| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 26.11.2014 |
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Değerli arkadaşlar, 11'inci madde üzerindeki önergemizle ilgili olarak söz aldım. Sizleri öncelikle saygılarımla selamlıyorum.
Aslında, bu düzenlemeler, Sayın Bakanın, sizlerin söylediği, işte, arkadaşlarımızın da ısrarla vurguladığı "Dosyaların çok yoğun olması nedeniyle yeni üyelere ihtiyaç var. İşte, Danıştayda çok sayıda dosya bekliyor, binlerce dosya bekliyor, davalar uzuyor ve vatandaşlarımız mağdur oluyor." gerekçelerini ortadan kaldıran, onları bertaraf eden, onların gerçek olmadığını ortaya koyan düzenlemeler. Çünkü öyle olsa bunlarla zaten, arkadaşlar, ilgilenmemeniz gerekir.
Şimdi, Danıştay -ben burada dün akşam da söyledim- Türkiye'nin en önemli kurumlarından biri, anayasal kurum, Yargıtay da öyle, ikisi de öyle, yüz elli yıllık geçmişleri var. Böyle kurumların yapılarıyla oynamak, onların tüm DNA'larını değiştirmek, işte, onların o yapılarıyla hele hele son üç yıla, dört yıla bakarsak -birazdan hatırlatacağım- o kadar fazla oynamışsınız ki, bunları dosya sayılarıyla, efendim, işte, "Danıştayda yeni üyelere ihtiyaç var." gerekçeleriyle açıklamak mümkün değil, tabii olayın ardında başka bir şey var.
Değerli arkadaşlar, bakın, bu Başkanlık ve Başkanlar Kurulu olayı Danıştayın içerisindeki önemli kurumlar. Danıştay Başkanlığı, Genel Sekreterlik, Başkanlık Kurulu, Başkanlar Kurulu. Bu kurulları son üç yıl içerisinde, özellikle referandumdan sonra, o oluşan HSYK yapısıyla, yani bir önceki HSYK yapısından bahsediyorum, o koalisyondan, yani bugün darbe yapıldığını iddia ettiğiniz o kişilerle beraber koalisyon hâlinde oluşturduğunuz o yapıdan sonra bu, Danıştay içerisindeki Başkanlık, Başkanlar Kuruluyla ilgili o zaman da operasyonlar yapılmıştı. Amaç neydi? Bugünün aynısıydı. Yani Danıştayın... Ben çok iyi hatırlıyorum, bugünün Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan o zaman Başbakanken Danıştayla ilgili ağzından çıkan cümleleri, "Danıştay bizi çıldırtıyordu." demişti, hatırlıyorum, "Danıştay ideolojik kararlar veriyor." demişti -daha önceki tarihlerden bahsediyorum- ve o açıklamaları AKP Grubu adli yılın açılışıyla ilgili törenlerde olduğu gibi, yani oradaki maddeyi kaldırır gibi hemen emir telakki etmişti arkadaşlar. "Ya, bu Danıştay çıldırtıyorsa bizi, efendim, işte, Danıştayın verdiği kararlar bizim istediğimiz gibi değilse ne yapalım? Şunu yapalım: Danıştayın yapısıyla, DNA'larıyla oynayalım ve yapısını değiştirelim." demiştiniz. Hatta, arkadaşlarımız, Bakanlıktakiler öyle işler yapmışlardı ki, tam, böyle, seçimleri 2011 yılının Haziran ayında yaptık, Meclis tatildeydi. Bu ağustos ayında bir 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname çıkarmıştı Hükûmet. O kararnamenin bir 10'uncu maddesi vardı. Şimdi, o maddede, değerli arkadaşlar, Danıştaydaki yapı "Başkanlık Kurulu"ydu zaten. Yani Danıştayda, o Kanun Hükmünde Kararnamede değişiklik yapılmadan evvel zaten bu görevlerin hepsi Başkanlık Kuruluna aitti. Yani bu daireler içerisindeki görevlendirmeleri yapmak, dairelerin hangi davalara bakacağını, işte, bu dairelerin içerisindeki üyeler nerelere gidecek, acil durumlarda Başkan dâhil üyeleri başka yerlere görevlendirme gibi yetkiler zaten Başkanlık Kurulundaydı.
O 2011 Ağustosunda kalktınız, "Başkanlar Kurulu"nu aldınız. Yani Kanun Hükmünde Kararnameyle alındı. Niye alındı? O Başkanlık Kurulu istediğiniz yapı değildi. İşte, çıldırtan kararlar falan veren o Danıştayı değiştirmeye müsait değildi. Başkanlar Kurulu... "Ah, biz bunu -işte o gün yeni Danıştay üyeleri de seçilmişti, sayı da artmıştı, 95'ten 156'ya çıkmıştı-yeni Başkanlık Kuruluyla hallederiz." demiştiniz. Onu Anayasa Mahkemesi iptal etmişti. İptal ettikten sonra 2012'de yine "Başkanlar Kurulu" olarak kaldı ama "Başkanlık Kurulu"ydu. Şimdi, bugün ne yapıyorsunuz biliyor musunuz değerli arkadaşlar? O "Başkanlık Kurulu" tekrar geri geliyor. Yani beğenmediğiniz "Başkanlık Kurulu", "Başkanlar Kurulu" yaptığınız kurul tekrar "Başkanlık Kurulu" olarak geriye geliyor ve buradaki tüm görevler bu Başkanlık Kuruluna verilecek.
Şimdi, bunun hangi amaçla olduğunu zaten biliyoruz. "Danıştayın içerisindeki mevcut yapıyı ancak böyle kontrol edebiliriz ya da değiştirebiliriz." düşüncesi var. Baktım önergelere -sanıyorum 13'üncü maddede yeni bir önerge daha var- idari dava daireleri kuruluyla ilgili de yeni bir önerge geliyor.
Yani değerli arkadaşlar, Danıştay Danıştay olalı -ben hep bunu söylüyorum- böyle zulüm, böyle işkence görmemiştir. Bakın, ben içindeyim, arkadaşlarımız da içinde. Benim anlattıklarımın birçoğunu siz de anlamıyorsunuz. Başkanlık Kurulu, Başkanlar Kurulu, İdari Dava Daireleri Kurulu... Ya, böyle uğraşılır mı kurumlarla!
Şimdi, Sayın İyimaya orada yok. Gerçi buradaydı. Sayın Bakan da orada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURGUT DİBEK (Devamla) - Arkadaşlar, kanunları, normları çıkarırız ama kurumların yapısıyla böyle uğraşmayın. Bence bu son olsun, yapacaksınız belli yani bunları geçireceksiniz ama bundan sonra olmasın arkadaşlar. Zaten üç dönemlik arkadaşlar var, Sayın Bakan da üç dönem, bundan sonra da yok yani bu üç dönemi tamamlayan arkadaşlarımız, bunlar iyi anılsınlar, buradan gittikleri zaman iyi anılsınlar. (CHP sıralarından alkışlar)