GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:17
Tarih:20.11.2014

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 10'uncu maddeye kadar İstanbul Tahkim Merkezinin Genel Kurulu AKP'nin istediği şekilde teşkil edildi, yönetim kurulu AKP'nin istediği şekilde teşkil edildi ve bu merkezin genel kurulunu ve yönetim kurulunu yaptığı iş ve işlemler nedeniyle denetleyecek olan 10'uncu maddeyle ilgili olmak üzere söz aldım. Yüce heyeti bir kez daha selamlıyorum.

Neyi denetleyecek denetim kurulu? Genel kurulun yetki vermiş olduğu, genel kurulun görev vermiş olduğu alanlarda yönetim kurulunu denetleyecek. Zaten, Ali'nin takke, Veli'nin takke birbirine girecek ve sandalye paylaşımı şeklinde oluşacak 25 kişilik genel kurul içerisinde birbirinin eşi dostu, akrabası ama ortak paydası AKP yandaşı olarak oluşturulan genel kurulun içinden seçilecek olan denetçilerin hakkıyla görevini yapabileceğine inanmıyoruz. Ancak, buna rağmen, hiç olmazsa hukukun gerektirdiği şekilde bir denetim organı oluşsun diye önceden verilen talimatlarla kaldırılacak parmaklara göre değil, belki içinden oy oranı itibarıyla, oy sayısı itibarıyla farklı bir sonuç çıkabilir ümidiyle denetim kurulu üyelerinin genel kurulda alacakları oy sıralamasına göre seçileceğine ilişkin verdiğimiz önergeyi reddedeceksiniz. "Reddedeceğinizi bilerek niye bu önergeyi verdiniz?" diye bir sual de akla gelecektir. Elbette burada sizin yaptığınız işlerin yanlışını hiç olmazsa kayda geçirmek bizim görevimiz. Hiç olmazsa Meclis zabıtlarını ileride, 2010 tarihinde yaptığınız Anayasa değişikliğiyle Türkiye'yi nasıl belalara sürüklemiş olduğunuzu, yargıyı nasıl siyasallaştırdığınızı, nasıl partileştirdiğinizi kendiniz de anladınız, şimdi İstanbul Tahkim Merkeziyle özel hukuk alanında hukuki ve ticari ihtilafların çözümünde de nasıl bir partizanca merkez kurduğunuzu bu şekilde ilerde okuyanlar, anlayanlar, araştıranlar hiç olmazsa araştırsınlar.

Değerli arkadaşlarım, işte o 2010'un ruhu bu tasarının içerisindedir, 2010 anayasa değişikliğinin ruhu bu tasarı içerisindedir. O ruh, kurulacak olan İstanbul Tahkim Merkezine parti kimliğini, parti ruhunu aynen yansıtmaktır. Bu yansıtılınca ne olacaktır? Yargının bu alanı, özel hukuk alanı ve buradaki Tahkim Kurulu doğrudan siyasi otoritenin rengi ve onun kontrolü altında hissedilecektir. Dolayısıyla adına "bağımsız" da deseniz, adına "tarafsız" da deseniz bu öyle anlaşılmayacaktır. Niçin? Kendi eliyle Türkiye'de banka batıran bir Hükûmetin idare ettiği yargı acaba bağımsız ve tarafsız olabilir mi? Hangi finans çevresi Türkiye'ye gelir de Hükûmet eliyle batırılan bankanın bulunduğu bir finans alanının ve bunu kontrol edebilecek olan hukuk alanının bağımsız ve tarafsız olduğuna inanabilir? Hükûmetin başının, yani Başbakanın doğrudan "Kamu düzenini sağlayamıyoruz." dediği bir ülkede hiç güvenilirlik, hukuki güvenilirlik olabilir mi? İçişleri Bakanının "Alan hâkimiyetini kaybettik terör örgütüne karşı." ikrarının bulunduğu bir ülke acaba hukuki açıdan güvenli ve o hukuk kurumunun da bağımsız ve tarafsız olduğuna inanılabilir mi?

İşte bu düşüncelerle önergemize destek verilmeyeceğini bile bile düşüncelerimizi sizlerle paylaşıyor ve yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)