üzerinde böylesi keyfî hareketler yapmamaktadır, bir gün karar alıp ertesi günü bozmamaktadır diyorum.
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)