GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:19
Tarih:26.11.2014

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 655 sıra sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 14'üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş olduğu değişiklik önergesi üzerinde söz aldım. Bu vesileyle tekrar hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, daha önceki konuşmalarımda da vurguladığım gibi, bu madde AKP'nin, ülkenin ihtiyaçlarına göre değil, kendi ihtiyaçları için getirdiği maddelerden bir tanesidir.

Ayrıca, bize göre Anayasa'ya aykırılık içermektedir. Milliyetçi Hareket Partisi bu maddenin Anayasa'ya aykırı olması nedeniyle maddenin metinden çıkarılmasını istemektedir.

Dünyanın hiçbir ülkesinde 196 üyeli Danıştay bulunmamaktadır. AKP, Danıştaydaki daire sayılarını artırarak, orada Danıştayı kendi egemenliği, kendi hükmü altına almaya çalışmaktadır. Bu maddeyle AKP'nin Danıştayda kendi lehine çoğunluğu sağlamak istediği ise açıkça ortadadır. Bu maddeyle AKP, Danıştayı ele geçirmek istemektedir. AKP, bugün kamuda büyük bir kadrolaşma yapmakta, özel sektörde havuzcu işadamları vasıtasıyla kendine yakın olanlara ve aynı zamanda kendilerine menfaat temin etmekte, medyaya müdahale ederek yandaş medya yaratmakta, basını sindirmekte, bu haksızlık, hukuksuzluk ve yolsuzluklar için yürütmeyi ve yürütmenin kontrolündeki yasamayı kullanmaktadır. Bu yolda yürüyebilmek için Türkiye Büyük Millet Meclisine kanun tasarıları getirerek geçirmek istemektedir.

Değerli milletvekilleri, buradan defalarca ifade ettik. Bu haksızlıklar devam ettiği müddetçe biz ifade etmeye devam edeceğiz. Gelin, bu yoldan geri dönün. Bu tutum gelecekte ne ülkemizin ne de sizin menfaatinize değildir. Geliniz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde insanımız ve ülkemiz için daha yararlı, daha faydalı, temel hak ve özgürlükleri daha da ileri götüren, ülkemizin kalkınması, milletimizin refahını sağlayacak diğer işlerle uğraşalım. Başta 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olmak üzere bütün kanunsuzlukları açık ve şeffaf bir şekilde soruşturalım, onların önünü kesmek yerine bunların önünü açalım. Bu, başta ülkemizi yönetenlerin görevidir. Ülkemizi hep beraber bu üçüncü dünya ülkesi görüntüsünden kurtaralım; dünyada tekrar ülkemizi saygın, sözü dinlenir ve sözüne güvenilir bir ülke hâline getirelim. Halkımızı ve birbirimizi kandırmayalım; ülkemizin her bakımdan görüntüsü geri gitmektedir. Hep beraber bu ülkeye hak ettiği itibarı kazandıralım.

Bugün ülkemizin bir bölgesinde devletimizin hâkimiyeti yoktur. Buradaki güvenlik güçlerimizin, vatandaşlarımızın can ve mal güvenlikleri tehlikededir, hâkimiyet bir terör örgütünün elindedir. Her gün devletimizi tehdit etmektedir. Bu, devlet otoritesine ve devlete güvene vurulmuş bir darbedir. Devletimiz birlik ve beraberliğimizi, sınırlarımız içerisinde yaşayan tüm vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamalıdır.

Hep söylüyoruz, burada bir defa daha söyleyeceğiz; bir tarafta, açlık sınırının altında yaşayan yoksul vatandaşları olan, diğer tarafta ise haksız yere zenginleşmiş ve bunun kaynağını izah edemeyen, kaçak saraylarda yaşayan, özel uçakları olan bir lider. Bakın, bu görüntüyü hep birlikte ülkemizin saygınlığı ve yararı için ortadan kaldırmamız gerekir. Bu, Türkiye'ye yakışmayan bir görüntüdür. Herkes bu ak sarayın Recep Tayyip Erdoğan'a özel yapıldığını bilmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı eğer seçilmeseydi, orası bugün Başbakanlık konutuydu, hepiniz bunu biliyorsunuz. Yani orası şahsa özel yapılmıştır. Bunun için hiçbir şekilde izahı yoktur. Ülkemizin dünyaya karşı bu görüntüsünü hep birlikte değiştirelim, ülkemiz demokrasisini daha ileriye taşıyalım. Ülkemiz açısından bu ihtiyacı sadece biz muhalefet milletvekilleri söylemiyoruz, bunu zaman zaman bir Hükûmet üyesi olan Sayın Ali Babacan da ifade etmektedir.

Değerli milletvekilleri, sonuç olarak Mecliste ülkemizin ve milletimizin ihtiyacı olan yasaları görüşelim, ülkemizi her bakımdan ileri götürelim. Yoksa böyle, başta 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzlukların üstünü örtmek, "Devletin birtakım anayasal kurumlarını nasıl ele geçiririz?" diyerek yasalar yapmak kimsenin menfaatine değildir.

Biraz evvel, birkaç madde önce konuşan AKP Grup Başkan Vekili Sayın Ahmet Aydın dedi ki: "Güneydoğu'da biz iktidara geldiğimizde olağanüstü hâl vardı, biz ise bu olağanüstü hâli kaldırarak normalleştirdik." Değerli arkadaşlar, bir olağanüstü hâl niye ilan edilir bir bölgede? Devletin insanımızın can ve mal güvenliğini temin etmesi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Devamla) - ...orada kanun hâkimiyetini sağlamak için. Bütün bunlar ortadan kalkmış, şimdi bir terör örgütüne teslim edilmiş, siz diyorsunuz ki: "Orada olağanüstü hâl yok." Nasıl bir olağanüstü hâl olmaması bu? Ben bunu anlayamıyorum, anlayan varsa da izah edersiniz diyorum. Bu vesileyle tekrar hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)