| Konu: | Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 18 |
| Tarih: | 25.11.2014 |
CHP GRUBU ADINA TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Teklifin birinci bölümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Öncelikle, saygılarımla selamlıyorum sizleri değerli arkadaşlar.
Şimdi, Sayın Bakanın -az önce dinlerken- aslında çok büyük ihtiyaç olduğunu bu maddelere, işte, teklifteki değişikliklere ve sanki bunların birkaç ay evvel yani aylık değişikliklerle önümüze gelmediğini ama önümüzdeki günlerde, geçen sürede de bu değişikliklere çok büyük ihtiyaç olduğunu ve yararlı olacağını belirten birtakım açıklamalarını izledik, dinledik daha doğrusu, yerimden ben de. Aslında, ne olduğunu biliyoruz değerli arkadaşlar. Komisyonda ben, diğer arkadaşlarımız bu konuda saatlerce konuştuk. Ben de az önce aldım konuşmalarımı, sayfalarca konuşmam var. Ne olduğu belli, ne olduğu biliniyor.
Şimdi, bu yeni bir olay da değil yani son yıllarda -ben iki dönemdir burada, Komisyonda arkadaşlarımla çalışıyorum- bir alışkanlık hâline geldi. Şimdi, değişiklikler artık tasarı olarak da gelmiyor. Bakın, bu güvenlik paketini tasarı olarak Hükûmet getirdi. Bilmiyorum, onu da herhâlde yılbaşından sonra görüşeceksiniz veya görüşülecek ama bir tasarı olarak geldi. Niye? Tasarı olarak gelince biraz enine boyuna incelendi, belki belli yerlerden görüşler alındı ama bu teklif olarak geldi. Ve teklifi veren arkadaşlarımız -onlar da çok iyi biliyorlar ki- aylar evvel de bu tekliflerin tam tersini vermişlerdi. O gün onları dinlerken biz yine bugün söylediklerimizi aslında söylüyorduk, biz ilkesel bakıyoruz. Hukuk devletinin gereklerini, objektif hukukun gereklerini, işte, evrensel hukukun gereklerini orada da söyledik, Türkiye'nin geçmişinden gelen birikimlerini, kurumlarla bu kadar kesinlikle oynanmaması gerektiğini orada anlatmaya çalıştık. Yani, bir koalisyon var, bir koalisyon oluyor HSYK yapısında, o koalisyona göre buraya, önümüze teklifler geliyor; o koalisyon bozuluyor, efendim yeni bir koalisyon oluşuyor, ona göre teklifler geliyor. Yargıtayın, Danıştayın yapısı altüst ediliyor. Bunların olmaması gerektiğini anlattık Komisyonda ama sayısal çoğunlukla iktidar maalesef bunu alışkanlık hâline getirdi.
Şimdi, bunu yaparken şu gerekçeye dayanıyorlar, diyorlar ki: "Yargı mevzuatında değişikliğe ihtiyaç var, bazı maddeleri değiştirmemiz lazım." Ama değerli arkadaşlar, esas tehlikeli olan şu, Sayın Bakan da çok iyi biliyor bunu: Bunu yaparken, işte, konjonktürel bir süreç içerisinde neyle karşılaşıldıysa onları bu tekliflerin içerisine koyuyorlar, burada olduğu gibi. Daha kötüsü şu oluyor: Kişisel birtakım teklifler var, daha doğrusu kişisel birtakım düzenlemeler var. Yani, 17 Aralık, 25 Aralık yolsuzluk sürecini düşündüğümüzde, o sürecin içerisinde yer alan kişileri, iktidara yakın olan kişileri koruyan, kollayan ya da onların hukuktan kurtarılmasını, yargıdan kurtarılmasını sağlayan birtakım düzenlemeler yapıldı geçmişte de. Şimdi de bu paketin içerisine, bu teklifin içerisine yine kişisel düzenlemeler, yine yargı mevzuatının dışında gizlenerek konan maalesef maddeler var. Önce bunları genel olarak belirtmek istiyorum.
Maddelere girdiğimizde, birinci bölüm içerisinde, tabii, ilk 5-6 madde noterlerle ilgili madde. Yani, onları Sayın Bakan da söyledi, sizler de belki söyleyeceksiniz, ihtiyaçtır, geçmişten gelen veya noterlerin de talepleri doğrultusunda olabilir ama onun dışında, değerli arkadaşlar, burada söylenen, işte teklifin kaçıncı maddesi, 8'inci maddesi sanıyorum, idari yargıdaki görev yapan hâkim ve savcılarla ilgili olarak getirilmeye çalışılan düzenleme, az önce söylediğim nitelikte olan bir düzenleme. Yani, bunu Komisyonda da konuşmuştuk, Danıştayda ve idari yargıda görev yapan ve hukuk fakültesi mezunu olmayan hâkim, savcılara, onlara özel bir düzenleme getiriliyor. Aslında, Anayasa'ya aykırı bir düzenleme geliyor, eşitlik kuralına aykırı bir düzenleme geliyor. Niye geldiğini orada da sorduk. Aslında, kötü olan şey şu oldu: Komisyonda tüm partiler -iktidar, muhalefet olmak üzere bizler- o önergeyi reddettik, iktidar partisi milletvekilleri de reddetti, sizler de reddettiniz o düzenlemeyi ama gelin görün ki -7'nci maddeymiş teklifteki- tüm maddeler görüşüldükten sonra, Sayın Bakan ısrarla, sizlerin iradesine, Komisyon iradesine rağmen, o teklifin tekrar tekriri müzakereyle görüşülmesini talep etti, kendisi yoktu, yardımcısı oradaydı, Bakan Yardımcısı oradaydı, onun vasıtasıyla onu talep etti ve ne acıdır, ne yazıktır ki bizim Komisyon olarak reddettiğimiz, iktidar partisi milletvekillerinin de çoğunun reddettiği o değişikliği, o yürütmeden gelen taleple, baskıyla, arkadaşlar, kabul etmek zorunda kaldınız. Anayasa'ya aykırıdır o madde, 10'uncu maddeye çok açık bir şekilde aykırıdır. 650'ye yakın hâkim ve savcıdan bahsetti Sayın Bakan.
Nedir olay değerli arkadaşlar? Şimdi, 65 yaşına kadar hâkimlik ve savcılık yapma hakları var mı onların Sayın Bakan? Var, o görevi yapıyorlar. Hukuk fakültesi mezunu olsalar ne olur olmasalar ne olur? O görevi yapıyorlar. 65 yaşından sonra bu hakkı onlara, binlerce genç öğrencinin, tamam onların belki ÖSYM'deki kontenjanlarında bir eksilme olmuyor, bunu savunma olarak getiriyor arkadaşlar, ilave ediliyor ama onlar meslek hayatına atıldıklarında onların önünü kapatacak -az önce burada noterlikle ilgili de bir kaygı çıktı ama- yüzlerce idari hâkim hukuk fakültesine sınavsız girecek, devam zorunluluğu olmayacak, birtakım fark derslerini verecekler ve sonra mezun olacaklar ve emekli olduklarında da kendilerine herhangi bir baroya kayıt olmak şartıyla avukatlık ruhsatı verilecek ve belki de noter olarak da noterlik belgelerini de alacaklar.
Bu düzenleme, belli kesime yapılmış olan özel düzenlemedir, bu paketin içerisinden maddeler geldiğinde mutlaka çıkması gerekir değerli arkadaşlar.
Birinci bölümde Danıştayla ilgili maddeler var, aynı, benzer maddeler Yargıtayda da var.
Bakın, bu Danıştayı ben başından beri takip ediyorum yani yıllardır Adalet Komisyonunda yer almam nedeniyle ve bütçe görüşmelerinde de genelde Danıştay üzerinde burada söz aldım ve dolayısıyla Danıştayın yapısını takip etme fırsatım oldu. Şimdi, Danıştayda 2010 referandumundan önce arkadaşlar, 95 üye vardı; Danıştay, idari yargıda yüz elli yıllık bir üst mahkeme, anayasal kurum ve Osmanlıdan geliyor, yüz elli yıllık bir kurum. Yani o kurumu altüst ettik, altüst ettiniz. 95 üye bugün 156 üye; bu değişikliği eğer geçirirseniz üye sayısı 195 olacak. Dünyanın hiçbir yerinde idari yargıda bir temyiz makamı, içtihat makamının böyle bir sayısı olmaz. Ama bunu niye yaptığınızı, zaten yapmak istediğinizi az önce söyledim. Yani koalisyon bozuldu, "Bize darbe yapıldı." diyorsunuz, yeni bir koalisyon yapısı oluştu HSYK'da, o HSYK yapısıyla "Biz işte, Danıştayda bu, efendim, cemaat ekibini seyrelterek, yani sayıyı artırarak, onları etkisiz hâle getirerek Danıştaydaki süreci acaba kendi lehimize tamamlayabilir miyiz?" saikiyle, nedeniyle yapılıyor. Ve orada, çok acıdır, Başkanlık Kurulu, Başkanlar Kurulu diye iki tane makam var; onlarla pinpon topu gibi bir oraya, bir oraya oynadınız. Bakın, onlar, sanıyorum Şubat 2011 olması lazım, 6110 sayılı Yasa'da -kaçıncı paketti, üçüncü paket miydi, şimdi tam hatırlamıyorum ama- bu yetkiler, değerli arkadaşlar, Başkanlar Kurulundaydı daha önce, Başkanlar Kurulundaydı... Pardon, Başkanlık Kurulundaydı o yasayla Başkanlar Kuruluna verdiniz. Yani çünkü karışık bir olay. Başkanlık Kurulu 7 kişiden oluşan bir kurul, küçük bir kurul; Başkanlar Kurulu, Danıştay Başkanı ve tüm üyeleriyle oluşuyor. Baktınız ki, orada 7 kişilik kurulla biz bu yapıyı düzeltebilir miyiz? Tüm yetkileri -pardon, Başkan, ben de karıştırdım şimdi- Başkanlık Kurulundan Başkanlar Kuruluna verdiniz. Daha sonra bu yetkileri, Başkanlar Kurulunun kullandığı yetkileri, kalktınız, şimdi, tekrar Başkanlık Kuruluna getiriyorsunuz. Yani biz dahi içinden çıkamaz hâldeyiz değerli arkadaşlar, o hâle geldi. Şimdi, o Başkanlık Kurulu 2013'te seçilmişti, iki yıllık görev süreleri var, mevcut görev süreleriyle Danıştaydaki sayı arttıktan sonra yepyeni bir düzenlemeye gidecekler, tüm daireleri değiştirecekler. İşte, dairelerdeki üyeleri değiştirecekler, dairelerin görev alanlarını değiştirecekler ve bu yapıyı 7 kişi orada yapacak. Yani, bu maddeler onu içeriyor. Sayın Bakan "İhtiyaç var." diyor, dosyalardan bahsediyor. Hiç de öyle değil. Yani, bu dosyalardan bahsediyor, burada almıştım çünkü... Süre de kısalıyor, geçiyor, belki maddelerde kalan kısımlarından bahsedeceğim.
Şimdi, değişiklikleri yapıyorsunuz süreç içerisinde. Sayın Bakan "uyarlama" dediğimiz bir olay var. Dosyalar Yargıtayın önüne geliyor, dosyalara bakmadan mevzuatta maddeler değişiyor, hiç bakmadan dosyaları geri gönderiyor; binlerce, yüz binlerce dosyayı geri gönderiyor. O dosyalar yerel mahkemeden bir daha kararla geri geliyor. Acaba bu sayıların kaçı öyle diye merak ettim, onunla ilgili bir çalışma varsa... Yani, Yargıtaya geldi, gitti, bir daha geldi. Böyle çok sayıda dosya var. Yani, sorun dosya sayısı değil. Koalisyon yeni bir yapı. HSYK yapısından sonra bu yeni düzenlemeyle Danıştay ve Yargıtayda yeni bir düzenlemeye gidiliyor.
Maddelerde tekrar bu konuları değerlendireceğim. (CHP sıralarından alkışlar)