| Konu: | İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 19.11.2014 |
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
6'ncı maddeyle ilgili olarak verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Öncelikle saygılarımla selamlıyorum sizleri.
Değerli arkadaşlar, şimdi bu tasarıyı burada görüşüyoruz ama Sayın Bakan yukarıda, Plan Bütçe Komisyonunda. Öyle bir çakışma var. Yani az önce de konuştuk; şimdi biz yukarıya gidemiyoruz, Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülüyor Plan Bütçede ve Sayın Bakan burada yok. Yani bunu yarın görüşsek ne olurdu? Yani böyle de bir gayriciddi görüşme ortamı içerisindeyiz. Tamam, orada bir bakan var ama Adalet Bakanının burada olması lazım veya bizlerin Adalet Komisyonu üyeleri olarak Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülürken yukarıda olma hakkının olması gerekir diye düşünüyorum, öncelikle bunu belirteyim.
Değerli arkadaşlar, bu madde, Sayın Bal'ın da belirttiği gibi gerçekten tasarının en önemli maddesi. Şimdi, ben bölüm üzerinde konuşurken de söylemeye çalıştım. Gerekçeniz var, açın okuyun. Yani şu sıra sayısının içerisindeki gerekçeye baktığınızda, bizzat sizler, tasarıyı hazırlayan Bakanlar Kurulu, Hükûmet diyor ki: "Özerk, bağımsız bir tahkim merkezi kuracağız." Onun da koşullarını yazmışsınız buraya, nasıl özerk olacak, nasıl bağımsız olacak.
Değerli arkadaşlar, bu yapıyla... Çünkü genel kurul, bu teşkilatın, tahkim teşkilatının ana kademesi, oradan aşağıya doğru geliyor; genel kurul yönetim kurulunu seçecek, denetçileri seçecek, işte yönetim kurulu da daha sonra bu millî tahkim, uluslararası tahkim divanlarını seçecek, artı, genel sekreteri, genel sekreter yardımcılarını seçecek ama işin özü bu.
Şimdi bakıyorum, nasıl özerk olacak, nasıl bağımsız olacak? Bunu görünce o zaman aklıma şu geliyor değerli arkadaşlar: Sizin niyetiniz Türkiye'de bir tahkim merkezi kurulması mı? Bu tahkim merkezini, gerçekten dünyadaki diğer örnekleriyle eş değer bir hâlde bir çekim merkezi olarak yabancı unsurların da Türkiye'de, işte, sorunları çözmek adına buraya gelip alıcı olmalarını sağlamak mı ya da "Hayır kardeşim, bizim yabancılarla işimiz yok, biz Türkiye'deki, bizim yurt içindeki kendi şirketlerimizin -yani Türk şirketlerinin- kamuyla ya da burada sayılan kurumlarla ihtilaflarında bir ayrı seçenek kuralım." mı diye düşünüyorsunuz?
Bunu şöyle açayım: Şimdi, HSYK yapısında biz bu mantığı gördük. Bakın, 2010'dan bu yana HSYK'yı ne hâle getirdiniz, sizler dahi içinden çıkamıyorsunuz. Haftaya yeni bir paket gelecek, orada da görüşeceğiz. Danıştay ve Yargıtay, aynı anlayış, aynı mantık. Arkadaşlar, bugün Yargıtay 500 kişiyi geçti, 500 kişi. 515 olacak bu son tekliften sonra, onları oturtacak Yargıtayda nerede yer bulacaksınız merak ediyorum. Danıştay, dünyanın neresinde 200 kişilik Danıştay olur? 200 kişi oluyor Danıştay, 195 ya da 196 kişi oluyor. Oradaki mantığı buraya getiriyorsunuz, diyorsunuz ki: "Her şeyi biz kontrol edelim." Burada da bir yargılama kurumu var, yargılama makamı oluşacak çünkü bir ihtilaf çözüm merkezi olacak, alternatif olacak ama "Burayı da biz oluşturalım, burayı da biz kontrol edelim." Genel Kurula öyle katılımcılar belirlemişsiniz ki en az yarısı, ne yarısı, ben Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinden gelecek 6 kişinin de kim olacağını üç aşağı beş yukarı görüyorum, bakıyorum ama onun dışındaki kurumlardan, kuruluşlardan gelecek olanlar da doğrudan sizin düşündüğünüz, istediğiniz, arzu ettiğiniz kişiler olacak. Burada bir tek tehlike olarak Barolar Birliğini görmüşsünüz. Orada da en hafif deyimiyle yaptığınız ayıptır, saygısızlıktır. Bakın, ağzınızdan düşmeyen, en çok kullandığınız söz "demokrasi, irade" sözüdür. Türkiye'de on binlerce avukat var, her ilde var. Onlar kendi baro başkanlarını, baro yönetimlerini seçiyorlar, onlar daha sonra kalkıyorlar Barolar Birliği yönetimini seçiyorlar ve seçimle geliyorlar arkadaşlar. Darbeyle falan geldikleri yok, işte vesayetle geldikleri yok, seçimle geliyorlar ama siz "Hayır kardeşim, biz, sizi tanımıyoruz -bunu açık açık söylüyorsunuz- sizin yönetim kurulu olarak bu tahkim merkezine, genel kurula isim vermenizi biz kabul etmiyoruz, buna izin vermeyeceğiz." diyorsunuz ve bunu Anayasa'ya da açıkça aykırı bir şekilde yapıyorsunuz, biliyor musunuz? Bizim Anayasa'mızın 10'uncu maddesi var, eşitlik kuralı.
Şu 6'ncı maddenin -süre bitiyor da- son cümlesini okuyayım, orada 10 civarı kurum, kuruluş var, onlar genel kurulu oluşturacak ve kişileri seçecekler, diyorsunuz ki: "Bu temsilciler, yukarıda sayılan kurumların yönetim organları tarafından seçilir." Seçildi ama geliyorsunuz aşağıya, Barolar Birliğine "Ey Barolar Birliği, sen ancak 4 tane seçilecek olan avukatla ilgili baro başkanlarının yapacağı seçimin yerini ve gününü belirleyebilirsin, senin yetkin bu kadar." diyorsunuz.
Arkadaşlar, ayıptır, yakışmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURGUT DİBEK (Devamla) - Şimdi, bu Anayasa'ya da aykırı az önce söylediğim gibi, Anayasa Mahkemesine gidildiğinde de eşitlikle ilgili bir handikapla karşılaşılacak.
Ben, bunu az önce arkadaşlara da sordum, "Ya, daha sonra değiştirilir..." Benzer olayı adli yıl açılışında, arkadaşlar, o törenlerle ilgili maddeyi kaldırarak yaptınız Komisyonda, bilmiyorum burada ne olacak?
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dibek.
TURGUT DİBEK (Devamla) - Yani orada Barolar Birliği Başkanı gelip konuşmasın diye, kanun maddesi değiştirmeyi dahi, değerli arkadaşlar, göze aldınız veya buna niyetlendiniz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)