GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubunun, Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından, Türkiye'de çocuk hakları kapsamında alınacak önlemlerin ve yapılacak yasal düzenlemelerin belirlenmesi amacıyla 20/11/2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20 Kasım 2014 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:17
Tarih:20.11.2014

HAKAN ÇAVUŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Türkiye'de çocuk hakları kapsamında alınacak önlemlerin ve yapılacak yasal düzenlemelerin belirlenmesi amacıyla HDP tarafından verilen grup önerisi aleyhinde söz aldım. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, bugün 20 Kasım Çocuk Hakları münasebetiyle bütün dünya çocuklarının bugününü tebrik ediyorum ve kutluyorum.

Sayın milletvekilleri, ben kürsüye grubumuzun ikinci konuşmacısı olarak çıktım. Biraz evvel Sayın Nurdan Şanlı hükûmetlerimiz döneminde uygulamış olduğumuz politikaları ve yapmış olduğumuz icraatları bu derece sarih bir şekilde anlatmaya çalıştı ve ne yazık ki on dakikalık süresi bunların tamamını anlatmaya yetmedi. Ben de onun eksik bıraktıklarını ya da yetiştiremediklerini anlatmakla iktifa edeceğim. Belki -anlaşılmayanların olduğunu diğer hatibin konuşmasından burada gördük- tekrarda da fayda vardır diye düşünüyorum, birkaç hususu da tekrar edebilirim.

Değerli milletvekilleri, biz AK PARTİ olarak çocuklarımızı her zaman geleceğin güvencesi olarak görüyor ve onlara mutlu, güvenli ve aydınlık bir gelecek hazırlanmasına özel bir önem atfediyoruz. Bu bağlamda çocuğun korunmasında aile ve devletin yükümlülükleri Anayasa'mızla güvence altına da alınmıştır. Çocukların yetiştirilmesi, eğitimi, sağlığı, ailenin korunması gibi konular Hükûmet programlarında özellikle vurgulanmıştır. On iki yıldan bu yana Hükûmet eden bir partinin çocuk haklarıyla ilgili olarak, çocuklarla ilgili olarak yapmış olduğu icraatlar, faaliyetler ortadadır, yapılmıştır, dolayısıyla Hükûmet programlarında yer verme şansımız olduğu için bunlara parti politikaları bakımından da yer veriyoruz ama Hükûmet programlarında özellikle altını çizerek vermiş olduk. Arkadaşlarımızın Hükûmet programlarımızı bu manada tekrardan gözden geçirmelerinde kendilerinin de istifade edeceği noktalar bulunduğunu ifade etmek istiyorum.

Değerli kardeşlerim, değerli arkadaşlarım; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 10'uncu maddesinde çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirlerin eşitlik ilkesine aykırı sayılamayacağı hüküm altına alınmıştır. Burada, anlaşılacağı gibi, çocuklar için pozitif bir ayrımcılık söz konusudur. Biliyorsunuz, bunu da 2010 Anayasa referandumuyla ülkemizin gündemine getirmiş ve yasalaştırma sürecini hep birlikte sağlamış idik. Diğer taraftan, gene çocukların korunmasına ilişkin olarak, ailenin korunması ve çocuk haklarıyla ilgili 41'inci madde hükmü aile ve çocuğa verilen önemin dayanaklarından bir tanesidir.

Toplumun en hassas kesimini oluşturan çocukların hakları ulusal ve uluslararası gündemde yer almaya devam etmekte olup Hükûmetimizce çocukla ilgili politika ve uygulamalar da yakından takip edilmektedir. Bu çerçevede ülkemiz tarafından onaylanan Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi Anayasa'mızın 90'ıncı maddesi gereğince temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşme olması nedeniyle üç hukukumuzun da önündedir. Yine, 2005 yılına yürürlüğe giren 5295 sayılı Çocuk Koruma Kanunu da çocuklara ilişkin temel normları içeren bir düzenlemedir. Bunun yanı sıra Hükûmetimiz, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne Ek, Çocukların Silahlı Çatışmalara Dâhil Olmaları Konusunda İhtiyari Protokol'ü de 2004 yılında onaylayarak yürürlüğe sokmuştur. Türkiye, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesine bireysel başvuruları değerlendirme imkânı sağlayacak olan Bireysel Bildirimlere İlişkin Ek İhtiyari Protokol'ü de imzalamış olup onay sürecindedir.

Öte yandan, 18 yaşından küçükler genel sağlık sigortası kapsamına alınarak tüm çocuklara sağlık güvenliği sağlanmıştır, bu da önemli bir düzenlemedir. Gerçekten de genel sağlık sigortası kapsamında çocuklara getirilen bu imkân nenden acaba önceki dönemlerde hiç düşünülmemiştir, bu da düşündürücüdür. Bu durum, özellikle, bu genel sağlık sigortası kapsamına alınan çocukların özellikle prematüre doğumlarda farklı bir önem arz etmektedir. Zira bu çocukların, prematüre doğan çocukların günlük sağlık giderleri 2 bin liranın üzerindedir değerli arkadaşlar.

Yine, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi doğrultusunda 18 yaşının bitirmemiş herkesin çocuk sayılması düzenlemesi yapılmış ve çocuk mahkemelerinin görev alanıyla ilgili istisnalar da kaldırılarak çocuk mahkemelerinin dışında yargılamanın önüne geçilmiştir.

2005/5 sayılı Başbakanlık Genelgesi'yle Türkiye genelinde uygulamaya konulan sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan çocuklara yönelik hizmet modeli çerçevesinde, sokakta yaşayan ve/veya çalıştırılan, dilendirilen, madde kullanan çocukların sokaktan çekilerek örgün veya mesleki eğitime yönlendirilmeleri, madde bağımlılığı tedavilerinin yapılması, barınma, beslenme, giyim, sağlık, eğitim ve benzeri tüm ihtiyaçlarının karşılanması, toplumla yeniden bütünleştirilmesi sağlanmaktadır.

Çocuk hakları alanındaki ulusal ve uluslararası düzenlemelerin yanında ülkemizde eğitim, sağlık gibi hizmetler çocuklara ücretsiz olarak sunulmaktadır, bundan zaten bahsettim.

Yenidoğan yoğun bakım üniteleri kurularak, kurulması ve yürütülmesi çok zor olan bu üniteler Sağlık Bakanlığı tarafından hizmete sunulmuştur ve hizmet verilmeye devam etmektedir.

Örneğin, eğitim konusunda yapılan çalışmalarla birlikte 2011-2012 ve 2012-2013 eğitim dönemleri arasında okula gitme oranı tüm eğitim kademelerinde artarak ilköğretim ilk dört yılı için yüzde 99'a, ikinci dört yılı için yüzde 93'e, orta öğretim için ise yüzde 70'e yükselmiştir. Değerli arkadaşlar, ilköğretimde okullaşma oranı yüzde 99,6'a çıkmıştır. Orta öğretimde toplumsal cinsiyet farklılığı 1,5'ten 1,2'ye düşerken okullaşma oranı artan uzaktan eğitim sayesinde yüzde 6 civarından, artış göstererek yüzde 76,7'ye ulaşmıştır. Öte yandan özellikle ekonomik nedenlerle kuruluşlarda koruma altında bulunan çocukların ailelerine destek sağlanarak çocukların ailelerinin yanına dönüşü de sağlanmıştır.

Sayın milletvekilleri, bahsettiğim gibi sözlerimin başında burada grubumuzun ikinci konuşmacısı olarak bulunuyorum. İlk on dakikalık zaman diliminde sayın milletvekili arkadaşımın yetiştiremediği icraatlarımızı bir bir burada saymaya devam ettim. Şimdilik bunları saymış olmakla yetineyim, iktifa edeyim ancak bir hususun altını burada özellikle ifade etmek istiyorum.

Arkadaşlar, Türkiye'mizde sorun olarak ortaya çıkan, karşımıza çıkan en önemli hususlardan bir tanesi de çocukların bazen ideolojik payanda olarak kullanılması, bazen de çocuk olmalarının cezai ehliyetlerinden verilen birtakım avantajların payanda olarak kullanılması ve çocukların sürekli bu noktada kaos ortamlarında ve suç ortamlarında öne itilmesidir. Aslında bu manada bütün partilerin ortak bir şekilde hareket etmesi çocuklarımızın, toplumuzun ve neslimizin geleceği açısından çok önemlidir.

Değerli arkadaşlar, AK PARTİ'nin siyasi perspektifi bellidir. AK PARTİ gelecek seçimlere değil, gelecek nesillere yatırım yapan bir partidir. Gelecek nesilleri de çocuklarımız teşkil etmektedir. Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Meclisteki gündemimiz nedeniyle HDP grup önerisi aleyhinde olduğumuzu belirtiyorum.

Hepinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)