GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:19
Tarih:26.11.2014

DEMİR ÇELİK (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, tartıştığımız, konuştuğumuz bir yargı paketi ve torba yasayla geçirmek durumunda kaldığımız, üzerinde yoğunlukla tartışmaya muhtaç olduğumuz bir konu. Bu konuya ilaveten, günümüzün ve gündemimizin önemli konularından birini sizlerin de dikkatine sunmak istiyorum.

Son günlerde, özellikle AKP Hükûmeti, gündemi değiştirmek, gündemle birlikte yaklaşan seçimlere pragmatist yaklaştığından kaynaklı, günümüzün çözümsüz kalan bir kısım sorunlarına neşter atarmış gibi davranarak çözüm umudunu yeniden tazelemek istiyor. Her zaman yaptığı gibi, tüccar olmanın büyük ve kazandırıcı özelliklerini esirgemeden, sokaktaki Ayşe'nin, Ahmet'in, Mehmet'in ya da Ayşe Teyze'nin, Emine Hala'nın problemlerini çözermiş gibi görünüp çözümsüz bırakmak alışkanlığı, olası ihtimalleri gölgeleyen bir noktadadır.

Aleviler, bizim Türkiye dediğimiz ülkenin eşit, özgür vatandaşları olmasına karşın, 76 milyonun içerisinde 15 milyon civarında homojen olmasa bile heterojen kimlik denilen varlıklarını yıllardır sürdürüyor olmasına karşın onların ne inançsal ne ibadet noktasında ne de eşit, özgür vatandaşlıktan ileri gelen haklarını düşünmüyoruz, düşünmek istemiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı dile getirdi, yetinmedi, üzerine Sayın Başbakan dillendirdi. Hatta Dersim'e giderek sorunu çözecekmiş gibi bir beklenti içerisine insanları soktu ama her zamanki gibi çözümsüz kalan, yine tarihin ertelenmiş sorunlarından biri olmakla bizi karşı karşıya bıraktırmıştır.

Din, 3 semavi din başta olmak üzere, insanlığın hiyerarşiye karşı, adaletsizliğe karşı, tahakküme karşı, sömürüye karşı, baskıya karşı adalet arayışıdır, özgürlük arayışıdır, eşitlik arayışıdır. Din, insanın iyiye, güzele, doğruya erişmesinin temel yollarından biridir. Ama dinlerin devlet dini olmaya başladığından beri adalet, eşitlik, özgürlük sağlayan değil eşitlik ve özgürlükten mahrum bıraktıran bir noktada kalmışlardır. Yetinmemişlerdir, iyiyi, güzeli, doğruyu unutmuş her şeyi ama her şeyi merkez için, iktidar için biriktirilmeye muhtaç konular olarak görmüşlerdir.

Din, eğer iyiye, güzele, doğruya erişmekse Alevilik de bu inançlardan birisiyse devlet bu inancı engelleyen, öteleyen, baskılayan bir noktadan soruna yaklaşmamalıydı. Aleviler, bu toplumun ve bu ülkenin kadim inançlarındansa bu inancı sürdüren Türk, Kürt, Arap Alevisi gibi bir realite, bir gerçeklik söz konusuysa onların da bu temel ihtiyaçlarını karşılayan noktadan yaklaşmak durumundayız. O nedenle Adalet Bakanı, bu reformu getirmişken Alevilerin kendi kendisini yönetme statüsünü de içeren bir kapsamda olmalıydı. Cemevleri ibadethane seçilmeli, ibadethane olarak yasal güvenceye kavuşturulmalıydı, din dersleri mecburi olmaktan çıkarılmalıydı ve devlet dini ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, cinsi ne olursa olsun herkese, her kesime nötr olmalıydı. Nötr olması gereken devlet, hukuk devletidir ama görünen o ki Türkiye Cumhuriyeti devleti bundan nasibini almama ısrarında devam ediyor.

Bugün Diyanet dediğimiz kurum, 5 bakanlığın üzerinde bir bütçeye sahipse bu 5 bakanlığın ötesinde; eğitim, sağlık ve benzeri bakanlıklardan da pay alabilme hakkına sahipken Aleviler kendi ibadethanelerini hâlâ özgürce kullanamıyorsa, imamlarını, dedelerini ya da ocak sahipleriyle ilgili ilişkiyi yasak ve günah olarak devlet hâlâ onlara reva görüyorsa bu ayıbı kaldırmak herkesten ve her şeyden önce halkın iradesi olan bu Meclisin görevidir. Meclis bu sorunları çözmeyecekse, bu sorunları çözme iradesi göstermeyecekse toplum nezdinde de hak ettiği temsiliyeti, iradi temsiliyeti gösteremeyecek demektir. O nedenle, ertelenemez bir noktada iki yıldır çözemediğimiz, çözümden yana görünüyormuş gibi görünüp Kürt sorununu barışçıl demokratik çözümde nasıl ki başaramadık, Alevi sorununu da çözemeyeceğimizin açığa çıktığı bugünlerde çözüm bizden geçiyor, halklardan, inançlardan, toplumun sivil demokratik örgütünden geçiyor diyor, saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)