| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 27.11.2014 |
FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 21'inci maddesi en önemli maddelerinden bir tanesidir. Bu madde, Danıştayda çoğunluğu sağlayabilmek amacıyla 196'ya çıkarılan üyeliklere seçim yapılmasını düzenliyor. Seçim yapıldıktan sonra Başkanlık Kurulu yeni seçilen üyelerle birlikte yeniden teşkil edilecektir. Yeni teşkil edilen Başkanlık Kurulu Danıştayda ihdas edilen yeni dairelerle birlikte bu dairelerdeki iş durumuna göre yeniden bir iş bölümü cetveli hazırlayacaktır yani dosyalar tekrar daireler arasında git-gele başlayacaktır. Belirli dosyaların belirli yerlere gideceğine dair şüphemiz ayrı, onu sonra ifade edeceğiz ama siyasi iradenin etkisi altında ortaya çıkacak olan Başkanlık Kurulu, hangi dosyaya hangi dairenin bakacağını belirlemek gibi tabii hâkimlik ilkesine aykırı bir durum söz konusudur.
Diğer taraftan, bu daireler belli olduktan sonra bu dairelerde hangi üyelerin görev yapacağına da, hangi başkanların görev yapacağına da bu siyasi irade altında teşkil edecek olan Başkanlık Kurulu karar verecektir ve böylece, siyasi iradenin nüfuzu altında bir Danıştay ortaya çıkacaktır.
Danıştay ne iş yapar? İdarenin iş ve işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetler. Dolayısıyla bu demokratik sistemin özüne aykırı, demokratik sistemde siyasi iradeyi, Hükûmeti, iktidarı kontrol etmek, hukuka uygunluğunu denetlemek üzere kurulmuş olan Danıştay, maalesef, siyasi iradenin etkisi altında karar verecek bir kuruluş hâline gelmektedir. Bu, nereden kaynaklanmıştır, niçin böyle bir durum ortaya çıkmıştır? Paralelle mücadele. İşin özü bu; eğri oturalım, doğru konuşalım.
Değerli arkadaşlar, paralelle mücadele yapacaksanız hukuk içerisinde yapın. Hukuka göre, suçların şahsiliği ve kanuniliği ilkesine göre her kim ne suç işlemişse onun cezasını çekin veya onun cezasıyla ilgili yasal yollara müracaat edin ama bunun yerine bir kitleyi esas alarak o kitleye toptancı bir bakış açısıyla, hukukun tüm organlarını, Yargıtayını, Danıştayını, HSYK'sını siyasallaştırarak mücadele vermek demek değildir. Bunun adını "istiklal mücadelesi" koysanız da bu, istiklal mücadelesi değildir; bu, doğrudan doğruya 17-25 Aralık operasyonlarında ortaya çıkarılmış olan delilleri bertaraf etmek ve psikolojik bir algı yaratmak suretiyle bunları sonuçsuz kılmaktır.
17-25 Aralık operasyonlarında ortaya çıkmış olan kasalarda, bavullarda, kutularda, elbise çantaları içerisindeki milyon dolarlar, milyon eurolar bu şekilde ortadan kaldırılamaz. Bu şekilde kaldırmaya kalkışmak da zaten demokratik değerlerle bağdaşmaz. Ancak, siz bunun yanı sıra başka işleri de halletmek istiyorsunuz.
Siz, iktidarınız boyunca, Anayasa'nın 138'inci maddesinde yer alan "Mahkeme kararları yasama, yürütme dâhil, herkesi bağlar." şeklindeki hükmünü askıya aldınız. Askıya alınmış bu hükümle yetinmediniz, aynı zamanda, mahkemelerin vermiş olduğu, yolsuzluklarla ilgili kararlarını ortadan kaldırmak için bu Mecliste kanun çıkardınız. Seydişehir Alüminyum Müessesesinde bonus olarak verilmiş olan Oymapınar Barajı'yla ilgili mahkeme kararını yok etmek için bu Meclisten kanun çıkardınız. Kuşadası Limanında, Çeşme Limanında, SEKA ve TÜPRAŞ'ın yüzde 14 hissesinin özelleştirilmesine ilişkin yolsuzluk belirleyen mahkeme kararlarının uygulanmayacağına dair bu Meclisten kanun çıkardınız. Dolayısıyla, hukukun itibarsızlaştırılmasının yanında Meclisin de itibarsızlaştırılmasına bir adım attınız.
Değerli arkadaşlarım, gelin bundan vazgeçin. Gelin bundan vazgeçin çünkü bu, anayasal ve evrensel değerleri ortadan kaldıran bir kanun teklifidir. Yargının bağımsızlığı, yargının tarafsızlığı, hâkim teminatı gibi insanlığın tarihi boyunca büyük mücadelelerle elde etmiş olduğu o mübarek ve o mukaddes değerleri helak etmenin bir anlamı yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FARUK BAL (Devamla) - Gün gelecek, herkes hesap verecektir, hiç kimse baki değildir. Gelin, gök kubbede hoş bir sedanız olsun. (MHP sıralarından alkışlar)